Derinden duyduğum tıkırtıyla sırt üstü uzanıp uyumaya devam ettim. Birkaç saniye sonra soluma çöken ağırlıkla belime sıkıca dolanan kolların kime ait olduklarına bakmak için gözlerimi aralayıp kafasını göğsüme yaslayan Hazla'la göz göze geldik. Her zamanki enerjisiyle bana gülümserken, uykulu gözlerimle gülümseyip kollarımı küçük bedenine doladım. "Günaydın Zümra." Dedi neşeyle. "Günaydın meleğim." Dedim ve saçını yavaşça okşadım. Kollarını belimden ayırıp doğrulup, oturdu. "Annem sizi uyandırmamı istedi. Kahvaltı on beş dakikaya hazır olacakmış." Dediğinde, kafamla onaylayıp Demir'in olduğu tarafa baktım ama yerinde yoktu. Banyodan gelen su seslerinden, Demir'in duş aldığını anlayarak, "Tamam tatlım. Hemen hazırlanıp geliyoruz." Dedim pürüzlü çıkan sesimle. Uzanarak Hazal'ın yanağını öptü

