Yüzleşme

1118 Kelimeler
Alfa dan " O Banyoya girdikten sonra yatağa oturarak düşüncelere daldım ve planımı tekrar gözden geçirdim. Yapmam gereken en mantıklı şey buydu; belki biraz bencilce görünebilir ama yapılması gereken budur ve ben de bunu yapacaktım. Bu durumda duyguların bir önemi yoktu. Eğer Ay tanrıçası beni bu insan benzeri kurtla sınıyorsa, ona ayak uydurmalıydım. Bu düşüncelerle dolu bir şekilde uzun bir süre yatakta oturdum, zihnimde fırtınalar kopuyordu. Saatler geçti, Naz hala banyodan çıkmamıştı. Sinirle banyonun kapısını yumrukladım ve "Nerede kaldın, çık artık!" diye bağırdım. İçeriden cılız bir hıçkırık sesi ve Naz'ın endişeli sesi duyuldu. 'Giyecek hiçbir şeyim yok, o yüzden çıkamıyorum' dedi. Korku ve endişe dolu ses tonundan içten içe titrediğini hissedebiliyordum. İçerideki bornozunu giy ve hemen çık, bütün gece seni bekleyemem dedim, sert ve yüksek bir ses tonuyla." NAZ DAN karşımdaki adamdan ölesiye korkmaya başlamıştım, ama artık bir konuda gerçek söylediğini düşünmeye başladım. Gözlerim, koridorda siyah olan göz renginin gittikçe kırmızı ve sarı karışımı bir hal almaya başlamasına tanık olmuştu. Bu değişim, normal bir insanın yapabileceği bir şey değildi. O an, parmağını bana doğrultarak yüzünü ekşiterek, sanki iğrenç bir sırdan bahsediyormuş gibi "Git yıkan!" dedi. İlk anda ne dediğini tam olarak anlayamadım, öylece yüzüne bakakaldım. Ona dalgın dalgın baktığımı fark ettiğinde tekrar konuşmaya başladı, bu sefer sesi sinirliydi. "Aval aval bakma, git yıkan!" dedi, bu sefer daha yüksek bir tonla. O sözleri tekrarlamasının bir anlamı olmadığını fark ettim. Zaten ondan korkuyordum ve sinirli olduğunu anlamıştım. Tüm bu karmaşa içinde daha fazla zaman geçirmek istemiyordum. Sessizce arkamı dönüp, kapının banyoya açıldığını tahmin ettiğim kapıyı açıp içeri adım attım. Gözlerim hala o dehşet verici renge dönüşen gözlerini hatırlıyordu. Titreyen ellerimle musluğu açıp yüzümü yıkadım, derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. O adamın gerçekten bir kurt adam olabileceğini düşünmek bile beni ürpertiyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum, bu olağanüstü durumla nasıl baş edeceğimi düşünüp duruyordum, kafamda bin bir soruyla dolu bir karmaşa vardı. "Bana yıkan dediği anda, bütün bedenim bunu istiyordu. Banyoda kısa bir süre geçirdim; aşırı derecede büyük ve lüks bir banyo vardı. Ailemin evinin oturma odası kadar genişti, bu adam baya zengin olmalı galiba. Etrafta bir sürü süs eşyası olduğunu düşündüğüm küçük heykeller, vazolar ve vazoların içinde çiçekler vardı. Ben kendimi tanırım, sonuç olarak azcık sakar biri olabilirim. Herhangi bir şeye zarar vermemek için ufak adımlarla kuvvetin yanına ulaştım. Küvet içine 3-5 kişi alacak kadar genişliğe sahipti. Küvetin kenarına oturup suyu açtım ve dolmasını beklemeye başladım. Küvet su ile dolarken, uzun zamandır tuttuğumu fark etmediğim göz yaşlarım dolmuş ve akmak, özgür kalmak için beni zorluyordu. Daha fazla mücadele etmeden göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Suyun sesi hıçkırıklarımı bastırırken, kaç gündür içimde tuttuğum gizli gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Küvetin suyu dolunca ağlamayı kesmeden üstümdekileri çıkartıp kendimi suya bıraktım. Sıcak su bedenime çok iyi gelmişti, beni özgürleştirmişti. Aynı zamanda aklıma ailem gelmişti; ne yapıyorlardı, eminim perişan olmuş bir halde beni arıyorlardır. Annemi, babamı, abimi çok özlemiştim. Bir süre ailem için ağladıktan sonra, içinde bulunduğum durumu düşündüm ve bir süre de kendim için ağladım. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, ama artık çıkmam gerektiğini, cehennem iblisin sesiyle anladım. Kapıya dayanmış, "Çık!" diyordu." İçimden kendi kendime konuşmaya başladım. "Tamam, çıkayım da, e be angut kafa, ne giyeceğim?" Sinir içimde tavan yapmıştı, ama bunu ona yansıtamıyordum. Ağlamaktan hıçkırık sesimle cevap verdim, "Çıkıcam ama giyecek bir şeyim yok," dedim hıçkırıklarım arasından. İblisin efendisi cevap verdi, "Sesinden gergin olduğu anlaşılıyor. İçerideki bornozu giy ve çık, bütün gece seni bekleyemem," dedi. "Uyuz herif, bekleme zaten, siktir ol git işte," dedim. Ama nerde, bende o şans, el mahkum dediğini yapıp banyodan çıkıp odanın ortasına doğru yürüdüm ve orada sabit bir şekilde durdum. Bundan sonra ne olacağı aklımda hiçbir fikrim yoktu. İçimden çok cesur bir insan olabiliyorum, ama bunu dışarı yansıtamıyordum. O ise etrafımda dönüyordu korkudan ve demin aldığım duşun etkisiyle tüm bedenim titriyordu. Peki, bundan sonra ne olacaktı? Hayatımın bu noktasında bir karar vermek zorundaydım ve içimdeki cesareti dışarıya yansıtmalıydım. Odanın ortasında durup bir an için derin bir nefes aldım. Sonra, içerideki bornozumu giyinip kapıya doğru adımladım. Gece dışarıda neyle karşılaşacağımı bilmesem de, artık kararlıydım ve korkularımı bir kenara bırakmıştım. Bu adım, belki de hayatımın dönüm noktası olabilirdi. Bir süre kızın etrafında döndüm bu nasıl bir güzelliktir benden yaklaşık 20 santim kısa koyu uzun saçları kiraz kırmızı dudakları ve dudaklarının çilek tadı ve yüzünde tek gram makyaj yoktu. Benim sürümün kadınları da dahi etrafımdaki tüm kadınlar yüzünde 5 kilo makyaj la gezerken bu kadının duru ve sade güzelliği masum bakan gözleri ile birleşince ona yapacaklarının için içimi birazcık sızlattı. "Ama tabii ki, ona yapacaklarının öncesinde bir açıklamayı hak ediyordu. Arkasında durup nazikçe ellerimi beline doladım ve onu göğsüme çektim. Nefesimi kulağına doğru üfleyerek yavaşça yatağın kenarına yöneldik ve sert bir ses tonuyla 'Beni dinle' dedim. En erkeksi ve iç gıdıklayıcı sesimi kullanarak. Naz, söylediklerimi ikilemeden yaptı. Yatağın kenarına oturunca ben de yanına oturup derin bir nefes alarak konuşmaya başladım. "İlk önce benim adım DEMİR," dedim. Naz hafifçe kafasını salladı. Yüzümde hafif bir sırıtışla, "Tanıştığımıza memnun oldum, değil mi Naz hanım?" dedim, alaycı bir ses tonuyla. Tam bana cevap vermek için kafasını kaldırıp dudaklarını hareket ettirmeye başlamıştı ki elimi kaldırarak onu durdurdum. "Bekle, hiç konuşmadan beni dinleyeceksin," diye emrettim, sert bir tonla. Gözlerimi gözlerine dikerek devam ettim. "Bu gece koridorda sana söylediklerim var ya, hepsi bir bir doğru. Ben bir kurt adamım ve hatta alfa'yım. Bu dünya üzerindeki en büyük üçüncü sürünün alfasıyım. Ve yine sana söylediğim gibi, sen de yakında bir kurt adam olacaksın, ama şu an için ikinci konumuz. Bu gece aklında hiçbir soru işareti bırakmayacak şekilde her şeyi sana ilk ve son kez anlatacağım." Naz'ın yüzündeki şaşkınlık ve merak, konuşmama eşlik ediyordu. Ona bu sırlarını açıklamak için bu geceyi seçmiştim ve kararlıydım. Naz, gözlerini benden ayırmadan dikkatle dinliyordu. Anlatacaklarımın onun için ne anlama geldiğini anlamak istiyordum. İçimdeki kurdun gücüyle, ona gerçeği anlatmaya hazırdım. Naz'ın yüzünde karmaşık duygular dans ediyordu, ancak benim kararlılığım ve açıklamalarım ona güven veriyordu. Bu gece, onun hayatını sonsuza dek değiştirecek bir yolculuğa çıkacağımızın farkındaydım. Tekrar konuşmaya başladım. "Demin de dediğim gibi, ben bir alfa'yım," dedim. Bu sefer Naz, beni durduramadan doğrudan konuştu: "Beni neden kaçırdın? Ben nerdeyim? Aileme, evime girmek istiyorum," diye sordu. Sorularının ardı arkası kesilmiyordu. Naz'ın gözlerinde korku ve endişe vardı, anlaşılan durum onu oldukça tedirgin etmişti. Hızlıca elimi kaldırıp ona susmasını söyledim. "Çünkü," dedim, "sadece beni dinlemene ve anlamana ihtiyacım var. Şu an için endişelenme, her şey açıklığa kavuşacak." Naz'ın gözlerindeki endişe biraz hafifledi, ancak hala merak ve korku vardı. "Şimdi sana anlatacağım şeyler oldukça önemli ve hayatının dönüm noktası olacak," dedim. Naz'ın yüz ifadesi karışıktı, anlaşılan kafası oldukça karışmıştı. "Senin de bir kurt adam olacağını ve bu dünyada benimle birlikte özel bir rol üstleneceğini söylemiştim. Bu gece, gerçeklerle yüzleşme ve yeni bir yolculuğa çıkma vakti geldi." Naz'ın gözlerinde şaşkınlık ve merak vardı. Ona olan anlatımımı sürdürerek, yaşamını değiştirecek sırları açıklamaya devam ettim.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE