1.bölüm

1029 Kelimeler
SİBEL'DEN Gün boyunca pencerenin önünde tanıdık ve tanımadık bir sürü insan gelip geçti.Dışarıda ağustos ayının parlak sıcaklığı hüküm sürerken odamın içinde yaşamak isteyipte yaşayamadığım bir sürü şeyi geçiriyordum aklımdan. İnsanlar anne ve babayı seçemez,doğup büyüdüğü evi, akrabaları seçemez ama evleneceği insanı seçer.Yada benimgibi biriyseniz onuda seçemezsiniz. Benim adım sibel bir ablam bir de erkek kardeşim var. Ablam ailemin baskılarıından kurtulmak için ilk fırsatta evlendi. Bense okumak istedim.Ama babam bunada razı gelmediği için açıktan okuyorum. Aslında ailenin diğer büyükleri okuyupta ne yapacak bugün yarın evlenecek zaten dediler. ona bile engel olmak istediler. Benim büyük çabam sayesin de kabul ettiler. Onlarda ailelerinden böyle görmüş, böyle yetişmişler. Aslında babam Antep, annem Adanalı ama annemle babam doğma büyüme İzmir'de yaşamışlar. İzmir merkezde herkesin bir birini tanıdığı bir mahallede oturuyoruz, yani dedikodu açısından çok zengin.Meselâ bizim evde elalemin dediği çok önemlidir. Kötü bir şey yaparsanız elalem ne düşünür, dostu düşmanı konuşturmayın arkamızdan. Yaa hadi düşmanı anladım da dost neden konuşuyor arkamızdan. Nasıl bir dost muş..? Size sözlüm den bahsettim mi? Evet sözlüm var.Karşı apartmanın ikinci katında oturuyorlar. Onu da babam istedi tanıdığımız bildiğimiz aileymiş huyunu suyunu biliyormuşuz. O yüzden istemiyorum ya zaten. Kendisi tam bir ana kuzusudur. "Sibeeel nerdesin"? Gelecek şimdi misafirler." Annem çağırıyor. Misafir dediği sevgili sözlüm geliyor. Hemde yemeğe ben bu işkenceyi neden yaşıyorum ki yaa " Geliyorum anne" Bir hafta önce sözlendik Şevki ile evet adı Şevki ne şevk verici değil mi? Şevki benden iki yaş büyük. O yüzden abi dedim hep ama onun bakışlarından anlıyordum. Bana abi demene gerek yok, iki yaş var derdi hep. Bir kaç defa onun yüzünden dayak bile yemişliğim var. " Kazım amca Sibel parkta oturdu, onla konuştu şunla konuştu" der babam da sana evden çıkma diyorum der döverdi beni. Hiç bir zaman kanım ısınmadı ona annesinin sözünden de pek çıkmaz zaten. Annesine saygısızlık etsin istemem elbet ama sürekli annem diyen bir insanla yuva kurmakta istemiyorum. Söylene söylene odamdan çıkıp mutfağa annemin yanına gittim. "Aaa Sibel giyinmemişsin? " Kime süsleneceğim ki ben yaa? "Giydim ya işte anne!" "Yatağın üzerine koymuştum elbiseyi onu giy" "İyi böyle anne lütfen". Annem bakışların dan kurtulmak için tabakları alıp salona kaçtım.Bir saat hazırlıktan sonra kapı çaldı. "Sibel kapıya bak" "Bakıyorum." Gelen babamdı "Hoşgeldin baba" "Kapatma kapıyı misafirler geliyor." Merdivenlerden ayak sesleri biraz sonra da kendileri göründü. "Hoş geldiniiiz" arkamdan annemin sesini uzata uzata , neşeli neşeli hoş geldiniiiz demesine alık alık baktım. Ah ulan annem olmayacaktı niiiiz derken böyle ağzının ortasına bir tane geçireceksin. Ama annemdi işte. Bende anneme inat dilimin ucuyla bir hoş geldiniz dedim aslında bu daha çok neden geldiniz yada b***k vardı da geldiniz? falan gibiydi. "Buyrun buyrun" Babamın komutuyla hepsi tek sıra halinde salona geçti. Şevki benim yanımda biraz oyalanınca Şefika hanım konuştu. "Şevki" gel oğlum yanıma otur." Aman! meraklıyım sanki oğluna Fesubhanallah yaa. "Semracığım görüşemedik bir hafta" Sevgili kayın validem anneme bakıp ağzını yaya yaya onlar gittikten sonra ne oldu, onu soruyorgüya çaktırmıyor. Mahalle çalkalanmış Kimi kandırıyorsa. onları dinlemeyi bırakıp mutfağa geçtim. Arkamdan da gelişmemiş şevki geldi. "Nasılsın sibel"? onun yüzünden yediğim dayağın izlerini soruyor muhtemel. "İyi şevki sen nasılsın"? " İyiyim Sibel babanla konuştum merak etme artık sana vurmicak benim sözlüme dokunma dedim." Sanki yediğim dayak onun yüzünden değilmiş gibi.Seni istemiyorum yaa ben,yeter ki sen düş yakamdan.Dayak yemeye razıyım ben. Derin derin soludum, Sakinn! sakin! Sibel. İçimden konuşmayı bırakıp sordum. "Bir şey mi istiyecektin?" " Yok ben pazartesi alış verişe gidecekmişiz onu demeye geldim" "Ne alış verişi?" "Düğün" "Düğün?" işaret parmağımla önce onu sonra kendimi gösterdim." Senle benim?"An itibari ile mala bağladım kendine benzetti bu beni. "Evet Annemde gelecek siz anlamazsınız dedi." "Ne alacağız?" "Yatak odası takımı almamız lazım şimdiden gidip beğenelim düğüne hazır olsun zaten az bir zaman kaldı" Dediklerini biraz sindirmek için gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes daha çektim içime. Şefika'nın kuklasıyla aynı yatak odasındaAllah'ım sen bana güç ver. "Ben gelemem annen istediği takımı alsın." Dediğimi biraz düşünür gibi yapıp konuştu. "Haklısın mobilya işlerini senin annenle benim annem halletsin biz düğüne yakın başka alış veriş yaparız birlikte." Allah'ım sen bana sabırda ver. Şefika hanım evlerinden birini oğluna vermek yerine kendisi ile oğlunu aynı eve oturtuyor.İsteme günü aileme söylediler, ailem de herşeyi kabul etti. Yaşayacak olan onlarmış gibi herşeye tamam dendi. düğünün nerde olacağına,nasıl olacağına isteme günü konuşup, anlaştılar. Neyin acelesi bu ben anlamasam da kendi hayatıma seyirci olarak katıldım. Mutfaktan salona geçtiğimde konuşmalar yine benim cenaze günümle ilgili devam ediyordu. "Düğünü konuştunuz mu? kazım" Dedemin babama sorduğu soruya babam cevap verdi. "Konuştuk baba Eylül'ün son haftası." "Çok uzatmayın hayırlı işler uzatmaya gelmez." Annemin babası da görüş bildirdi. Kimse sen ne istiyorsun diye sormuyor. Yeteeeer! diye bağırsam sesimi kimseye duyuramicak gibi hissettim. Şefki'nin babası Sami amca bizim ev sahibimiz. Burda bir kaç tane daireleri var oturdukları apartman da kendilerinin. Babam da güya beni rahat ettirecek. Şefika hanım annemle konuşurken duymuştum, aslında oğluma daha iyisini bulurum dedim, ama illa Sibel olacak dedi. diyordu keşke bulsaydı. Yemekler yendikten sonra biraz daha kalıp çokca da beni sinir edip gittiler. Okadar sinirlenmeme rağmen tek kelime etmedim bana sonra dayak olarak geri dönüyor.çünkü babama göre kızını dövmeyen dizini döver, ee adam da kızını dövüyor. Mutfakta işlerimi halledip güzel de bir banyo yaptım başka türlü sinirlerim yatışmazdı. Yatağıma uzandım. Telefonumdan gelen sesle irkildim.Bu saatte beni tek bir kişi arardı. Öyle akıllı, uslu telefon beklemeyin.Tuşlu eski bir telefon. Dedeme göre kızların başına ne geliyorsa telefonlar dan geliyormuş.Derslerimi kardeşimin bilgisayarından takip ediyorum.kitaplarıda babamla birlikte gidip alıyoruz. sınavlarıma da kim müsaitse o götürür. aslında bizim evin kapısına yazdıracağım. "KAYA HAPİSHANESİ" Ben düşünürken telefonum kapanıp tekrar çaldı alo"Tuğba" "Siboş ne yapıyorsun gittiler mi? "Hııı gittiler sorma daha yeni girdim odama " " Siboş bak ne diyeceğim yarın akşam bizim okuldan arkadaşın doğum günü canlı müzik eğlence falan gidelim mi? " Bastım kahkahayı" kızım sen delirdin mi? " "Bu evden o saatte çıkabilmem için kefenlemen lazım." "Bak izin işini düşünme halledicem ben" "Nasıl halledeceksin? acaba zeki bayan." "Ya kızım ablama gidiyorum de sonra ablanı bana gelmen için ikna ederiz haa nedersin? ondan sonrası kolay." "Bilmiyorum ablama gitmeme izin verirlerse dediğin gibi olsun." "Çok eğlenicez hem seninde havan değişir. " Bilmiyorki benim havam böyle değişmez.bana yüksek bir yer lazım böyle atlayınca hemen ölünmelik. "Siboş ben kapatıyorum yarın haberleşiriz " dedi yüzüme kapattı. Deli kız bende artık gözlerimin kapanmasına dayanamadım Sabah ola hayrola deyip yumdum gözümü.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE