bc

Ateşle Vals

book_age18+
22
FOLLOW
1K
READ
dark
HE
opposites attract
mafia
heir/heiress
mystery
like
intro-logo
Blurb

Biri Ceo, diğeri ailesini kabul etmeyip kirli işlere atılan mafya olan iki üvey kardeş. İkisi de aşka inanmayan, sadece işine odaklı iki erkek. Ve tabi ki onların aklını başından alacak kadınlarla tanışana dek.

chap-preview
Free preview
1
Ateş, birkaç saniye boyunca çalan telefonuna baktı. Onun sesini duymayalı asırlar olmuş gibiydi. Asırlar olmasa da arada, yılların geçtiği su götürmez bir gerçekti. Transtan çıkmış gibi başını iki yana sallayıp kendine geldi ve telefonu cevapladı. "Senden bir ricam var." Tabi ki hâl hatır sormasını beklemiyordu. Ama rica? İşte bu da beklediği son şeylerden birisiydi. "Dinliyorum." "Asistanım. O. Kaçırıldı." "Nerde bulurum?" diye sordu, kardeşinin aksine sakin çıkan sesiyle. "Konumu mesaj atarım." "Olayı anlatmaya niyetin var mı? Yoksa sadece alıp çıkayım mı?" "Al ve bana getir. Evde konuşuruz." Telefon kapandı, adres geldi, ama Ateş hâlâ sabit bakışlarla telefona öylece bakıyordu. O eve, babası öldüğü günden beri girmemişti. Onun da eviydi belki, ama o hiçbir zaman o hissi kalbinde hissetmemişti. Bir kalbi var mıydı zamanında, ondan da emin değildi gerçi artık. Bunu düşünmeyeli uzun zaman olmuştu çünkü. "Birkaç kişiye haber verin. Gidiyoruz." dedikten sonra arabaya binip telefondaki adresi açarak şoföre uzattı. Kardeşinin aksine planlı olmaktan nefret ederdi. Ve babasından kalan şirketi yöneten kardeşinin aksine, plansızlık her zaman işine yarardı. Yap bitsin işte kafasında olmak onun işi için oldukça uygundu ne de olsa. Arkasında duran arabalara bakıp kendi arabasından indi ve silahın emniyetini açarak içeri girdi. Beklediğinin aksine içeride ordu falan yoktu. Sadece birkaç kişi ve bağlı olan kadını gördü. "Neler oluyor?" "Almamız gereken bir arkadaş var. Hiç rahatsız olmayın." "Ne saçmalıyorsun sen be?" Soru sorana aldırmayarak arkasindakilere işaret verdi. "Kızı alın, çıkıyoruz." "Pazardan elma mı alıyorsun sen be?" "Evet." dedi, karşısındakine bakarak. "Sen de o elmadaki kurt oluyorsun sanırım. Hiç sevmem organik meyve." Silahı hafifçe kaldırıp adama doğru ateş etti. Bacağına gelmiş ve adam anında çığlık atarak kendini yere atmıştı. Karşılıklı silahlar çekildiğinde birkaç kişiye daha ateş etmesi, karşıdakilerin koşarak kaçmasına neden olmuştu. Belli ki o silahları sadece korkutmak için kullanıyorlardı. Adamların kızı çözmesini seyretti sonra da arabaya bindirilen kızın yanına oturdu. "Sen... İsmin Ateş, değil mi?" "Kardeşimle dedikodumu mu yapıyorsunuz?" diye sorduktan sonra şoföre döndü. "Asel'in evine." Hareket ettiklerinde kız yorgunlukla başını arkasına yasladı. "Hayır. Sadece, bir şey olursa beni senin kurtaracağını, korkmamam gerektiğini söylemişti." Şaşkınlıkla kaşları havaya kalkarken, sakince arkasına yaslanıp yolun bitmesini bekledi. Hayatının en gergin yolculuklarından birini yapıyor gibi hissediyordu. Hâlâ elinde tuttuğu silahını yanına koyarken, buz gibi olan ellerini yumruk yaptı. Kardeşi ile karşılaştığında nasıl karşılanacağını bilmemek onu haddinden fazla geriyordu. Üstelik kızı kendi de kurtarabilirdi, oldukça basit bir durumdu. Neden onu karıştırma gereği duyduğunu anlatayamamıştı hâlâ. "Sağdan." "Ne?" "Sağdaki girişten gireceğiz diyorum. Orta bina boş. Asel bey sağ tarafta." "Sağa dön." dedikten sonra camdan dışarıya cevirdi başını. Neden geçmemişti ki babasının binasına? Sonuçta her şey artık sadece onundu, tıpkı bu yer gibi. Neden hâlâ kendi tarafında kalmayı tercih ediyordu? Araba durup da kapısı açıldığında derin bir nefes alıp dışarı çıktı. İki kardeş kısa bir süre birbirine baktı be sonra Asel kadına döndü. "Aldın mı?" "Tabi ki. Niye kovaladılar sanıyorsunuz?" İkisi de gülümsediğinde, Asel herkesi içeriye davet etti. "Gelmem şart mı?" "İstediğim bir şey daha var." Ateş istemeyerek de olsa içeriye doğru adım attı. İkisinin arkasından gidiyordu ve bu da ona etrafı inceleme şansı vermişti. Değişen pek çok şeyin dışında kendisinin de içinde bulunduğu fotoğraf çerçevelerinin hâlâ duvarda olduğunu fark etti. "Otursana." Denileni yapıp ikisinin konuşmasını seyretti. Sonra kadın ayakkabısının tabanını ikiye ayırıp bir flash çıkarttı. "O da ne? Bana onun asistan olduğunu söylemiştin." "Aslında ben tam olarak burdayım." Ona bakan adamı görüp "Yani bana sorabilirsiniz kim olduğumu." dedi gözlerini devirip. "Sadece bizden çalınanı geri aldım. Ve evet, asistanım." "Asistanlar ne zamandan beri hırsızlık yapıyor?" "Hırsızlık değil. Dedim ya, o zaten bizimdi." "Peki çoktan kopyaladılarsa?" "Açamazlar bile." dedi Asel. "Elvan bu konularda çok iyidir." "Hırsızlık ve hackerlık yapan bir asistan. Enteresan." "Bir Ceo'nun mafya kardeşi olmak kadar enteresan değildir bence." "Sen..." Asel araya girip "Birbirinize girmeden önce sonraki isteğimi söylesem mi?" diye sordu. "Ya da önce bi kahve içmek ister misiniz?" "Hayır. Ve, söyle artık." "Onu uzaktan korumak için birilerini göndermeni istiyorum." "Bunun için bir güvenlik şirketin var diye biliyorum." "Onları beğendiğini bilmiyordum. Özellikle de onlara rağmen hâlâ peşime adam takmandan sonra." "Sen... Nerden biliyorsun?" Elvan adama baktım o anda. Kurtardığında nasılsın diye bile sormamış olması, ona egoist bir hava katıyor diye düşünmüştü. Ama o kardeşini düşünen biri çıkmıştı enteresan bir şekilde. "Oldukça dikkatlisin hâlâ merak etme. Sadece, peşimde sürekli değişen adamlar olmasının, senin etrafında olduğunu bilen bir kardeşe de sahipsin aynı zamanda." "Kimden koruyacağız?" "Kabul ediyorsun yani." "Cevap verecek misin?" "Aslında teknik olarak eski sevgilimden. Flashı çaldığım." Sırıtan kıza bakıp gözlerini devirdi Ateş. Sonra da dik dik ona baktı. "Hırsız, hacker ve eskort."

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Gidelim Buralardan

read
1.1K
bc

Seni Bana Getiren Yollar

read
3.6K
bc

EWİNDAR

read
10.2K
bc

YIKIK MESKEN

read
1.4K
bc

HANIMAĞA

read
11.0K
bc

İNFİTAR

read
7.7K
bc

BATIK GEMİ

read
2.7K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook