ELA KARAHAN DAN
Sonunda eve gelebilmiştim. Kimsenin bu kadar erken döneceğimden haberi yoktu . Kendimi toparladığımı düşüneceklerdi ve içimden bir ses , "Bırak , öyle sansınlar ," diye fısıldadı .
Arabayı park edip inmek üzereydim ki korumalardan biri koşarak yanıma geldi ve kapımı açtı . Arabadan inerken ,
"Valizimi kapıya bırakman yeterli ," dedim soğuk bir tonla .
Hiç duraksamadan emrimi yerine getirdi . Eve sessizce girdim ve doğruca odama çıktım . Saatlerce direksiyon sallamaktan bedenim taş kesilmişti . Biraz uyumak her şeye iyi gelecekti . Ancak evin bu denli sessiz oluşu tuhafıma gitmişti . Bu düşünceyi ertesi güne erteleyerek uykuya daldım .
Derinlerden gelen bir sesle uyandım . Anlam veremiyordum . Gözlerimi açtığımda odamda , fısıldaşarak konuşan Derya ve İlayda ' yı gördüm . Beni fark etmemişlerdi . Derya ' nın fısıltısı odada yankılandı :
"Neden bu kadar erken geldi acaba ?"
Tam o sıra bana döndü ve gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Ne oldu ? Far görmüş kedi gibi bakıyorsun bana , kanki ," dedim .
Önce bocaladı , sonra safça bir ifadeyle ,
"Gerçek misin ?" diye sordu .
Bu kadar saf bir soruya istemsizce kahkaha attım . Keşke cümlemi daha erken kursaydım . Derya ' ya cevap verdim :
"Gerçeğim , kuzum . Saat kaç ?"
"Saat ikiye geliyor ," dedi İlayda .
Yatakta gerindim , bir o yana , bir bu yana döndüm .
"İyi bari , daha fazla uyuduğumu sanıyordum ," deyip yataktan kalktım .
"Yalnız tam bir gündür uyuyorsun !" dedi İlayda . Gözlerim yerinden fırlayacaktı neredeyse . Nasıl olur da bu kadar uzun uyuyabilmiştim ? Bunu boş verip kardeşimin sözlerine odaklandım .
"Kahvaltın hazır , seni bekliyor . Herkes erken geldiğin için çok mutlu ," dedi .
"Amcam evde mi ?" diye sordum .
"Çalışma odasında ."
Hızla yataktan fırlayıp duşa girdim . Kızların orada olması umurumda değildi; onlardan utanmıyordum . Kısa bir duşun ardından odama dönüp üstümü giyindim . Kızlar çoktan odadan çıkmıştı bile . Bu fırsatı değerlendirip amcamın çalışma odasına yöneldim . Kapıyı usulca tıklattıktan sonra içeriden gelen "Gir !" sesiyle odaya girdim .
Amcam , her zamanki gibi masasına gömülmüş , dosyalarla boğuşuyordu . Boğazımı temizleyerek dikkatini çekmeye çalıştım . Bana baktığında ,
"Hoş geldin , kızım . Seni bu kadar erken beklemiyordum, açıkçası ," dedi .
Gülümseyerek ,
"Ben de açıkçası erken geleceğimi hiç tahmin etmemiştim , amca ," diye karşılık verdim .
"Geç otur bakalım . Sen bu odaya kolay kolay girmezsin ," dedi .
"Amca , lafı uzatmadan artık Demir Araslan ' la tanışmak istiyorum ," dedim , tek nefeste .
Amcamın yüzünde anlam veremediğim bir ifade belirdi . Ses tonundaki belirsizlik dikkatimi çekti :
"Gerçekten istiyor musun onunla tanışmayı ?"
"Amca , ben bu adamla okul bittikten sonra evlenmeyecek miyim ? Evleneceğim . Ha şimdi tanımışım ha sonra . Zaten tanışmamamız anormal değil mi ? Kendisi benim nişanlım ama ben kim olduğunu bile bilmiyorum . Garip değil mi , amca ?"
Amcamın ne diyeceğini beklerken , sadece :
"Kızım . . ." diye mırıldandı . Sözünü keserek devam ettim :
"Bu evlilik meselesini uzatmayalım , amca . Okullar başlamadan evlenelim ," deyip odadan , adeta kaçar gibi çıktım .
Amcamı konuşturmamıştım çünkü bana bir bahane uyduracaktı ve ben artık bahanelerden sıkılmıştım . Üstümdeki yükten kurtulduğuma göre kahvaltı edebilirdim , değil mi ?
&
YAZARIN ANLATIMI
Mert Bey , yeğeninin söylediklerine şaşırmıştı . Ne olmuştu da yeğeni Demir Araslan 'la tanışmak istiyordu ? Yeğeninin aklında ne vardı acaba ? Biliyordu ki Ela , mümkünse Demir' le hiç tanışmak istemiyordu . Mert Karahan yerinden kalkarak bir ileri bir geri yürümeye başladı . "Ne olabilirdi ?" diye mırıldandı kendi kendine . Daha sonra , Demir ' in de aynı Ela gibi benzer bir konuşma yaptığını hatırladı .
Mert Bey sıkıntılı bir nefes aldı ve istemeye istemeye Demir Araslan ' ı aradı . Telefon uzun süre çaldıktan sonra Demir telefonu açtı . Mert Karahan lafı dolandırmadan ,
"Ela seninle tanışmak istiyor ," dedi ve karşı taraftan bir ses bekledi .
Belki de karşı taraftan beklediği şeyin tam olarak ne olduğunu bilemiyordu .
Demir şaşırmıştı, hem de çok . Sadece fotoğraflarda gördüğü nişanlısı -ya da sözlüsü- onunla tanışmak istiyordu . Kaşlarını çattı . ' Kesinlikle o küçük cadının aklında bir şey var ,' diye düşündü. Demir haklıydı ; Ela ' nın aklında kesinlikle bir şeyler vardı , ama şimdilik sadece varsayımda bulunabilirdi . Karşı tarafa bir cevap vermesi gerektiğini hatırladı ve Mert Karahan 'a,
"Nasıl , anlamadım ?" diye sordu .
Mert Karahan tekrarladı :
"Ela seninle tanışmak istiyor," dedi , hiç de hoşnut olmayan bir ses tonuyla .
Yeğeninin bu adamla evlenmesini hiç mi hiç istemiyordu , ama o vasiyet elini kolunu bağlıyordu .
Demir , Mert Karahan ' a tekrar cevap verdi , ama bu sefer ses tonu daha ciddiydi :
"İyi , tamam . Tanışalım bakalım ," dedi ve tekrar bir ses bekledi .
Mert Karahan , ikinci bir şok daha yarattı Demir ' de :
"Ela bu evlilik işinin uzamasını istemiyor . Okullar açılmadan evlenmiş olalım, diyor ."
Demir , kendinden taviz vermeyen bir sesle ,
"Benim işime gelir , Mert Bey ," dedikten sonra telefonu kapattı .
Demir derin bir nefes alıp ellerini başına götürdü . Başını ovuştururken kendi kendine konuştu :
"Neler karıştırıyorsun , Ela ? Neler ?"
Demir , kızın ismini ilk kez ağzına alıyordu . Yirmi altı yıllık hayatında onun gibi inatçı bir insan görmediğini hatırladı . Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu .
Telefonu eline alıp en yakın koruması ve dostu olan Mete ' yi aradı . Mete telefonu açar açmaz Demir konuşmaya başladı :
"Mete . Ela ' nın erken dönme sebebi ne ?"
Mete , dostunu bekletmeyerek ,
"Ağabey , bilmiyoruz . Biliyorsun , çocuklar uzaktan takip ediyor . . . Ela ' yı ," dedi .
Ela her ne kadar korumaları atlattığını sansa da , sadece amcasının adamlarını atlatabilmişti sadece .
Demir ne diyeceğini bilemedi ama yine de cevap verdi :
"Tamam, koçum ," dedi ve telefonu kapattı .
Ela ' nın neden anneannesinden bu kadar erken döndüğünü merak etti . Daha sonra bu merakın yersiz olduğuna karar verip kaldığı dosyaya devam etmeye çalıştı .
Kâğıtlara dönmeye çalışsa da zihninde yankılanan tek şey, onun beklenmedik dönüşü ve adıydı: Ela.