Geldim çiğköftem!" Diye coşkuyla gelen Arda kolunu omzuma attı
"'M? Hayırdır sen?" Deyince somurtsa bile güldü.
Bir anda elimdeki çiğköfteyi elimden alması ve kocaman ısırması ile dudaklarımı büzdüm. Canım çiğköftem... Oysa ne kadar uyumluyduk biz? Onu daha yiyememiştim bile.
"Öküz!" Diye cırladım. Elindeki çiğköftemi alıp yanından kalktım ve karşısına geçtim.
"Amma uzattın kızım" deyince omuz silktim. "Bizim onunla aramızda özel bir bağ var. Sen anlamazsın." Deyip ısırdım.
Isırdığım yere bakıp sırıttı, "Biz şimdi öpüşmüş mü olduk?" Pervasızca söylediği şeyler ayranı boğazımda bıraktı. Hunharca öksürürken gülüp yanıma geldi ve sırtıma vurdu.
"Yuh!" Diye bağırdım. "Böğrümü deştin be!"
Kulaklarını tıkayıp, elimden tuttu ve masaya 5lik bıraktı. Beni dükkandan çıkardığında "Nereye?" Diye sordum.
Bana baktı. Böyle derin derin. "Bu son. Bundan daha fazlası yok. Benden bu kadar." Der gibi uzun uzun baktı. Sonra hafifçe gülümsedi.
"Gel benimle."
"Beni gratise getirdiğine inanamıyorum! Sen harikasın Ardabey. " diye cıvıldıyarak içeri girdim.
"Tabii kızım. Tam evlenilecek adamım ben de... Anlamıyorlar kıymetimi. "
"Kendini övmeyi bırak da, bana yardım et. Sence bu mu? Yoksa bu mu?"
Bir elimde 2 farklı renkten ruj duruyordu. Ona doğru yöneltince gülerek, "Dudaklarında nasıl durduğunu görmek isterim Duru hanım. " diye muzipçe gülünce koluna vurdum. Kızgın bakmaya çalışarak "Yaah! Doğru konuş. Hangi renk? "
Sanki çok önemli bir iş yapıyormuş gibi elimdeki iki renge baktı. Gerçi çok önemli bir işti.
"Ikisi de aynı renk kızım. " diye homurdandı. "Hayır. " diye itiraz ettim.
"Bak. " diyerek sol elimdeki ruju gösterdim. "Bu orta şarap. " sonra diğer elimi gösterek, "Bu da şarap rengi kırmızısı. " dedim.
"Tamam ikiside şarap işte. "
Onu dinlemeden diğer reyona geçtim. Rimellere göz atarken, arkamdan söylendiğini duydum. "Kendi başıma iş aldım... "
Duru :
Çağla : Vay hain! Koynumuzda kanka diye yılan beslemişiz
Duru : Ardabey aldı sshshsh
Çağla : Al işte. Ulan sizin aranızı ben yaptım köpekler
Duru : Yoo
Çağla : Ne yani sizin aranız yapıldı mı?
* Görüldü.
Çağla : Aha valla sizin aranız yapılmış.
Duru : Yio
Çağla : Oha siz öpüştünüz mü?
*Görüldü
Çağla : Oha... Kanka sizden hızlısı mezarda shshshshs
* Çevrim dışı
1 saat önce.
"Arda? "
Aldığı dondurmayı yerken banka oturduk. "Hm? "
"Sen benim kız olduğumu ve aynı zamanda Duru'nun ben olduğumu nasıl anladın? " diye sordum.
Gözlerini kaçırdı.
Aha vallahi bir şeyler var.
"Arda... " dedim tehdit edercesine. "Ne? " demesine rağmen kafasını sola çevirmişti. Çenesinden tutup kendime çevirdim.
"Bak vallahi sinirleniyorum. Ne oldu? "
"Şey... "
"Ney Arda neeyy? "
Derin bir nefes aldı. "Tamam söylüyorum. Hazır mısın? "
"Yolla gelsin. " deyip gözlerimi sımsıkı kapattım.
"Bana Çağla söyledi. "
Kapalı gözlerimi kocaman açtım. "Ne ne? "
Telefonunu çıkartıp bana uzattı. "4 hafta önce yazılanlar. Oku. "
Uzattığı telefonu alıp okumaya başladım.
Anon****: Merhaba Duru'cuğumun işlettiği Ardabeydiceksiniz
Anon****: Ben Duru kankimin kankisi Çağla.
Anon****: Şimdi sana uyarı yapmaya karar verdim
Anon****: Çünkümsü canım kamkimcim seninle konuşmaktan kankisi yani BENİMLE görüşmüyor
Anom****: Ay ezik! Senin kankicimin yanında bile değilsin
Anon****: Neyse... Anlayacağın ondan uzak dur
Anon****: Kafa keserim Eheheheh
Ardabeydiceksiniz: Duru mu? Adı Duru mu?
Anon****: Evet bilmiyor muydun amk keli
Ardabeydiceksiniz: :)))))
Anon****: hasstr
Anon****: Ben mesajları siliyorum sen hiç bir şey bilmiyorsun oky?
Anon****: bb
Ardabeydiceksiniz: :)))
Sinirle telefonu Arda'ya fırlattım. Sen vitrin Çağla.
Sen öldün.
You are dead.
"Yaaah! Bırak beni Arda! " diye cırlarken Arda benim belime daha da sarıldı.
Çağla korkuyla bana bakıp, Kenan'ın arkasına sığınmıştı. "Seni varya öldüreceğim kızım! Kork benden. " dedikten sonra kötü kadın kahkahası atmaya çalıştım.
Herkes yüzünü buruşturduğunda atamadığımı anlamıştım. Neyse no problem.
"Ya ne var ya? Ne güzel kavuşturdum öpüştürdüm sizi. "
"Bak hala! " deyip yeniden üstüne atıldım ancak Arda beni daha sıkı tuttu.
"Baldız Allah aşkına siktir git! Zor tutuyorum. " diyen Arda'nın ayağına basmamla bağırması ve beni bırakması bir oldu.
En son Çağla'nın üzerine atladığımı hatırlıyorum. Tabii Çağla kendini korumak için Kenan'ı öne atınca, Kenan da yumruğumdan nasiplenmişti.
"Yavrum ben korkuyorum. Sen evlendiğimizde falan beni döver misin? "
Arda'nın patlayan dudağını temizlerken dudağımı büzdüm.
Çok azıcık, böyle minnacık ona da vurmuş olabilirdim.
"Özür dilerim. "
"Hayvan gibi şey yapıyorsunuz. " içeriyle giren Arda ile Kenan'ın arkadaşına baktım.
Barış.
"Ooo Kenan kuzum ağzın yüzünü kim kaydırmış. Söyle o ibneyi döveyim de görsün kimin kankasına bulaştığını. "
Ben gözlerimi kısıp sinirle ona bakmaya başladım. Arda'nın "Sıçtık. " dediğini duyunca elimi dudağına bastırdım.
Acıyla inledi. "Ya özür dilerim unuttum. " dedim.
Sırıttı. "Geçmesini ister misin? "
Başımı salladım. "Öp o zaman. "
Çok tatlıydı şerefsiz.
"Tamam... " deyip yaklaştığımda şaşırdı. Sonra ne dediğimi anlayıp çığlık attım. "NE OLUYOR BE? " diye hep bir ağızdan bağırdılar.
"Manyak ettiniz beni manyak. Ilk önce sen gel buraya. Kimmiş ibne kimmiş kanka gösteriyim sana. " deyip Barış'a yöneldim.
Bana gözlerini açıp baktı ve Kenan'a dönüp "Tüü yazıklar olsun, şuncacık kız mi dövdü seni? Yazıklar olsun bizimle değilsin. "
Tabii ki ona attığım yumruktan önceydi bu dedikleri.
Zaten yumruk attıktan sonra gözleri kaydı ve bize dönüp "Kuşlar... Ne güzel... " diye mırıldanıp bayıldı.
Harika.
"Yaaah! Bırak beni Arda! " diye cırlarken Arda benim belime daha da sarıldı.
Çağla korkuyla bana bakıp, Kenan'ın arkasına sığınmıştı. "Seni varya öldüreceğim kızım! Kork benden. " dedikten sonra kötü kadın kahkahası atmaya çalıştım.
Herkes yüzünü buruşturduğunda atamadığımı anlamıştım. Neyse no problem.
"Ya ne var ya? Ne güzel kavuşturdum öpüştürdüm sizi. "
"Bak hala! " deyip yeniden üstüne atıldım ancak Arda beni daha sıkı tuttu.
"Baldız Allah aşkına siktir git! Zor tutuyorum. " diyen Arda'nın ayağına basmamla bağırması ve beni bırakması bir oldu.
En son Çağla'nın üzerine atladığımı hatırlıyorum. Tabii Çağla kendini korumak için Kenan'ı öne atınca, Kenan da yumruğumdan nasiplenmişti.
"Yavrum ben korkuyorum. Sen evlendiğimizde falan beni döver misin? "
Arda'nın patlayan dudağını temizlerken dudağımı büzdüm.
Çok azıcık, böyle minnacık ona da vurmuş olabilirdim.
"Özür dilerim. "
"Hayvan gibi şey yapıyorsunuz. " içeriyle giren Arda ile Kenan'ın arkadaşına baktım.
Barış.
"Ooo Kenan kuzum ağzın yüzünü kim kaydırmış. Söyle o ibneyi döveyim de görsün kimin kankasına bulaştığını. "
Ben gözlerimi kısıp sinirle ona bakmaya başladım. Arda'nın "Sıçtık. " dediğini duyunca elimi dudağına bastırdım.
Acıyla inledi. "Ya özür dilerim unuttum. " dedim.
Sırıttı. "Geçmesini ister misin? "
Başımı salladım. "Öp o zaman. "
Çok tatlıydı şerefsiz.
"Tamam... " deyip yaklaştığımda şaşırdı. Sonra ne dediğimi anlayıp çığlık attım. "NE OLUYOR BE? " diye hep bir ağızdan bağırdılar.
"Manyak ettiniz beni manyak. Ilk önce sen gel buraya. Kimmiş ibne kimmiş kanka gösteriyim sana. " deyip Barış'a yöneldim.
Bana gözlerini açıp baktı ve Kenan'a dönüp "Tüü yazıklar olsun, şuncacık kız mi dövdü seni? Yazıklar olsun bizimle değilsin. "
Tabii ki ona attığım yumruktan önceydi bu dedikleri.
Zaten yumruk attıktan sonra gözleri kaydı ve bize dönüp "Kuşlar... Ne güzel... " diye mırıldanıp bayıldı.
Harika.