bc

Küçük Şeytan

book_age4+
679
FOLLOW
1.6K
READ
playboy
mystery
highschool
school
like
intro-logo
Blurb

Bu psikopatlık, doğuştan mı? Yoksa hastaneye falan yattın mı?"

Ellerime bakarak düşündüm bir süre. Tırnağımın birini yamuk mu törpülemiştim?

"Aslında psikolojik tedavi gördüm bir süre. Sonra, doktor bıraktı beni. Neden bilmem?" deyip kafamı kaşıdım. "Ablan böyle." demişti bana. "Buna alışması lazım. Sanırım ondan sonra kafasını ısırdığım için bıraktı." Elimi çeneme koyup ağzımı büzerek düşündüm bir süre. "Bir sonraki seansta yanıma kelebek çakı alıp ben de seni keseyim, alışırsın diyerek onu kovaladığım için de olabilir belki."

Demir inanmaz bir şekilde gözlerini kocaman açmış bana bakarken "Ablamı sevmek ve korumak konusunda şakam yok." dedim. "Umarım anlatabilmişimdir element."

chap-preview
Free preview
1
Hikaye Bana Bir Sen 'Kitabının' devam hikayesidir. O okunmadan da gayet rahat okunabilir. Açıklamam gereken tek detay Elçin'in evlatlık olduğu sanırım. Keyifli okumalar. Canımız acırdi bazen. Öyle çok acırdi ki hem de, bir zaman sonra alışkanlık olurdu bazılarımizda o acı. Hissetmezdik bir zaman sonra. Bazılarımızın da acıdan canı çıkardı ama yine de asla sesi çıkmazdı, içini bilmeyen anlamazdı canının acıdığını. Bazıları da canı hiç acımasa da avaz avaz bağırırdı tek canı olan o imiş gibi. Sanki bir tek onun canı yanarmış gibi. Başka kimse Can yanması ne demek olduğunu bilmiyormuş gibi. İnsanlar değişik idi. Hepsinin değişik olması elbette normal bir şeydi. İyi ve kötü olmaları da öyle tabi ki. Her toplumda her insanın iyi be kötüsü vardı. İnsanların kendi içinde bir yerlerde bile iyi ve kötü yanlar vardı. Ama kötülük dedikleri şeyi sadece kendilerine yapsalar ne olurdu? Sadece kendi içinde olsa iyilik ya da kötülük. Ya da yaparken benim sevdiklerimden uzak dursalar? Çünkü aksi takdirde acıdan değil de beni bırak diye ağlıyordu hepsi. Ve ben ağlayan insan pek sevmiyordum. Tür olarak da insan pek sevmiyordum gerçi ben, ama neyse. "Sonra ben de ona dedim ki.." diyerek heyecanlı heyecanlı anlatmaya devam ettim. "Hey! Demir bacak." Gözlerimi Elçin'den alıp, laf atan geri zekâlıya çevirdim. "Ne dedin sen?" "Duymadın mı?" "Ekin, Eren gelir şimdi. Hadi olay çıkartma." Elçin beni çekiştirirken, sinirle omuz silkip ondan kurtuldum ve çocuğa doğru yürüdüm. Olay mı çıkartma? Ne demekti ya olay çıkartma. Olay çıktı ablasının gülü, sen farkında değilsin sadece. "Duymadım." dedim tek kaşımı kaldırıp. "Ne dedin?" Kulaklarımda sorun var da benim. Ağır işitiyor. Birazdan senin de aynı derdin olacak, anlarsın beni merak etme. "Sana laf atan olmadı yer cücesi." Sarhoş muydu lan bu? Leş gibi kokuyordu ağzı. Hem de okulda. Pü, utanmaz. "Ablama da laf atamazsın!" diye çıkıştım sinirle. "Ne yaparsın? Ağlar mısın?" "Ağlamak tarzım değil bebeğim. Ama güzel ağlatırım!" deyip atladım çocuğun üzerine. Dengesini sağlayamayıp da yere yıkıldığı anda karnına oturup yüzünü tırmalamaya başladım. Ohhh, ne güzel de kanlar akıyordu. Herkes bir yandan başka bir şey bağırırken, çocuk hiç tepki vermiyordu. En sonunda biri belimden tutup da beni havaya kaldırırken, tırnaklarım kan içinde kalmıştı. "Ne yapıyorsun lan sen?" "Dayı.. O.. Ablama.." dedim nefes nefese, ellerimi dizlerime koyup. Adam pataklamak da bayağı yoruyormuş insanı yahu. "Ne dedi?" Kaşlarını çatıp da Elçin'e dönünce, hiçbir şey söylemeyerek ağlamaya başladı. Al işte, kimse benim ablamı ağlatamazdı. Bunun için onu bir daha tırmalamam gerekecekti. Çocuk ayağa kalkarken, "Sen kimsin de ablamı ağlatıyorsun?" diyerek tekrar üzerine atlayacaktım ki, belimden tutarak beni geri çekti dayım. "Ne söyledin ona?" Sinirle çocuğa bakarken, Elçin'in ayağını işaret etti. Allah'tan Elçin ağlıyordu da görmemişti bu hareketini. Ay töbe ya, ne diyorum ben öyle? "Ya bırak işte dayı. Öldüreyim şunu." "Sana hiç yakışmıyor böyle şeyler yerden bitme." diyerek uyarırcasına bana baktıktan sonra, çocuğa kafayı gòmdü dayım "Ama bana nasıl yakışıyor bilemezsin." diyerek. Çocuğu kaldırıp "Bir daha." deyip yumruk attı. "Sakın." Bir tane daha. "Gebertirim seni." Ve bir tane daha. Yakasını bırakınca yere yığılan çocuğa bakıp "Geber inşallah." diyerek Elçin'in koluna girdim. Arabaya binerken, gözyaşlarını siliyordu. "Al şunu." deyip ıslak mendili uzattım. "Annem ağladığını öğrenirse okulu yakar. Tamam okulu sevmiyorum ama.. Ne bileyim, en azından yakışıklı sınıf arkadaşlarıma yazık olur." Eren dayım ve Elçin gülerken, gülümsedim ben de. Işte en sevdiğim kısım buydu, ne olursa olsun birlikte gülebilmek. "Ben dedim sana etek giymeyeyim diye." dediğinde sinirden gözüm seğirmeye başlamıştı bile. Nasıl böyle düşünebilirdi ki? Biri bir şeyden pişman olacaksa, bu asla ama asla o olmamalıydı. "Saçmalama!" deyip sinirle kafamı uzattım arkadan. "Benim de sivilcelerimle dalga geçiyorlar, ben de yüzümü kese kâğıdı ile kapatayım o zaman, Müge Anlı'ya çıkan karılar gibi." "Of Ekin ya." Elçin kahkaha atınca gülerek arkama yaslandım ben de. Utanacak bir şeyi yoktu onun, olmamalıydı. Utanacak olan beyinleri sakat kalmış insanlardı. Onun güzel kalbine değil de, protez bacağına bakan insan müsfetteleri! İnsanlar çok kötüydü. Öyle kirlenmisti ki yürekleri, öyle kirli bakıyordu ki gözleri, Elçin'in tertemiz kalbini göremiyordu hiç biri. Kendi kirlerinde boğulup giderken, görseler de umursamıyorlardı belki de. Kim bilir? O kadar umursamıyorlardı ki, kendi canları yanmaya dursun, karşıdakinin canını yakmak için bir dakika bile düşünmüyorlardı. Kendi canlarının yanmasına bile gerek yoktu belki de bunun için. Ama benim vardı. Canım yandığı an can yakmayı çok iyi bilirdim. O protez kafalı da öğrenecekti bunu. Hem de en kısa zamanda.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Leyl Tutkusu

read
307.8K
bc

Kalbimin Derininde

read
7.7K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
13.2K
bc

HÜKÜM

read
136.7K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
6.0K
bc

Ufaklık | Texting

read
1.7K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
8.1K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook