Ecel terlerini dökerek baktığım Adar ağa avına yaklaşmakta olan bir aslan gibi adım attığında düşüp bayılacağımı sandım. Kenan öğretmene geri döndüğümde daha önce hiç yalan söylemediğimi fark ettim. Yalan nasıl söylenirdi? Ya da ben nasıl görüyordum? Düşüp bayılmadan işaret diliyle *Çobanlık yaptım. Bildiğiniz gibi okula hiç gitmedim. Bilgisayar öylesine bir hevesti gelip geçti.* işaret ederken ensemden omurgama inen ter damlasıyla neredeyse gerçek anlamdan bayılacaktım. Gerginlik ve stres hat safhadaydı. “Buna çok üzüldüm.” dedi ne söyleyeceğini bilmeden bana ve üzerime bakıp. “Ama şimdi çobanlık yapmıyorsun galiba?” Adar ağa yanımıza gelip Kenan öğretmene alanına girmiş gibi ters bir bakış attı. Kenan öğretmen Adar ağaya bakıp bu kim dercesine kaşlarını

