Hiç görmediği kafeste hiç tatmadığı ateşin esiri olmuştu. Adar ağa bedenini sanki defalarca kez bedenine yaslamış gibi rahatlıkla yaslandığında Evin’in beceriksizliği ve korkusu iç içe geçerek elini kolunu bağlamıştı. Amacı ateşi yakmak mıydı? Nasıl yakacaktı peki? Bedenine yaslanıp kendini hissettirerek sadece korkusu katlanıyordu. Elinden kurtulacağı anı iple çekmekten başka bir şey hissetmiyordu. Yaslandığı gibi heyecanı hemen kalçalarının üstünde kendini belli etti. Sertti ve biraz yaslansa canını yakacak gibi duruyordu. Onu kendi sözleriyle vurup savuşturabilirdi ama dilinin bağı sıkı sıkıya bağlanmıştı sanki. “Senin amacın ne?” diye Adar kızın kulağına yakın yüzü saçlarına sürterken sertçe sordu. Başta asilik yapmış laflarını esirgemeden sallamıştı ama

