YEMEK

2065 Words

Mart ayının ortasına gelmiştik. Yavaş yavaş bahar esintileri baş gösteriyordu. Bir gün annem lokma dökmüş ve Aykut’a da götürmem için elime bir tabak tutuşturmuştu. Ben de uça uça gitmiştim tabii ki. Aileme aramızda yaşananları daha açıklamamıştık. O yüzden öyle ha deyince buluşamıyordum Aykut’la. Zaten hala adını da koyamamıştık bir türlü. O benden bir adım bekliyor, ben de ondan bekliyordum. Şöyle sorunsuz, düzgün, kavga etmeden iletişim kurarak birbirimizle duygularımızı, beklentilerimizi paylaştığımız bir randevu istiyordum sadece. İki arada, bir derede, laf arasında değinilecek bir konu değildi çünkü bu benim için. Aykut’un evine gittiğimde kapıyı elinde telefonla açtı. Sanırım hafta sonu olmasına bakmadan çalışmaya devam ediyordu. Bu kadar azimli, bu kadar işkolik olabileceğini düş

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD