Geçmişin perdesi birkaç yılda bir aralanır Adar normalde asla hissetmediği ölüm korkusuyla savaşırken bulurdu kendini. Diri diri gömen anılarından bir an önce çıkmak için çırpınmaya başlardı. Bu kez fena dağılmış Üsteğmenin gülümsemesine çok fazla takılmıştı. Geceleri üç saatlik uykusunda hep gördüğü o yüz... Kan ter içinde uyandığında ise o güne dönmüş gibi gergin olurdu. Göğsünde bilerek sildirmediği izler sızlardı. Saatlerce spor yapıp gerginliğini atıp güne başlamayı genç yaşında öğrenmişti yoksa asla normal bir güne başlayamazdı. Biraz da olsa normal görünemezdi. Ölüm makinesi gibi etrafta dolaşmanın pek bir fayda sağladığını görmemişti. Fakat bu kez yalnız değildi. İlk biri onu bu halde görüyordu. Kollarının arasına sızan o leylak kokulu kız... Çenesine dud

