KAVİN Evden hızlıca çıkıp albayın yanına gittik. İkimize vereceği gizli görev neydi acaba? Bu düşüncelerle yol aldım. Karargaha gelince hemen indik arabadan. Alp 'de sessizdi yol boyu. Muhtemelen o da görevi düşünüyor. Karşımıza çıkan askerlere selam vere vere albayın odasının önüne geldik. Tam kapıyı çalacaktım ki Alp konuştu. "Hazır mısın?" "Evet. Hadi girelim." Kapıyı çalıp içeri girdik ve topuk selamı verdik. "Geçin koltuklar oturun çocuklar" Birbirimize anlamazca baktık. Durduk yere samimi konuşmazdı çünkü. Biz oturmayınca bu sefer emir vererek konuştu. "Size oturun dedim asker. Emir ikiletme." Hemen oturduk karşılıklı koltuklara. Albay ikimizin yüzünü iyice ezberledi. Ölecek miyiz acaba? Galiba öyle içses. Yoksa bu kadar uzun bakmanın başka Bi açıklaması Olamaz. Son

