Bölüm 2-Amca'da misafirlik

1475 Words
Naz sabah uyandıktan sonra biraz yatakta kaldı. Kendini halsiz hissediyordu. Bir 10 dakika sonra yataktan kalktı. Lavaboya gidip elini, yüzünü yıkadı. Dişlerini fırçaladı. Odasına gelip yatağını topladı ve çantasını hazırladı. Ardından salona geçti. Daha kimse uyanmamıştı. Mutfağa geçti. Çaydanlığın içini annesi dün boşaltmadığı için önce onu boşaltıp yıkadı. Ardından çaydanlığın üst demliğine çay koyup soğuk su ile yıkadı. İçine su doldurdu. Alt demliğe de su doldurup ocağa aldı. Soğuk su ile demlenen çayın daha lezzetli olduğunu yengesinden öğrenmişti. Çay hazır olana kadar, el çabukluğu ile kahvaltıyı hazırladı. Domatesleri doğrarken annesi ve babası mutfağa girdi. Babası kızına "eline sağlık çok güzel görünüyor" dedi. Naz böyle ufak şeylerden bile mutlu olan bir kız. Yüzünde hemen, taktir edilmesinin verdiği mutluluk ile bir gülümseme oluştu. Hamide kendi yapamadığı şeyleri kızının yapmasına ve kocasından övgü almasına içten içe bozulmuştu. Kollarını göğsünde birleştirip somurttu "elbette yapacak, bu onun görevi. Naz bu evin kızı ve tek çocuk. Öğrenmesi lazım. Bugün bana yapar öğrenir, yarın kendine kocasına yapar" dedi. Yılmaz "benim kızım her şeyin en güzelini yapar. Bak bu yaşında bile nasıl hamarat" diyince, Hamide daha da ezildiğini düşünüp, daha da somurttu ve sustu. Kahvaltı sessiz ve sakin bir şekilde bittikten sonra, Naz sofrayı topladı, bulaşıkları yıkadı, okula gitmeden önce annesi için yeni çay demledi. Okul için evden çıktığında komşusu Ayşen Teyzeyi gördü. "hayırdır kuzum erkencisin. Bugün anan olacak kadın seni erken salmış. Yoksa ev işlerinin ucundan tutmaya mı karar verdi?" diye şakayla karışık sordu. "Yok Ayşen Teyze dün Müge annem ve amcamlar geldi. Müge annem evden çıkmadan önce bütün evi anneme toparlatıp temizletmiş. Annem de yorgunluktan tekrar dağıtamadan uyuyup kalmış. O yüzden evde pek iş kalmamış. Ama akşama yine aynı bulurum sen merak etme" diyerek güldü. Biraz daha sohbet ederek ilerledikten sonra Ayşen markete geldi ve Naz ile yollarını ayırdılar. Naz okula geldiğinde Seda'yı göremedi. Gamze'ye sordu. Gamza de "dün duyduklarını hazmedemedi galiba. Sabah karnım ağrıyor diye tutturmuş. Okula gelemeyeceğini iletti hanımefendi hazretleri." dedi ve kocaman bir kahkaha patlattı. Naz ise biri duyar, ne duydu diye sorar korkusundan hemen " Gamze sessiz ol ya. Biri duyacak sonra bize neler olduğunu soracak. Sus da başkaları öğrenmesin. Zaten size anlatırken bile çok zorlandım biliyorsun" dedi. Gamze, Naz'a hak verdi ve "haklısın özür dilerim düşünemdim" dedi üzgün bir şekilde. Naz hemen "üzülme canım ya. Sadece dikkatli ol bana yeter. Sen benim canımsın, en yakın arkadaşlarımdansın. Ben sana kıyamam" diyerek arkadaşına sarıldı. Olay tatlıya bağlanırken bu sırada ders zili de çalmış bulunmaktaydı. "hadi derse geç kalmayalım." diyerek sınıfın yolunu tuttular. Naz ve Gamze bedenen derste olmasına dersteydi ama zihnen ikisi de Seda'yı düşünüyordu. Naz içinden 'acaba Seda nasıl. Ciddi bir şeyi mi var. Durumu nasıl. Telefonum da yok ki arayıp sorayım. Acaba Gamze' den rica etsem izin verir mi? 'diye düşündüğü sırada zil çaldı. Gamze hemen Naz' ın yanına koştu "hemen benimle gel biran önce Seda'yı arayıp nasıl olduğunu öğrenelim. Öğretmenler bizi yakalamasın yoksa telefon bir hafta elden gider" diye şaka ile karışık konuştu. Gamze, Naz'ı çekiştire çekiştire bahçeye çıkardı. Ağacın arkasına geçip hemen Seda'nın numarasını buldu ve aradı. Telefon çalmaya başlayınca Naz da duyabilsin diye sesi hoparlöre verdi. "Offf Gamze efendim." dedi Seda. "Nasıl olduğunu merak ettik" diye hemen sordu Gamze. "Uyuyordum kızlar. Ama iyiyim teşekkürler" diye cevapladı Seda. "E neyin varmış tatlım. Neden ağrıyormuş karnın" diye Naz'ın sormasıyla, Seda kahkaha attı ve "hamburger sevdamın azizliği" dedi. Kızlar anlam veremeyerek "nasıl yani?" diye sordular. Seda "dün sizin yanınızdan ayrıldıktan sonra, olaylarla bir sindirebilmek için hamburger aldım. Hafif ekşilik vardı ama hamburger sevdamı bilirsiniz. Umursamadım, turşu falandır diye düşündüm ve hepsini gömdüm. Meğer domates bozukmuş. Midemi bozmuşum. Ama şuan iyiyim. "dedi Gamze" artık bir süre hamburger yemezsin" diye takıldı. Seda anında "aaa ben ve hamburger ayrılmaz ikiliyiz. İlk fırsatta yine yiyeceğim. Ama artık akıllandım. Öyle her yerden yemek yok. Sadece bildiğim güvendiğim yerlerden alacağım." diye karşılık verdi. Naz "kızım sen akıllanmazsın" diye söylendi. Seda ise "ikiniz sayesinde akıllı kontenjanımız doldu. Bize bir de deli lazım. O da ben oluyorum şekerlikler" dedi munzur bir şekilde. Seda'nın konuşma şeklinden gayet iyi olduğunu düşünerek telefonu kapattılar. İçleri rahattı artık. Okulun bittiğine dair çalan zille herkes çıkmaya başlamıştı. Naz kapıya varınca amcası ve yengesi onu karşıladı. Naz başta şaşırsa da hemen kendini toparlayıp yanlarına gitti. İkisine de uzun uzun sarılıp öptü. "amcam seni gördüğüm çok iyi oldu ama eve geç kalmayayım. Ben gideyim artık" diyince, amcası "nereye küçük cadı. Bizle geliyorsun. Ben babanla konuştum. Hafta sonu bizdesin. Ablanın sana bir sürprizi var." dedi. Naz'ın içini büyük bir sevinç kapladı. Hem ablasının sürprizi hem de amcasında kalma düşüncesi ile tabiri caiz ise uçarak yola koyuldu. Naz doğduğunda Rabia 15 yaşındaydı. Ama yaşına ramen bebek bakmayı çok iyi bilirdi. Müge alt açmayı sevmez, içi kaldırmazdı. Kendi çocuklarını bile bu yüzden 1 yaşında bezden kesmişti. O yüzden Naz'ın altını değiştirmek ve banyo yaptırmak hep Rabia tarafından yapılırdı. Şimdi ise Rabia 24 yaşındaydı. Annesinin emekleri babasının destekleri sayesinde elinden her iş gelirdi. Daha 7 yaşındayken, babasının dükkanından yün alır örgü örerdi. Doğrusu eline de çok yakışırdı. Her ördüğü sanki fabrikadan çıkmışcasına mükemmel olurdu. Naz için de ufak tefek şeyler yapıp onu mutlu etmeyi severdi. Yaptıkları kendi için ufak şeylerdi gerçi ama Naz'ın içinde yaşadığı, büyük mutluluklardı. Mesela Rabia, Naz'ı düşünerek bir bere ve atkı Naz'da 'beni düşünmüş, üşümeyim diye bana özel yapmış' düşüncesi oluşturup, tarifsiz mutlu ederdi. Ama sadece bunlarla kalmamış; etek, kazak, hırka, patik ve daha bir çok şey örmüştü. Hamide kızına oyuncak almazdı. Fuzuli masraf görürdü. Rabia ona da çare bulmuştu. Daha amigurumi oyuncaklar bu kadar ünlü olmadığı zamanlarda bile yapar, Naz'a sürpriz olarak verirdi. Rabia bu anılara dalıp elindeki işi bitirmek üzereyken kapı çaldı. Hemen elindeki işi saklayıp kapıya koştu. Rabia kapıyı açınca Naz büyük bir şok yaşadı. "abla saçlarına ne oldu" diye direk sordu Naz. Rabia "senin için yaptığım sürprizin bir parçası" dedi. Rabia'nın saçları normalde belinin aşağısına kadar uzanır kalçalarının orta kısmında biterdi. Şimdi ise omuzları ile aynı hizada kesilmişti. "abla bu nasıl sürpriz ya? Sen saçlarına neden kıydın?" diye üzgünce sordu. Rabia ise umursamaz bir tavırda "aman boşver kökü bende, elbet uzar. Zaten biliyorsun bakımı zordu kestirmek istiyordum. Valla kestirdim rahatladım" dedi. Naz "ama ben senin saçlarınla oynamayı seviyordum" diyerek dudaklarını büzdü, boynunu büktü. Rabia "üzülme. Bak sen bu saçla oynamaktan mahrum kalmayacaksın. İnan bana" dedi. Müge "kızlar içeri geçecek miyiz yoksa kapı önü sohbetiniz devam mı edecek" diye yalandan kızarak söylendi. Kızlar kıkırdayarak içeri girdiler. Rabia Naz'a az bir işi kaldığını, kendisini salonda beklemesini tembihleyerek odasına gitti. Kısa bir süre sonra eli arkasında geri geldi. "Naz'ım kapa gözlerini aç ellerini" dedi. Naz gözlerini kapatıp ellerini açarak ileri uzattı. Eline değen saçlarla önce birşey anlamadı "abla bu ne ya?" dedi. "anlayamadın mı?" diye kahkaha atmamak için kendini sıkarak sordu Rabia. Naz anlamadını onaylayınca "aç gözlerini o zaman küçük cadı" dedi. Naz gözlerini açıp karşısındaki bebeği görünce tabiri caiz ise küçük dilini yuttu. Kocaman bir örgü bebek. En sevdiği renklerden, yani gökkuşağı renklerinde ve sırasında yapılmış elbisenin içinde şirin bir örgü bebek kendisine bakıyordu. Saçları ise son noktayı vuracak şekilde gözlerini yaşarttı. Ablasının o bayıldığı upuzun, kahve renginde, parlak saçlarından yapılmıştı. Rabia yılların tecrübesini konuşturmuş, örgü yapıp kestirdiği saçları kuaförden almış ve oyuncak bebeğin kafasına sabitlemişti. "abla bu bu bu müthiş. Ya ben bunla oynamaya kıyamam ki" dedi titrek bir sesle kekeleyerek. Müge annesi ve amcası onun böyle duygulandığını görünce ikisinin gözleri doldu. Rabia "a o ne demek ya. Ben senin için yaptım. Her zaman bizi yanında hisset diye" dedi ve Naz' a kocaman sarıldı. Hoş sohbet, aile oyunları, yemek ve film - mısır sonrası Naz bebeğini alıp ablasının yanında yerini aldı. Bebeğine sarıldı, başını da ablasının koynuna sokup mutlu bir uykuya daldı. *** Sabah uyandığında burnuna mis gibi kokular gelmişti. Bu kokuları sadece Müge annesinin yanındayken alabiliyordu. Peynirli pişi yapmıştı Müge annesi. "İbrahim, annem Naz sütü çok sever. Hemen bir koşu süt al da gel. Isıtıp içine bal katayım. Kız içsin de biraz güç kuvvet alsın" dedi. İbrahim ise "bilirsin Müge Sultan, normalde beni bu sofradan feriştahı gelse kaldıramaz. Ama Naz' ım başka. Sen de bunu bilip kullanıyorsun beni değil mi? " diye annesine takıldı. Müge "bana bak geliyor terlik haa" diyince, İbrahim fişek gibi yerinden fırladı" kızma sultanım koştum hemen başka bir arzunuz, talebiniz var mı? Sizin için fizana giderim" diyerek annesine azıcık daha takıldı. Müge duyduklarından hoşnut bir şekilde İbrahim' in eline bir liste verdi. İbrahimin suratı düşse de kendi kaşındığını bildiğinden ses edemedi ve marketin yolunu tuttu. Naz elini, yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, üzerini değiştirip mis gibi gelen kokuları takip ile mutfağa girdi. Amcası baş köşede gazete okuyor, Müge annesi çayın demini kontrol ediyordu. Ablası sofra hazır olduğundan, sadece İbrahimin gelmesini bekledikleri için eline yeni bir yumak ve tığ alıp, farklı ve kendi tasarımı olan yeni bir amigurumiye başlamıştı. İbrahimin gelmesiyle Müge sütü ılıttı, içine bal katıp karıştırdı. Herkes sofrada yerini alınca; sohbet, kahkaha ve neşe ile kahvaltı etmeye başladılar. Naz herkese tek tek baktı ve hüzünle 'keşke benim ailem de böyle olsaydı. Ya da ben de bu ailenin gerçek bir parçası olsaydım' diye geçirdi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD