ROJDA Bakışları karardı. Birkaç saniye hiç konuşmadı, sadece yüzümü süzdü. Gözleri, dudaklarımdan kaşlarıma, oradan da gözlerimdeki öfkeye kaydı. Sonra bir anda sesini yükseltti. “Hiçbir yere gittiğin yok!” Çenesini gerip bana doğru iki adım yürüdü. Artık o kadar yakındı ki, boynuma çarpan nefesini duyabiliyordum. “Elvan’ın yerini falan almıyorsun,” dedi buz gibi. “Bu saçmalığı derhal aklından atacaksın.” “Saçmalık mı? Sofrada neler konuştuklarını biliyor musun sen? Yüzüme baka baka seni onunla kıyaslıyorlar. Ben de sonunda anlamış oldum. Beni gördüğün ilk an, aklına kim geldiğini biliyorum artık!” Gözlerim doldu, ama ağlamadım. Ağlarsam kaybedeceğimi biliyordum. Sert bir ifadeyle baktım yüzüne. “O yüzden evlenmek istedin benimle değil mi? Çünkü beni ilk gördüğün an, Elvan’ı görmüş

