Derin bir boşluk göğsünü kaplamış her saniye giderek bütün duygularını yutuyordu. Koca bir kara delik gibi. Ne var yok çekiyor ve nasıl olduğunu bilmeden yok ediyordu. Evin yatağında yumruk yaptığı elini göğsüne bastırmış bir an önce o hissin geçmesi baskı yapıyordu ama iflah olmaz biriydi. Hala Belkıs denilen kızın dediklerine düşüyor kendisiyle birlikte duygularını kurban ediyordu. Bedenindeki zonklayan ağrılardan çok aynı çatı altında başka kadınlarla olma düşüncesi acı veriyordu. İyi kötü bir nikahları vardı saygı duymasını beklerdi onu geçti övündüğü Adar ŞeyhBaran adı için adam gibi bir profil çizebilirdi. Demek ne insana ne de şerefine saygısı vardı. Bir daha Adar ŞeyhBaran diye kasılırsa kendi namussuzluğunu yüzüne vuracaktı. Bütün günü yatağında dolabının altındaki boşluğa bakar

