6- Vahşi Kedi

1804 Words
KORHAN Kahvaltıdan sonra Arsu’ya akşam yemeği için ne istediğimi, odama geçeceğimi ve rahatsız edilmek istemediğimi söyledim. Masayı toplarken sakince, ‘’Tamam.’’ Dedi. Minyon bir kadın değildi ama iri de sayılmazdı. Kıvrımlı vücudu, koyu renk saçları ve beyaz teniyle alımlı bir görüntüsü vardı. Koyu yeşil gözleri iri ve hafif çekikti. Biraz orta asyalı kadınları hatırlatıyordu yüz tipi ki çok hoşuma giderdi basık burunlu, küçük çeneli ve hafif çekik gözlü kadınlar. Arsu da bu tarife epey uyuyordu açıkçası. Ona tipim değilsin, derken büyük bir yalan söylemiştim. Kadın tam tipimdi ama yine de onu buraya, bedeninden faydalanmak için getirmediğim için hormonlarımı kontrol etmek zorunda olduğumu kendi kendime telkin etsem de önümde dolanıp duran bu beden işimi epey zorlaştırıyordu. Onu dün gece odada, o kırmızı elbise içinde gördüğümde bir fahişe sanmama rağmen güzel bir kadın olduğunu düşünmüştüm. Ama işime odaklandığım için o an önceliğim hedefimi sorunsuz şekilde öldürüp oradan sıvışmaktı. Yüzümde maske olduğu için kadının beni görmesi bir şeyi değiştirmeyecekti. İşimi bitirip hızla çıkacaktım odadan. Ama bir şey oldu, kız göz bandını çıkarıp etrafa bakınırken biraz panik halinde gibiydi. Sanki alışık değildi böyle şeylere ve korkuyordu. Saklandığım yerden onu izledim. Kesinlikle bedeni titriyordu. Kim bilir nasıl düşmüştü oraya? Sonra o şerefsiz geldi ve kıza hakaret etmeye başladı. O zaman kızın bakire olduğunu ve ilk işine getirildiğini anladığımda taşlar yerine oturmaya başladı. Kız titriyor ve başına geleceklere nasıl dayanacağını düşünüyordu muhtemelen. Sadık denen sadist itin cinsel hayatı hakkında zaten bilgi sahibiydim. Adam kadınlara zarar vererek ilişkiye girmeyi seviyor ve bol para ödeyerek kızların çenesini kapalı tutuyordu. Parayla susmayanları da konuşamayacak kadar korkutuyordu. O acımasız bir katildi, birini eliyle boğmak veya parçalanışını izlemek Sadık gibi heriflere dokunmazdı. Psikopat terimi tam olarak onun gibileri anlatıyordu. Sadık gibi birini öldürmek sadece çok para alacağım bir iş değildi benim için. Aynı zamanda bu dünyadan aşağılık bir pisliğin daha temizlenmesine katkı sağlamaktı. Bir kiralık katil olabilirdim ama çalıştığım organizasyon sıradan bir örgüt değildi. Öldüreceğimiz insanlar da asla sıradan tipler olmazdı. Masumları, özellikle de çocukları kesinlikle öldürmezdik. Bizim işimiz pislikleri temizlemek ve bunu yaparken ölümün vaktini iyi ayarlamaktı. İşte tam da bu yüzden Sadık gözümün önünde korkudan titreyen genç kadına tecavüz etmeden işini bitirmeye karar vermiştim. İşine o kadar odaklanmıştı ki arkasına kadar yürüdüğümü fark etmedi. Mermi kafatasına gömülürken aklındaki tek düşünce, önünde korkudan gözünü kapatmış zavallı bir kadına acı çektirerek zevk almaktı. Ölümü biraz ironik olmuştu bu noktada. Ava giderken avlanmıştı bok torbası. İri bedeni genç kadının üstüne yığıldığında gözleri açılmıştı kızın. Neler olduğunu anlayamadan göz göze gelmiştik o an. Odadaki loş ışıkta bile öyle güzel parlıyordu ki iri yeşil gözleri. Bir an takılıp kalmıştım o korku ve şok dolu bakışlara. Masumiyet akıyordu yüzünden ve burada bir pisliğin cesedinin altında kalmıştı. Elimdeki silah istemsizce ona doğrultulmuşken, ‘’Lütfen.’’ Demişti çaresizce ama devamını getirememişti. İçimde bir şey onun burada olmaması gerektiğini haykırıyordu. Ölmek istemiyorsa sessiz olmasını söylediğimde itaat edeceğini biliyordum. Cesedi üzerinden aldığımda kasıklarına kadar çıplak bacaklarını gördüm bir an ama bacak arasına bakmamak için direndim. O bakire bir kadındı ve ben bir sapık değildim. Kilodunu aradığını fark edince yerde gördüğüm küçük tül parçasını içim gıcıklanarak ona uzattım. Utanarak aldı ve giymek için çekindiğini anladığımda bilerek cesetle ilgilenmeye koyuldum. Ben Sadık itinin elini keserken o giyindi. Kesik eli organizasyona teslim edecektim. Ama sorun şuydu ki onu ne yapacaktım? Burada kalırsa sorguya çekeceklerdi, polise teslim etmeyip kendileri ne biliyorsa öğrenmek isteyeceklerdi. Hatta onun da katille iş birliği yaptığını düşünürlerdi büyük ihtimalle ve belki de kızı öldürürlerdi acımadan. Sonuçta o bir fahişeydi ve gözden çıkarılması gayet doğaldı mafya için. Benden onu da götürmemi istediğinde işte bu ihtimalleri düşünüyordum kafamda. Geride kalmasına gönlüm el vermiyordu ama birlikte kaçarsak yakalanır mıydık? Güvenilir biri miydi? Yolda nereye bırakacaktım onu? Ben onu oradan kurtarsam bile katille iş birliği yaptığını düşünecekleri için peşine düşerlerdi. Saklanabilecek miydi? Her şekilde ölme ihtimali fazlaydı. Çaresizce onu da götürmemi isterken yüzüne bakıyordum. Çok güzeldi, bir zambak kadar narin ve güzel. Bir Örümcek zambağı kadar ölüm kokan. Ölmesini istemedim. Onu götürmeyi kabul ettiğimde üstündeki elbiseden kurtulması gerektiğini söyledim. Önümde aniden elbiseyi çıkarmasını beklemiyordum ama tül iç çamaşırlarıyla kaldığında kıvrımlı nefis vücudu aklımı neredeyse başımdan alacaktı. Dolgun kalçaları, kıvrımlı beli ve biçimli göğüsleriyle erkekliğimi hareketlendirmişti. Kasıklarımda uyanan organım karşımdaki güzelliğe karşı hazırlıksız yakalanmıştı. O giyecek bir şeyler ararken ben de dikkatimi dağıtmak için kapıya gidip kilitledim. İçeri birilerinin girme ihtimaline karşılık önlem almak gerekiyordu. Balkondan inerken onu kucakladım, yakınımdaydı ve bundan hoşlanmıştım. Sonra ayakkabıları olmadığı için ormanda onu sırtıma aldığımda da hoşuma gitmişti bedeninin benimkine muhtaç olması. Ona koca popolu derken ciddiydim evet, poposu biraz büyüktü ama itiraf etmeliyim harika görünüyordu. O tül kilodun içinde görmüştüm poposunun kıvrımlarını ve yürüdüğünde nasıl bir görüntü oluştuğunu. Koşup arkasından yapışmamak ve yanaklarına şaplak atmamak için çok direnmiştim hatta. Ve işte şimdi Arsu benim evimde, benim önümdeydi. Ona tipim değilsin derken bilerek yalan söylesem de o tam benim tipimdi ve pijamayla bile iştahımı kabartıyordu. Yine de ben bir katildim. Birçok yönden hiç de iyi bir partner sayılmazdım. Bir kadınla gecelik ilişki yaşamak başka, bir kadınla aynı evde yaşayıp sevgili olmak başkaydı. Onunla neler yaşamak istediğimi Allah biliyordu ama evime sığınmış çaresiz bir kadına onun isteği olmadan sahip olmak da benlik bir şey değildi. O da beni tipi olarak görmediğini söylerken ciddi miydi acaba? Beğenmemiş miydi beni yoksa? Saçmalama Korhan, sen bir katilsin ve kadın da haklı olarak bir katille yatağa girmek isteyecek değil. Ama şu bir gerçek ki Arsu benim önümde o güzel poposuyla dolaştığı sürece beni epey zor durumda bırakacaktı. ‘’Kimliğini getir bana.’’ Dedim üst kata çıkmadan önce. ‘’Kimliğimi mi?’’ dedi. Şaşırmıştı. ‘’Evet, burada olduğun sürece bende kalacak. İhtiyacın olmayacak nasılsa.’’ dedim. Her ihtimale karşı hem kimliği elimde tutacak, hem de veri tabanından kim olduğunu araştıracaktım. Evimde kalacaksa her şeyini bilmeliydim bu afetin. ‘’Tamam, odamdan alayım.’’ Arsu odasına giderken ben de çıktım üst kata ve odasının önünde dikildim. Kimliği alıp odama geçecektim. O sırada telefonuma bir mesaj gelince cebimden onu alırken Arsu odasından hızla çıkıp neredeyse bana çarptı. Eli refleksle göğsüme değince göz göze geldik. Koyu yeşil gözlerinde anlık bir panik vardı, çok güzel bir bakıştı. Elinin dokunuşu anlık da olsa tenimde hoş bir titreşim yarattı. Elini aceleyle çekip geriye çıktı ve kimliği bana uzattı. Uzattığı kimliği alıp inceledim. ‘’Arsu Sayman. 22 yaşındasın demek? Soyadın annene mi ait?’’ ‘’Evet, yaşım 22. Ve evet, soyadım annemin soyadı. Babam olmadan büyüdüm. Bu saatten sonra da onun soyadını istemem zaten!’’ Babasından bahsederken öfke yükleniyordu sesine ve bakışlarına. Daha önce de fark etmiştim bunu. ‘’Baban ne iş yapıyor, nerede?’’ dedim daha çok bilgi almak için. Kayıtlarda babası yoksa ulaşmak zor olabilirdi. Dudağını bir anlığına ısırdıktan sonra, ‘’Polis. Bu şehirde.’’ Dedi. Kaşlarım refleks olarak hafif havalandı. ‘’Dün gece ona gidebilirdin? Seni korurdu.’’ Kaşları hızla ret bir ifade aldı. ‘’Hayır! Asla gitmem ona! Anneme yaptıklarından sonra beni mi koruyacaktı? Yapmazdı! O sadece kendini düşünen korkak bir herif. İstersen beni kapının önüne koy ama gitmem o adama. Gitmem!’’ Aniden vahşi bir kedi gibi göründü gözüme. Tırnakları saldırmaya hazırdı ve çekik yeşil gözleri kendini koruma içgüdüsüyle daha haşin bakıyordu. Sanki ben dün gece evime bakıma muhtaç bir sokak kedisi almıştım da o kedi şimdi hoşuna gitmeyen bir şey için bana pençe gösteriyordu. Hoşuma gitmişti ama o hali. Sesindeki yalvarışı öfkesiyle kapatmaya çalışıyordu ama anlamıştım; babasına çok kızgındı. Ondan nefret ediyor ve yardımını istemeyecek kadar da gurur yapıyordu. ‘’Seni gönderecek değilim. Artık bir anlaşma var aramızda. Yüzümü gördün, sana güvendim ve burada kalacaksın. Söylediğim şeyi de unut. Madem onu sildin, kimsen yokmuş gibi bakacağız duruma.’’ Yüzü yumuşadı. İfadesinden silinen hiddeti yerini makul bir görüntüye bıraktı. ‘’Şimdi biraz çalışacağım. Bir şey sormak istersen kapıma tıklatırsın. İşlerini bitirdiğinde kendine vakit ayırmakta özgürsün. Bahçeye de çıkabilirsin ama bahçe sınırları içinde kalmak şartıyla.’’ ‘’Tamam.’’ O alt kata inerken ben de odama geçtim. Odam ilk etapta bir yatak odası görünümüne sahipti. Ama giyinme odamdan başka bir odaya geçiliyordu. Orası da benim çalışma odamdı. Bilgisayarlarım ve iş için kullandığım her şey oradaydı. Penceresi olmayan gizli bir bölmeydi. Şimdi de oraya geçip gece yaptığım işle ilgili raporumu verecektim. Az önce gelen mesaj, şefin benden beklediği raporu hatırlatıyordu. Giyinme odamdaki gizli kapıdan çalışma odama geçip bilgisayarımı açtım ve Arsu’nun kimliğini sistemden tarattım. Tahmin ettiğim gibi babasına dair bir bulgu yoktu ama annesine, annesinin ailesine dair bilgiler önümdeydi. Üç yıl önce iyi bir üniversitede ilkokul öğretmenliğini kazanmış, bir yıl okuduktan sonra bırakmıştı okulu. Sonra da dönmemişti bir daha okula. Uyuşturucu, ahlak dışı bir durum veya bir suç kaydı yoktu, ameliyat veya sürekli bir hastalık da yoktu. Annesi bir pavyon şarkıcısıydı ama o da genel olarak temiz yaşamış gibi görünüyordu. Annesi yaklaşık iki yıl önce ölmüştü. Okulu bıraktığı dönemlere denk geliyordu. Teyzesi ise sıkıntılı bir tipti. Bazı yaralama ve hırsızlık suçları, uyuşturucu madde kullanımı ve şiddet gördüğü için hastane kayıtları. Arsu, teyzesinin parasını alıp kaçtığını söylediğinde doğru söylemiş olabilirdi. Çünkü kadın hiç iyi bir hayat yaşamıyordu. Annesi ve anneannesi ölmüştü peş peşe. Teyzesi de parasını alıp gittiyse hayatta gerçekten de kimsesi kalmamıştı. Evdeki kameraların yansıdığı ekranlara baktım. Tezgahı siliyordu Arsu. Gidecek hiçbir yeri olmayan genç bir kadındı ve şuan ne düşündüğünü merak ediyordum. Korumalı ağdan şefe bağlandım. Görüntü açıldığında saçları sıkıca taranıp bağlanmış ve yaşına göre hala fit ve alımlı olan kadın bana dikkatle baktı. ‘’Köz, raporun gecikti.’’ Kafamı sahte bir mahcubiyetle kaşırken, ‘’Geç kalktım. Aç karnına da rapor vermek istemedim efendim.’’ Dedim. ‘’Kız nerde?’’ Dönüp evi izleyen kameralara bakınca Arsu’yu yine mutfakta gördüm. Süpürge yapıyordu. ‘’Mutfakta.’’ Kadının mimiklerinde agresif bir titreşim oynadı. ‘’Böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Bir casus olabilir, senin izini sürmelerini sağlayabilir. Organizasyonu da tehlikeye atıyorsun Köz!’’ Derin bir nefes aldım. ‘’Kimliğini araştırdım. Kız temiz. Kimsesi yok. Gidecek yeri yok. Oraya da mecburi bir durumdan getirilmiş. Yani fahişe de değil. Öylece ortada bıraksaydım başına gelecekleri biliyorsunuz efendim.’’ Kadın derin bir nefes aldı. ‘’Peki şimdi ne yapacaksın misafirinle?’’ ‘’Bir süre burada saklayacağım, sonra da bir kimlik ayarlayıp yaşayabileceği bir ülkeye falan göndermeyi düşünüyorum. Temiz bir hayata başlayabilir, öldürülmekten kurtulabilir.’’ ‘’Ya da sana ulaşmalarını sağlayabilir. İkinizi de öldürmelerini sağlayabilir.’’ ‘’Efendim, ben masum birini öldüremezdim, bunu siz de istemezdiniz. Masum birinin öldürüleceğini bilerek orada da bırakamazdım, bu da onu öldürmekten farklı olmazdı. Ceza alacaksam kabul ederim ama bu kız masum biri ve onu korumuş olmaktan pişman değilim.’’ Şef birkaç saniye ekrana baktı, ‘’Senin sorumluluğunda. En ufak bir sorun istemiyorum. Uygun zamanda da yaşayacağı bir yer bulup, kurtul. Ve organizasyonla ilgili tek bir kelime bile bilmesine izin verme!’’ ‘’Evet efendim.’’ ‘’Polis kızı arıyor. Öğrenmişler içeride bir fahişe olduğunu. Kızın satıcısı sorgulanmış, iş büyüyecek gibi.’’ ‘’Son girdiği iş lüks bir giyim mağazası.’’ ‘’Evet, satıcı da mağaza sahibi. Anladığımız kadarıyla elit müşterilerine özel defileler yapıyor ve müşterinin seçtiği kızı evine gönderiyormuş. Kızları da yanında çalıştırıyor, tezgahtar olarak. Görünürde böyle bir sistem kurmuşlar.’’ ‘’Kızla konuşup daha fazla bilgi alırım. Yeni şeyler öğrendiğimde size iletirim.’’ ‘’Köz, bir süre ortalarda görünme. Bu büyük bir işti, etkilerini görmemiz gerekiyor. Yeni hedefin için beklemede kal.’’ ‘’Evet efendim.’’
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD