.5.

786 Words
Sabah dışarıdan gelen sesler ile uyandım. Mağarada yalnızdım. Belki de Darcy gelmiştir düşüncesi ile dışarı çıktım. Sesler mağaranın arka tarafından geliyordu. Tereddütlü adımlarla o yöne ilerlemeye başladım. Konuşma sesleri netleşmeye başlayınca Darcy'nin gelmediğini anladım. Yerden bir odun alarak ilerlemeye devam ettim. Sonunda seslerin sahibine ulaştığımda çok şaşkındım. Elementler beni görünce dehşete düşmüş bir ifade ile "Ursula! bu sen misin?" diye sordular. Ne yani değişmiş miydim? Buraya geleli kaç gün olmuştu ki? "Evet ama sizin burada ne işiniz var? Yoksa beni kurtarmaya mı geldiniz?!" "Elementler aşkına Ursula! Yüzüne ne oldu?" Su kralı Delmar'ın söyledikleriyle elim yüzüme gitti. Kurumuş yüzüme dokunduğumda dün olanları hatırladım. Tabii ya dün o ejderha yüzüme kan ve salya dolusu bir nefes hediye etmişti. Birden ürperdim ve element krallarına "Gelin benimle." dedikten sonra mağaranın gizli bölmesine gittik. Ben şelalede yüzümü yıkarken element kralları etrafı inceliyordu. "Dün talihsiz olaylar yaşadım. Bir ejderha vardı. Sanırım benim koruyucu ejderham. Neyse bu konu biraz karışık. İki ejderha daha gelmişti. Onu yaraladılar. Yüzümü sorarsanız koruyucu ejderham yüzüme kükredi. Yani o yemek yiyordu. Sonra beni görünce olanlar oldu. Aa birde Darcy var." "Ursula susar mısın artık?!" Ateş kralı Rory'nin bağırmasıyla kendime geldim. Ardından Toprak kralı Pierce konuşmaya başladı. "Ursula belliki kötü şeyler yaşamışsın ama biraz sakin olur musun? Şimdi sakin bir şekilde sana sorduğum sorulara cevap ver. Öncelikle Darcy kim?" "Darcy bu mağaranın sahibi. Normalde başka bir ülkede yaşıyormuş sonra babası onu satmak isteyince o da kaçıp buraya gelmiş ve bu mağarada yaşamaya başlamış. Ama şuan burada değil. En son ormana gitmişti." "Peki şu koruyucu ejderha olayı ne?" "Ulrika'nın beni buraya getirdiği ilk gece bir ejderha gördüm ve bayılmışım.Uyandığımda buradaydım. Beni Darcy bulmuş. Yani o ejderha bana hiçbir şey yapmamış. Sonra onu ormanda tekrar gördüm ve beni başka bir ejderhadan kurtardı. Bu yüzden onun koruyucu ejderham olduğunu düşünüyorum. Zaten onu bir daha görebileceğimi sanmıyorum. Ve de Darcy'yi. Çünkü beni almaya geldiniz. Öyle değil mi?" "Ursula aslına bakarsan biz sadece seni kontrol etmeye geldik. Eğer ölmüş olsaydın Ulrika kraliçelikten alınacaktı. Fakat hayattasın!" "Ne demek bu? Şimdi siz geri mi gideceksiniz? Beni burada mı bırakacaksınız?!" Hıçkırarak ağlamaya başladığımda element kralları üzgün görünüyordu. Kral Pierce yaklaştı ve bana sarıldı. "Bak Ursula güçlü olman gerek. Kurallara uymalıydın. Sana verilen cezanın dönüşü olmaz." "Ama yapabileceğimiz birşey var!"dedi hava kralı Abrecan. "Ona bir tılsım hazırlayabiliriz. Böylece hayatta kalabilir." "Bu doğru!"dedi kral Pierce ve benden ayrıldı. Ağlamayı bırakarak onları izledim. Dört kralda bir araya gelerek yuvarlak oluşturdular ve yavaşça yükselmeye başladılar. Kral Pierce yüksek sesle konuşmaya başladı. "Topraklar, ağaçlar ve taşlar Dinleyin efendinizi koruyun sahibinizi!" Ardından kral Delmar şu sözcükleri söyledi. "Denizler, okyanuslar ve bütün su tanecikleri Dinleyin efendinizi koruyun sahibinizi!" Sonra kral Rory söze girdi. "Ateşler, korlar ve kızın alevler Dinleyin efendinizi koruyun sahibinizi!" Son olarak kral Abrecan sihirli sözleri söyledi. "Rüzgarlar, hortumlar ve çılgın fırtınalar Dinleyin efendinizi koruyun sahibinizi!" Ağzım açık kalmıştı. Element krallarından yükselen parlak ışığın sönmesiyle onlar da yere indi. Ardından havadan inen tılsıma hayranlıkla bakmaya başladım. Bu harikaydı! Element kralları tılsımı boynuma takarak benim için şans dilediler. Bense "Çok teşekkür ederim!"diye bağırarak hepsine sarıldım ve onlara veda etmek için mağaranın çıkışına kadar geldim. "Sizi bir daha görebilecek miyim?" "Pek sanmıyorum Ursula. Kendine iyi bak."dedi kral Pierce. Tam gideceklerken onlara "Durun!"diye seslendim. Bana baktıklarında "Ulrika'ya öldüğümü söylesenize. Böylece kraliçelikten alınır."diyerek güldüm. "Bu kurallara aykırı."dedi kral Rory. Sonrada gülerek ortadan kayboldular. Bende gülümseyerek tılsımıma baktım. Boynumda çok güzel duruyordu. Tabii bu kıyafetle hiç iyi değildi. Kıyafetim gerçekten çok yıpranmıştı. Keşke üzerimde daha güzel ve temiz bir kıyafet olsaydı diye düşünmemle tılsım parladı ve üzerime baktığımda yeni bir kıyafet vardı. Ne yani bu tılsım her dilediğimi gerçekleştiriyor muydu? "Hayır bu tılsım her dilediğini gerçekleştirmiyor." Duyduğum sesle arkamı döndüm. Bu kral Delmar'dı. "Sana hediyemizi vermeyi unutmuşuz. Güle güle giy." dedi ve aniden kayboldu. Onları gerçekten çok seviyordum. Umarım tekrar gelirlerdi. Üzerimdekilere baktım. Kahverengi bir pantalon, beyaz gömlek ve yine kahverengi bir yelek ve de siyah çizme vardı. Buranın şartlarına göre gayet kullanışlıydı. Acıktığımı fark ederek mağaranın gizli bölmesine gitmeye karar verdim. Biraz meyve yesem fena olmazdı. Darcy'nin gelmemesi beni gerçekten endişelendiriyordu. O olmadan başımın çaresine bakamazdım. Darcy'nin hemen gelmesi için Tanrı'ya dua ederek mağaraya girdim.             *** ULRİKA Terasımda oturmuş yapılan heykellerime bakıyordum. Birden gözüme havada süzülen ve şatoma yaklaşan parlak birşey takıldı. Gittikçe yaklaşıyordu. Ayağa kalktım. İyice baktığımda bir parşömen olduğunu fark ettim. Yavaşça terasın mermerine konduğunda onu elime aldım ve açtım. Parşömen element krallarından gelmişti. Hemen okumaya başladım. Parşömende Ursula'nın hala hayatta olduğu ve benim kraliçelikten alınmayacağım yazıyordu. İşte bu güzel bir haberdi. Beni kraliçelikten hiç birşey alıkoyamazdı. Sadece yaptığım bir suç buna neden olabilirdi. Mesela Agatha'yı öldürmek ve büyü kitabını çalmak gibi. Zaten bunları da kimse bilmeyecekti. Sadece şapşal yardımcım Alberto biliyordu. Onunda ağzını açmaya cesareti yoktu. Parşömeni bıraktım ve tacımı çıkararak "Seni elimden kimse alamaz tatlım" dedim ve tacı hakettiği yere geri taktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD