BLO*DY MARY

799 Words
Gecenin bir yarısı aynanın karşısına geçip adını çağırdığınızda aynada beliren ve sizin boynunuzu kesmek suretiyle ölümünüze sebep olabilecek hüzünlü, bir o kadar da korkutucu kadının hikayesine muhtemelen bir yerlerde denk gelmişsinizdir. Blo*dy Mary ile ilgili birçok söylem var. İşte en popülerleri. Kahramanımız Blo*dy Mary'nin hikayesini okumaya hazır mısınız? 1. VERSİYON 1800'lü yıllarda ailesiyle yaşadığı öne sürülen Mary isminde genç ve güzel bir kız varmış. Mary kısa bir süre önce hayatının aşkını bulmuş ve bu genç yakışıklı adamla evlenmeye karar vermiş. Ancak kız düğünden kısa bir süre önce rahatsızlanmış ve ani kalp durması yaşamıştır. O zamanlar tıp çok iyi olmadığı için doktorlar genç kızın öldüğünü ilan etmişler. Bu kadar ani bir olay karşısında ailesi Mary'nin öldüğüne asla inanamamış ve anlam verememiş. Bu yüzden cenaze töreni esnasında kızın başparmağına bir ip bağlamışlar ve o ipin ucunu da bir çana bağlamışlar. Eğer Mary yaşıyorsa o çanın düşeceğini ve onlar da bu durumu fark edip kızlarını oradan çıkaracaklarına inanmak istemişler. O gece çok üzgün olan aile acılarını biraz da olsa dindirmek için kasabada bulunan bir bara gitmiş ve bütün gece içki içmişler. Sabaha karşı bardan çıktıktan sonra eve giderlerken tekrar kızlarının mezarının olduğu bölgeden geçmek istemişler ve çanın yerinde olmadığını görmüşler. Mary'nin anne ve babası mezarı açmak için hemen harekete geçmiş ve tabutu dışarı çıkarıp açtıklarında zavallı Mary'nin tabuttan çıkabilmek için var gücüyle uğraştığını ve tırnaklarıyla bütün tabutu tırmaladığını, bu yüzden de ellerinin ve tırnaklarının parçalandığını ve bütün tabutu kanla boyadığını görmüşler. Zavallı kız tabuttan çıkabilmek için saatlerce uğraşmış, en sonunda havasızlıktan dolayı boğularak can vermiştir. İnanışa göre her sene Mary'nin ölüm gününde, karanlık bir banyoda, aynanın karşısına geçip Bloody Mary derseniz, Mary o hiç giyemediği gelinliğiyle beraber gelir ve sizin boğazınızı keser. Ayrıca Mary'nin size görünmesi için büyük ve karanlık bir sırrınızın olmasının gerektiği de rivayet edilir. 2. VERSİYON 1700'lerde Amerika'da bir kasabada (ismini hatırlayamadım.) yaşayan Mary Bloodsworth adında bir kadın varmış. Bazılarının inanışına göre bu kadın çocuğuyla birlikte yaşayan yalnız bir anneymiş. Bazılarına göre ise karanlık büyülerle uğraşan bir cadıymış. Kasaba'da 1600'lerde başlayan cadı avcılığı bir çok masum genç kadının ölümüyle sonuçlanmıştır. Kasaba da küçük bir kızın sara nöbeti geçirerek ölmesiyle başlayan olay tüm kasabaya yayılmış, insanlar benzer krizler geçirerek hastalanmaya başlamış, hatta bazıları ölmüştür. Ardından kasabada cadı avı başlatan kasaba halkı birçok kadını suçlamış ve ilk başta on dokuz kadının mahkemelerce alınan kararla cadı olduğu şüphesiyle yakılarak öldürülmesiyle başlayan olaylar giderek artmış ve çirkin bir hal almıştır. İnanışa göre Mary Bloodsworth da bu kadınlardan biridir. Cadılıkla suçlanan bu genç kadına ilk önce korkunç bir şekilde bebeğinin öldürülüşü izletilir. Ardından kasaba halkından otuz kişi elindeki bıçakla Mary'nin yüzüne birer kesik atar ve Mary'ye de bu olay aynadan izletilir. Zavallı kadın acılar eşliğinde kan kaybından dolayı can verir. Ancak bu esnada ruhu aynanın içine hapsolur ve teker teker insanları avlamaya başlar. Ölümünün ardından Mary bazı günler doğru bir şekilde kendisini çağırırsanız sizi ziyarete gelir. Bunun için farklı ritüeller vardır. En bilinenlerinden birisi ise; banyoda üç tane mum yakıp ve ardından üç kere BLO*DY MARY I KILLED YOUR BABY (Kanlı Mary bebeğini ben öldürdüm.) yada BLO*DY MARY I STOLE YOUR BABY (Kanlı Mary bebeğini ben çaldım.) demeniz. Özellikle 70'li yıllarda Amerika'da genç kızların pijama partilerinde bir oyun olarak başlayan bu gelenek bazı genç kızların sebep bulunamadan ölmesi ve bazılarının da vücutlarında yer alan kırıklar nedeniyle korkutucu bir hal almıştır. Gerçek hayata dönecek olursak Amerika Boston'da yer alan bir okulda, okul banyolarında Blo*dy Mary'nin görüldüğü iddia edilen ilk okuldur. Görünen bu kadın aynı hikayelerdeki gibi kanlı elbisesi ve yüzünde yer alan bir çok kesik yarasıyla aynadan öğrencilere bakar. Okulun arka tarafında çok eski bir mezarlık da bulunmaktadır ve bu mezarlığa çeşitli sebeplerle cadı olduğu iddia edilip öldürülen kadınların gömüldüğü, mezarlıkta Mary Bloodsworth adında bir kişiye ait eski bir mezar bulunduğu da kayıtlara geçmiştir. 3. VERSİYON 1960'larda Amerika'da Mary Worthington adında çok güzel ve kendini beğenmiş bir kız yaşarmış Bu kız kendine o kadar aşıkmış ki aynadaki yansımasına bakmadan duramazmış. Bir gün Mary korkunç bir trafik kazası geçirmiş ve tüm yüzü parçalanmış. O günden sonra kimse bir daha Mary'nin yüzüne bakmak istememiş. Hatta Mary bile aynada kendi yüzüne bakmaya cesaret edemiyormuş. Bir gün aynada kendisine bakarken kendisinin başka bir yansımasını görmüş, aslında görmemesi gereken bir şey görmüş ve intihar etmiş. Söylentiye göre o günden sonra aynadan çıkıp insanları avlamaya başlamış. Aynı zamanda Mary Worthington ismi benzer bir hikayeyle Supernatural isimli paranormal dizinin 1. sezon 5. bölümüne de karşımıza çıkmıştır. 4. VERSİYON Bu hikayenin aslında paranormal bir tarafı yok. İçiniz rahat olabilir. Blo*dy Mary 300'den fazla protestanı katleden, onlara çeşitli işkenceler uygulayan ve bazılarını yakarak öldüren Katolik İngiltere kraliçesi I. Mary'nin lakabıdır. Kraliçe o kadar çok insanın ve ailenin canını yakmıştır ki halk arasında kendisine Blo*dy Mary yani Kanlı Mary denmeye başlanmıştır. Kraliçe Mary daha sonraki yıllarda kraliyet ailesine bir varis veremediği için tacı elinden alınmış ve tahttan indirilmiş; yerine de üvey kardeşi I. Elizabeth getirilmiştir.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD