YENİ BİR GÜN

2126 Kelimeler
                  《 YENİ BİR GÜN  》 Ertesi gün okul dönüşü büyük bir binada asılı bir ilan gördüler “eleman alınacaktır” yazısını görünce bir deneyelim şansımızı yaz tatilinde ailemize katkımız olur diye düşündüler ve hep beraber başvuru formlarını doldurdular. Okuldan mezun olmuştu İbrahim ile ilgili duygusu da başlamadan bitmişti. Yapılan iş başvurusu kabul edilmiş hafta başında işe başlamıştı. Bu ilk iş deneyimi olmuştu. Aslında bu iş hayatına farklı bir tecrübe kazandıracak yeni insanlarla tanışıp daha sosyal aktif biri olacaktı. Aslında aklında farklı planlamalar yapıyordu fakat onları hayata geçirebilmesi için para kazanmalıydı. Arkadaşı Sevil ile birlikte işe başladılar. Ev ile iş yeri arasında yaklaşık iki kilometre mesafe vardı. Sabahları yürüyerek işe giderler akşam olunca servis evlere dağıtırdı işçileri, ilk iş deneyimi için çok fazla yorucu olduğunu düşünmüyordu. Yaz tatilinde çalışıp evin ihtiyaçları için az da olsa katkı sağlayacağı için keyifliydi. Sabah çay molası olurdu çayını simidini alan teras kata çıkar afiyetle yer sonrasında üstüne birde sigara içerlerdi. Çalışanlar arasında yaşça en küçük olan Kader, onların bu yaptıklarına gün geçtikçe özenerek bakar bir yandan da korkuyordu. İlk bir ayını tamamlamıştı maaş günü gelmiş beyaz zarf içerisinde hazırlanmış olan maaşlar teker teker dağıtılıyordu. Sıra Kader'e geldiğinde zarfı eline aldı söyle zarfın kapağını araladı paraları gördüğünde bir aylık yorgunluğu kalmamıştı. Akşam evce gelirken mutfak alışverişi yapmıştı. Annesine sürpriz yapmak istedi, eve geldiğinde ayrıca bir gurur duydu kendisi ile. Annesi: - Canım kızım neler almışsın böyle maşallah benim yavruma Dedi gözleri doldu, daha dün gibi aklındaydı doğduğu gün ne ara büyüdü benim kızım da annesine sürpriz yapıyor diye içinden geçirdi. O kadar çok acıkmıştı ki midesindeki sesler dışarıdan duyulacak gibiydi eve girmeden kapıda mis gibi yemek kokuları geliyordu elindeki poşetleri yere bıraktı sonra ellerini yıkamak için banyoya yöneldi ellerini yıkadığı kafasını kaldırdı ve aynaya baktı Onun da gözleri dolu dolu olmuştu hep birlikte sofraya oturdular çok fazla yorulmuştu yemeğini yer yemez sobanın arkasında uyuya kaldı annesi yatağını hazırlamış yerine yatması için kaderi uyandırmıştı ertesi gün tatildi sabah uyandığında banyoya gitti. Bir de ne görsün Kader artık genç kız olmuştu. İlk başta ne yapacağını bilmiyordu. Ablasını çağırdı gösterdi iç çamaşırını korkmuştu. Ablası yanağına yavaşça bir tokat attı. Neden böyle yapmıştı şaşkınlık içinde gözlerini açarak ablasına baktı. Ablası neden böyle yaptığını sorguladığını bal köpüğü ringindeki gözlerinden anlamış olacaktı ki konuşmaya başladı “ Canım benim ilk regli olduğunda adettendir bu tokat her daim yanakların al al olsun diye canını yakmak istemedim güzel kardeşim “ dedi Kader pek bir anlam veremese de olumlu düşündü zaten canı hiç yanmamıştı. “ Abla ben artık genç kız mı oldum?” diye sordu “ Evet canım korkma bu her genç kızın  başına gelir sağlıklı olduğunu gösterir şimdi sana neler yapacağını göstereyim” Ablası  kısa bir süre sonra elinde bir pet ile geldi “kardeşim sakın korkma böyle durumlarda bunu kullanmalısın ” dedi  Bütün aile bir aradayken şöyle güzel bir kahvaltı yapalım dediler. Sofra muazzam görünüyordu hafta sonu kahvaltılarına ayrıca bir özen gösteriliyordu. Ailenin tek bir beden de bu kadar güçlü olması Kader için öylesine güçlü bir kuvvet  veriyordu. “İste benin ailem çok şanslıyım” dedi içinden ve yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Hava çok güzel yaz iyiden iyiye kendisi göstermişti. Ablası ile biraz dışarı çıkıp alış veriş yapmak istiyordu. Ev işleri paylaşımı yapıldı. Annesi biraz rahatsızdı gelmek istemedi. Kıyafet seçimi için dolabın kapağını açtı söyle bir göz gezdirdi. Onu mu denesem bunu mu giysem derken ablası odaya geldi. “ Oooooo sen daha hazırlamamışsın” dedi “ Ablacım bu pantolonun üstüne şu gömleği giysem nasıl olur ? “ diye sordu “ Bence çok güzel bir seçim canım “ dedi Abla kardeş evden çıkarken acı bir ses duyuldu. Şöyle bir kulak verdiler sese bu yanı başındaki evde oturan Gülser ablanın sesiydi. “ Yardım edin komşular evladıma bir şey oldu” diyerek kapıya gelmişti ellerini dizlerine vurarak bir yandan da halini arz etmeye çalışıyordu. Kızı Şerife banyoda düşe kalmış ses vermiyordu. Kader ve ablası hemen eve koştular. Kapıdan içeri girdiklerinde evde ağır bir koku karşılıyordu. Kader hemen bir battaniye aldı ve Şerife'nin üstünü örttü. Ablası da acil ilk yardımı aramıştı. Ne olmuştu acaba ayağı kayıp düşmüş müydü? Yoksa ısıtıcıdan çıkan gazdan mı zehirlenmişti ? Sağlıkçılar çok fazla bir zaman geçmeden gelmişti. Ambulansı gören diğer komşular da gelmişti. Ortalık ana baba gününe dönmüştü. Sağlıkçılar bir yandan sedye ile Şerife’yi ambulansa bildiriyorlar diğer yandan solunumunu düzenlemek için oksijen maskesi takma çabalarındaydı. Gülser abla dona kalmıştı kapının önünde. Kendine gelmesi için bir bardak su ile Kader geldi; “Korkma şimdi yanına gideceğiz” dedi Mahalle sakinlerinde bir tek Erdoğan abinin arabası vardı. Sanki içine doğmuş gibi arabasını alıp gelmişti. Gulser abla Kader ve ablası Erdoğan abinin arabası ile şehir hastanesinin yolu tuttular. Acile vardıklarında hasta bilgilerini söylediler. Hasta karşılamada ki bayan görevli biraz önce getirilen hastadan bahsedildiğini anladı ve onlara müşahede odasına yönlendirdi. Odaya girdiklerinde Şerife’yi gördüler. Ama sadece yanına bir kişi girebiliyordu.  Kolunda damar yolu açılmış serum bağlanmıştı. Teninin rengi limon gibi sararmış, nefes alıp verirken çok zorlanıyordu. Yaklaşık bir saat serumun bitmesini beklediler. Doktor geldi. “ Hasta yakını kim” diye sordu “Benim doktor bey kızım oluyor" dedi Gülser teyze “Kızınız hastaneye geldiğinde bilinci kapalıydı solunum sıkıntısı çekiyordu “ “Sabah duş almak için banyoya girmişti. Hiç bu kadar uzun kalmazdı banyoda diye düşündüm. Kapıyı tıklattım ses alamadım içeri girdiğimde kendinde değildi. Çok korktum ne yapacağımı bilemedim” dedi “Şuan için korkulacak bir durum yok hayatı tehlikeyi atlattı yalnız bu gece hastanede kalması gerekiyor herhangi bir komplikasyon gelişmemesi için bu gerekli “ dedi “Allah sizden razı olsun doktor bey” dedi Gülser abla Müşahede odasında yüzünde hafif bir tebessüm olmuştu. Kızı için çok endişelenmişti . Doktor beyle konuşmak onu biraz da olsa rahatlatmıştı. Bekleme salonuna giderek Kader ve ablasını buldu. Bu gece Şerife'nin hastanede kalması gerektiğini söyledi. Refakatçi olarak kalmak istiyordu. Kader evden çıkarken Şerife için bir kaç parça elbise almıştı. Banyodan sadece üzerine örttüğü battaniye ambulansa bildirilmişti. Neyse ki Kader elbise almayı akıl etmişti. Elindeki poşeti Gülser ablaya verdi. Acil bir ihtiyaç olursa muhakkak haber vermesini istedi. Hastaneden eve dönmek için Erdoğan abinin yanına gittiler. Doktorun söylediklerini anlattılar ve artık orada beklemeleri için bir sebep kalmamıştı. Annesi merak içinde kalmış bir haber alamamıştı. Eve döndüklerinde saat bayağı geç olmuştu. Alış veriş planları yaparak evden çıkmışlardı fakat her şey planlandığı gibi olmuyordu. Akşam oturduğu yerde uyuya kalmıştı. Hastane acilinde gördüklerinden fazlasıyla etkilenmiş olacaktı ki rüyasında sabaha kadar hastanede bir oradan diğer tarafa koşturma içerisindeydi. Acil kapısında her gelen ambulanstan farklı yaşam trajedileri ortalığa dökülüyordu. Kimisi kaza yapmış, diğeri cinayete kurban gitmiş bir başkası intihar etmiş. Ne kadar acı verici genci yaşlısı hiç fark etmiyordu. Sabaha kadar kabus gibi rüyalar görmüş kalktığında kocaman bir oh çekmişti. Hayat her daim düzlüklerden ibaret değildi bunu daha iyi anlamıştı. Bazen bir yokuşu çıkarken, bazen de hayat gül yaprakları ile bezenmiş yollarda yürütür. Her anın tadını almak ve en önemlisi yanındakilere sevdiğini her an dile getirmek ne güzel bir davranışmış diye içinden geçirdi. Yatağından kalktı mutfağa gidip demliği doldurdu. Kahvaltıyı hazırlayıp annesine sürpriz yapmak istedi. Her şey tam istediği gibiydi önce annesi öptü uyandırdı sonrada babasını; yatağın ortasına oturup “ sizi çok seviyorum benim için çok değerlisiniz “ dedi Odaya ablasını uyandırmak için gittiğinde yatağında bulamadı. Ablası da sabaha kadar çok karmaşık rüyalar görmüştü. Lavabodan çıkmış yüzünü kuruluyordu. “ Günaydın” dedi “Günaydın ablacım “ dedi Kader “Kahvaltı hazır yumurta tam istediğin gibi pişti. Ekmeklerde nar gibi kızardı. Seni çok seviyorum abla” dedi boynuna sarıldı. Kendisinden üç yaş büyük olan abisi mutfak kapısında onları izliyordu. “Günaydın kızlar sabah sabah bu duygusallık nereden çıktı söyleyin bakalım beni ne kadar seviyorsunuz?” dedi Arkalarına dönüp baktıklarında kollarını açık beklediğini gördüler. “Gelin buraya “ dedi ve sevgi yumağına dönmüşlerdi. Kahvaltı sonrası keyif çayını bahçede içmek için kapıya çıktığında Kader, Şerife ve Gülser teyzenin geldiğini gördü. Şerife biraz yorgun görünüyordu. Yanına gidip koluna girdi. “Geçmiş olsun nasılsın “ diye sordu. “Teşekkür ederim daha iyiyim" dedi Eve çıkmasına yardım etti. Kanepe üstüne hemen çarşaf serdi birde yastık getirdi. “Biraz daha dinlensen iyi olur. Tekrar geçmiş olsun “ dedi Odadan çıkarken Şerife hafif kısık bir ses tonlaması ile; “Dün yaptıklarınız için teşekkür ederim. Hastanede de saatlerce beklemişsiniz. Ne kadar teşekkür etsem az kalır.” Dedi “Teşekküre gerek yok sen benim arkadaşımsın sen benim yerimde olsan eminim daha fazlasını yapmak isterdin. İşe bu durumda gelemezsin biraz toparlan olur mu? Ben yarın senin için durumu izah ederim” dedi Şerife Kader’in hem mahallede hem de iş yerinde en yakın arkadaşı idi. Yeni bir hafta başlıyordu. Hazırlandı yola çıktı. Git git yol bitmiyordu sanki her zamankinden daha fazla yol yürümüştü. Sonra kendi kendine gülümsedi, meğer işe giderken Şerife ile sohbet muhabbet ederek yürüdükleri için o kadar mesafe olduğunu fark etmiyorlardı. Her zaman olduğu gibi yine çok şık görünüyordu. İş yerine gelmişti. Daha mesai saati başlamamış bir kaç kişi kapıda dikiliyordu. “Günaydın “ dedi Kapıdakiler başını hafif öne eğerek “Günaydın “dediler İş başı yapmaya on beş dakika vardı. Onlarla birlikte bir müddet kapıda dikildi. Sigara içiyorlardı. İçlerinden biri paketten yarı bir şekilde dışarı çıkardığı sigarayı Kader'e uzattı; “Yak bir sigara” dedi Ergenliğin verdiği düşüncelerden olacak ki geri çeviremedi sigara için daha olgun göründüğünü düşündü bir an ve sigaradan bir nefes çekti. Bu ne tuhaf bir şeydi. Boğazı öyle yanmıştı ki öksürmekten kendi alamadı. Ama bir yandan da hoşuna gitmişti. Sigarayı parmakları arasında onlar gibi tutmaya çalışıyor, onların yaptığı gibi dumanını üflüyordu. Çalışma saati başlanmıştı. Şerife'nin rahatsızlandığını şefine söyledi. Sevil bunu duyunca Kader'in yanına geldi. Arkadaşını oda çok merak ediyordu. Akşam eve dönerken birlikte ziyaret etmek için sözleştiler. Sevil ile aynı mahallede olmasına rağmen çok fazla konuşmazlardı. Tuhaf gelecek ama o kızda daha fazla bir iticilik sezinliyordu. Aslında kendi halinde çok hanım hanımcık çok olmasa da güzelde sayılırdı. Okul zamanında İbrahim ile aralarında bir duygusallık olmuş Sevil İbrahim’i reddetmişti. Her ne kadar ne kendisi nede bir başkasına bahsetmese de aslında İbrahim aklının bir yerlerinde beynini kurcalıyordu. Akşam çıkışta sözleştikleri gibi birlikte ziyarete gittiler. Çok iyi görünüyordu. Biraz oturdular. Gülser abla anlatmaya başladı “Şofbenden çıkan gaz banyoya dolduğu için zehirlemesine sebep olmuştu.” “Hasta ziyaretinin kısası makbuldür bize müsaade “ deyip evden çıktılar. Şerife yarın işe gelebileceğini kızlara söyledi. Herkes evine gitti. Annesinin ayakları çok ağrıyordu. Ameliyat olması gerekiyordu fakat doktorlar yapılacak olan ameliyat için daha erken olduğunu ağrı kesici ilaçlar ile dayanabildiği yere kadar dişini sıkmasını söylemişlerdi. Riskli bir ameliyattı ne kadar geç zamanda yapılır ise o kadar iyi olacaktı. Akşam yemeği yenmiş mutfaktaki bulaşıklar yıkanmıştı. Haftanın ilk çalışma günü biraz yorucu geçmişti, yatağına yattı yastığa başını koyar koymaz hemen uykuya daldı. Sabah uykusundan uyanamayan Kader, zilin sesi ile irkildi. Yatağından fırladığı gibi saate baktı. Alarmı kurmayı unutmuştu. O kadar hızlı hazırlandı ki kendi rekoru kırdı sayılır. Şerife aşağıda bekliyordu, ayakkabılarını giydi hırkasını eline aldığı gibi çıktı. Daha fazla bekletmek istemedi arkadaşını gülümseyerek “Günaydın “ dedi “Şerife uyuya mı kaldın?” diye sordu “Alarmı kurmayı unutmuşum” dedi kafasının hafifçe sağa sola sallayarak “Ben bugün biraz erken çıkmıştım zaten sıkıntı yapma geç kalmadık “ dedi İş yerinden konuşa konuşa yola devam ettiler. Daha dün bitmek bilmeyen yol birden bitiverdi. Atölyenin karşısında yine aynı kişiler sigara içiyordu. Ergenliğin cahiliye dönemine hoş geldiniz. Büyümek neydi? Beden istediğin kadar büyük olsun ,küçük bir bedenden çıkan fikre mağlup olabilirdi. Yani düşünceler büyük olacak. Kader onların yanında kendini onlar gibi hissetmek için yöneltilen sigarayı ikinci kez kabul etmişti. Yaşı on dörttü büyüdüm bende sizden biriyim der gibi sigaradan bir nefes çekiyor olmuyordu, eline bile yakışmıyordu. Daha hayat kulvarının en başında adım atmaya başlamadan koşmaya hazırlanıyordu. Sakin ve emin adımlarla ilerlemek en güvenli yoldu bunun farkına ne zaman varacaktı kendisi yaşayıp görecekti. Çevresindeki insanları  en çok da bu dönemde gözlemleyip doğru yanlış kavramının farkına varması gerekiyordu. Ergen hücreleri bu farkındalığı bir perde misali tek bir aralık bırakmadan örtmüştü. Hata yapmaya en uygun zaman tam da bu dönemdi. Özenti, taklit, imrenme en çok yapılan fakat kabul edilemeyen davranışlar listesinin en başında geliyordu. Bir karar almıştı. Önce lise sonra üniversiteye gidecek sağlıkçı olacaktı. O beyaz önlüğü giyeceğim diyordu kendi kendine; lise kayıtları için bir ay kalmıştı. Orta okul diplomasını almak için okula gitti. Gayet yüksek bir derecede okul ortalaması vardı. Bu puan ile istediği liseye kaydını yatırabilirdi. Günler aynı rutin ile hızlı geçiyordu. Her gün bir birinin aynısı gibiydi. Lise kayıtları başlamıştı. Abisi liseye göndermek istemiyordu. “Okul okuyup ne yapacak ” diyordu. Kader ne yaptıysa evdekileri bu fikirden vazgeçiremedi. Kayıtların son günü annesi ile konuştu. Okula gittiler kayıt için gerekli evrakları hazırlamıştı. Müdür beye kağıtları uzattı. Müdür bey suratında üzgün bir ifade ile kafasını sağa sola salladı konuşmaya başladı. “Bu diploma notu ile neden bu zamana kadar beklediniz? Bu puan ile süper liseye dahi kayıt yatırabilirdin” dedi  Okulda kayıtlar bitişti. Kader'in tek umudu da yok olmuştu. Şimdi ne yapacaktı. Okumak istemişti. Saçma sapan bahaneler ile abisi evdekileri etkilemiş, dediğini de yapmıştı. Abisinin Kader'e yaptığı  en büyük kötülük bu olmuştu.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE