Karargahta Aşk

4.bölüm

Sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırladım. Sonra da diğerlerini nazik(!) bir biçimde uyandırdım. Tabi canım timim bana sevgi(!) sözcükleriyle karşılık verdi. Hemen kahvaltımızı yapıp hızlıca karakola gittik. Tim'imi açtima alanına götürüp onlara eğitim yaptırmaya başladım.

"150 şınav, 150 barfiksle başla bakalım"

Onlarla beraber  bende şınav pozisyonu aldım. Henüz 50 bile olmamışken konuşmaya başladılar.

"Komutanım götünü seviyim azalt şunu" bunu diyen tabiiki Kaan'dı.

"Götünü değil gerizekalı gözünü olacak o" ona çıkışan da Yiğitti.

"Napabilirim gözü güzel olabilir ama götü daha güzel o yüzden götünü seviyim dedim."

"Bana bak lan bir daha Kavinin orasına burasına bakarsan seni doğduğuna pişman ederim."

"Tamam seni de anlıyorum kıskanıyorsun beni ama dediğim gibi kızlardan hoşlanıyorum ben. Özellikle de Kavin den."

Bunun üzerine bende Kaan'a öpücük attım. Oda sırıtıp bana öpücük attı. Tekrar Önüme döndüğüm de bir adet Alp yüzbaşıyla göz göze geldim. Sanki sinirli bakıyor gibiydi ama umursamadım. Biraz daha hem gevezelik yapıp hem de eğitimi tamamladık. Ben hariç herkes kendini yere atmıştı. Bunu gören Kaan beni elimden çekiştirip oturtayım derken onun kucağına düştüm.

"Silktir! Amma ağırsın kızım, kalk hemen üstümden" dedi.

Kafasına sert Bi şekilde vurup kucağından kalktım. Bizim bu halimize tabiki de timdekiler katıla katıla gülüyordu. Etrafa göz atınca çoğu kişinin bize baktığını gördüm. Kaşlarımı çatıp konuştum.

"İşiniz gücünüz yok mu asker sizin?

Hemen önünüze dönün"

Benim bağırmamla herkes kendi işine döndü. Bir tek Alp yüzbaşı aynı şekilde bana bakıyordu. Ona da ters bir bakış atıp bizimkilere döndüm.

"Hadi dinlenme odasına gidelim. Göz önünde eğlenemiyoruz. "

Onlarda beni onaylayıp kalktılar yerden. Kaan hemen sol tarafıma gelip kolunu omzumu attı. Sonrada saçımdan öptü.

"Kimseyi kafana takma güzelim"

Yiğit te sağ tarafıma geçip oda aynısını yaptı.

"Seni üzeni üzeriz bebek"

Diğerleri de hemen önüme geçip birer öpücük aldılar. Bende onlara içten bir gülücük sundum. Dinlenme odasına geçip hemen attık kendimizi bir yerlere. Ben Ahmetin dizine başımı koymuş yatıyordum. Ahmette saçlarımla oynuyordu. Diğerleri ise ya telefonla oynuyor yada gırgır yapıyordu. Sadece Hakan ansiklopedi okuyordu. Yüzümü Ahmete dönüp konuştum.

"Kanka senin geçen gün konuştuğun kız vardı ona ne oldu?"

"Hala konuşuyoruz."

İmalı bir sırıtma gönderip tekrar konuştum.

"Hmm demek öyle. Ee ne zaman gidiyoruz"

"Nereye gideceğiz?"

"Nereye olacak kızı istemeye aptal."

Diyerek çıkıştım. Benim bu hareketime göz devirip konuştu.

"Saçmalama kızım daha 1 ay yeni oldu. Ne istemesi. Hem asker adama kız vermiyorlar"

Tabi bu öyle diyince benim sinirler uzaya kadar çıktı. Kafasına bir tane geçirdim. Ardından iyice kafasına soksun diye yakasından kendime doğru eğdim. Tam konuşacaktım ki kapı gürültülü bir şekilde açıldı ve Alp yüzbaşı geldi. Bizi de bu halde görüp yanlış anladı muhtemelen. Yoksa o boynunda ve alnında beliren damarın mutluluktan çıktığını sanmam. Şuan eminim ki beni gözleriyle öldürmeye çalışıyor.

Adamın resmen gözlerinden ateş fışkırıyor. O içeriye pat diye dalınca bizimkiler hemen ayağa kalkıp hazırola geçtiler. Bu sayede bende Ahmetin kucağından düşmüş oldum. Hemen toparlanıp Alp yüzbaşıya döndüm. Konuş der gibi bir bakış attım. O da anlamış olacak ki boynundaki ve alnındaki damar ile konuşmaya başladı.

"Albay çağırdı. Görev var, toplantı odasına gelecekmişsiniz hemen"  

Bizde hemen çıkıp toplantı odasına gittik. Alp yüzbaşı ve timi albayla beraber bizi bekliyordu. Albaya selam verip yerlerimize oturduk. Albay görevi anlattı. Bir köye gidip köylü kılığına girecek ve gelen teröristleri öldürecekmişiz. En sevdiğim iş.

Hemen oradan çıkıp hazırlanmak için odalarımıza girdik. Herşeyimi alıp çıktım. Timde benimle beraber çıkmıştı. Helikopterin önüne gelip bekledik. 2 dk sonra da diğer tim geldi. Albay yanımıza gelip konuştu.

"Emir komuta sende KAVİN. Sağ salim gelin."

Alp yüzbaşı benim komuta etmeme sinirlenmiş gibiydi. Bu hep sinirli orası ayrı meselede. Hemen yüksek sesle konuştum.

"Helikoptere Bin."

Emirimle hepsi helikoptere bindi. Umarım sağ salim hallederdik bu işi.

Kafamda basit bir plan kurup konuştum.

" Köylü kılığına iki kişi gireceğiz. Biri ben biri Kaan. Kaan ve ben evli çifti oynayacağız. Bizim keskin nişancı yani Ömer ön tarafa sizin keskin nişancı da Kadir'di galiba o da arka tarafa geçecek. Diğerleri hafif aralıklarla mevzilenecek. Size kulaklıktan haber verince atışlarda başlayacaksınız. Anlaşılmayan bir yer var mı? "

Herkes onaylarken Alp itiraz etti.

"Kaan'ın yerine ben geçerim. Kaan da benim yerime geçer."

Başımı iki yana salladım.

"Hayır itiraz istemiyorum. Ben ne dediysem o olacak."

Kaşlarını sinirle çatarak bana baktı. Alnındaki damar yavaş yavaş kendini gösteriyordu.

"Ben senin emir verebileceğin biri değilim. İkimizinde rütbesi aynı. Üstünlük taslama. Ayrıca her şeyi ben bilirim havalarını bırak."

Alayla kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Hadi ya! Tabi komutanım siz ne derseniz o!"

Benim konuşmamla eli yumruk olurken sinirli sesiyle konuştu.

"Bana bak Kavin. Ben sabırlı bir insan değilim. Hele hele sakin asla değilim. Benimle düzgün konuş."

Alayı bir kenara bırakıp bende ciddi bir sesle konuştum.

"Asıl sen bana bak yüzbaşı. Albay emir komutayı bana verdi. Ayrıca her şeyi ben bilirim havalarında da değilim. Öyle olsaydım hiç birinize sormadan direk konuyu kapatırdım. İki komutan var ve ikimizin yan yana olması iyi olmaz. Sen askerlerle ilgilenirken ben de kılık değiştireceğim. Şimdi nedenini anladın mı? "

İçine derin bir nefes çekip bana ters bir bakış attıktan sonra cevap vermeden helikopterin camına doğru döndü. Bende ona göz devirip önüme döndüm. Kaan kolunu omzuma atıp beni göğsüne çekti. Ardından saçlarıma bir öpücük kondurdu.

" Sakin ol güzelim. Operasyonda dikkatinin dağılmasını istemeyiz."

Bende ona dönüp yanağını öptüm. Ardından tekrar göğsüne sokulup iniş yapmamızı bekledim.

______________________________________

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Oy verin!

Satır arası yorumlar yapmayı unutmayın.

Sizleri seviyorum