Titrek nefesim aramızdaki boşluğu doldurduğunda Alpaslan, çenemi biraz daha yukarı kaldırdı ve o nefesi ağzına hapsetti. Ellerim hâlâ göğsümde ve kavuşmuş vaziyette duruyordum.
Bana yaklaşmadan önce sormasına rağmen sanki buna, hazırlıksız yakalanmış gibiydim. Her seferinde bambaşka bir şoka giriyordu vücudum.
Alpaslan'ın Tom Ford marka parfümünü zaten odaya girer girmez yayılan kokusundan biliyordum, lâkin dudaklarımız kavuştuğunda Alpaslan'ın kendine münhasır kokusu da ciğerlerime nüfuz etti. Bu sefer daha uysaldı ve bu bana onu keşfetme şansı vermişti.
Göz kapaklarım titreşti ve öylece dudaklarımı esir almış olan dudaklarına teslim oldum.
Çenemin ucundaki eliyle bir kadehten şarap içer gibi narince dolanıyordu dudaklarımda. Ve ben hâlâ daha put gibi öylece kalakalmıştım.
Dili, d
