Yazarın Anlatımı
Oyun başladı , Ve herkes kazamayacak . . .
Alina, balkon kapısını araladı . Soğuk rüzgâr tenine dokunduğunda, giydiği ince saten gecelik omuzlarında titredi . Bu ürperme . . .
sadece soğuktan değildi . Bu , hâlâ yaşadığının , hâlâ hissettiğinin kanıtıydı . Arkasında Arya duruyordu . Sessizdi . Alina gibi .
Bakışlarını uzaklara çevirdi . Norveç ’ in bembeyaz manzarasında , düşünceleri karanlıktı .
“Güneş Kralı mı yaptı bunu ?” diye geçirdi içinden .
Türkiye ’ ye dönmesi için onu her yerde aradığını biliyordu . Ama bu sadece bir arayış değildi .
Bazen iz bırakıyordu Alina . Bazen ise. . . iz bırakmasına izin veriyordu .
“O adam. . . beni hep buldu . Tıpkı benim onu bulduğum gibi . Ama hiçbir zaman birbirimizi tam olarak değil .
Çünkü ona hep bir sınır koyduk . Dönüp dönmeyeceğimden fazlasıydı bu onun için. O, beni intikam için arıyordu . Kendine döndü .
Doğduğundan beri buradaydı . Norveç’te .
Bir kez bile ait olduğu topraklara — Türkiye’ye — ayak basmamıştı . Ama şimdi . . . kaderin sessizce açtığı o yolda tek başına yürümek zorundaydı . Alya . . . Onun sağ kolu . Onun kuzeni . Nasıl olur da iz bırakmadan kaybolabilirdi ? Bir adım geri attı . Derin bir iç çekti .
“Gidiyorum . . .” dedi kendi kendine .
“Gitmeden önce ne olduğunu çözmeliyim .”
❄️❄️❄️❄️
“Arya ,” dedi Alina , net ve kararlı bir tonla .
“En iyi adamları topla . Alya’nın kolyesinde bir takip cihazı vardı . . . Sinyalini kontrol edin . Nerede olduğunu bilmem gerek.”
Arya başını salladı, tereddütsüz :
“Tamam, Kraliçem .”
Ve hızla odadan çıktı . Alina , yatağın ucuna yürüyüp siyah , uzun kollu ama çok kalın olmayan elbiseyi aldı .
Kendini koruyan ama hareketlerini kısıtlamayan kıyafetleri tercih ederdi .Ayağına siyah topuklularını geçirdi .Ardından saçlarını toparlayıp dik bir adımla aşağıya indi .Arya çoktan ekibi toplamıştı .Telsizler hazır, ekranlar açıktı . Yüzler gergindi .
Alina masanın başına geçti . Elini haritanın üzerine koydu . Bakışları sertti .
“En son sinyal İstanbul Havalimanı ’ nda kesilmişti ,” dedi Arya .
“Kolyedeki son veride oraya ait ,” diye ekledi bilgisayar başındaki genç adam .
Alina başını eğdi .
“Anlaşma yaptığımız o özel şirketi araştırın. Güvenlik kayıtlarına ulaşın .
Ama dikkatli olun . . . ”
Sesini alçalttı. Gözleri karanlığa döndü .
“Güneş Kralı ’ nın topraklarına girmek istemiyorum .”
Alina, çalışma odasına yöneldi . Sıkıntılı bir nefes aldı. Bu bir tuzaktı. Bunu hissedebiliyordu .
Ama kim yapmıştı . . . onu bilmiyordu . O sırada odanın kapısı iki kez çalındı .
“Gir ,” dedi
Kısa ve keskin bir tonla . Uzun, beyaz tenli bir adam içeri girdi .
“Kraliçem . . . Güneş Kralı ’ nın adamlarından biri de kayıp . Bu . . . tesadüf olamaz ,” dedi.
Alina gözlerini kısarak baktı .
“Aşağı in . Geliyorum ,” dedi kısa bir komutla .
Adam çıktı. Alina da arkasından indi .
“Ne demek oluyor bu ?” diye sordu , sesi buz gibi .
“Bilmiyorum Kraliçem . Büyük ihtimalle Alya Hanım ’ ın Türkiye ’ ye giriş yaptığını öğrendiler ve bir adam gönderdiler .
Ama . . . o adamdan da sinyal alınamıyor . Alya Hanım gibi o da kaybolmuş .”
Alina, yüzünü hafif yana çevirdi .
“Kaybolan adamı araştırın . Önüme dosyasını getirin ,” dedi.
Türkiye / İstanbul
Kağan , kaybolan adamının izini sürüyordu.
Büyük ihtimalle . . . Kraliçe , onun gölgesini izlemişti.
Ve şimdi . . . o gölge de yoktu .
Kraliçenin gelmeyeceğinden emindi.
Ama ona bir “iyilik” yapacaktı :
Alya Karan’ı bulacak ve Türkiye’den gönderecekti.
Sıkıntılı bir nefes aldı .
Taylan sessizce olan biteni izliyordu .
Aynı zamanda Aras’ın son sinyallerine bakıyordu.
Gözden kaçırdıkları bir şey vardı . Mutlaka .
O sırada Atlas içeri girdi .
Yüzü gergindi .
“Kağan Bey , her yeri aradık . Didik didik . Güvenlik kameralarına baktık .
Ama . . . Aras ’ ın aracı oraya hiç gitmemiş .”
“Nasıl olur ? Aras ’ tan son sinyal aldığımız yer orası !” dedi Taylan , kafasını kaldırmadan.
Kağan ’ ın yüzü gerilmişti .
Bu işte bir gariplik vardı .
Durduk yere . . . neden ?
Buzlar Kraliçesi ' nin işi miydi ?
O da mı biliyordu gölgesinin kaybolduğunu ?
Kağan, masadaki eski kartı eline aldı .
Bir kez çevirdi .
Ardından gözlerini Taylan ’ a dikti .
“Onu bulmalıyım.
Tüm cevaplar . . . onda olabilir .”
Norveç – Karargâh
Jonas, dosyayı masaya bıraktı .
"Kraliçem , istediğiniz dosya ," dedi ve odadan çıktı .
Alina, gözlerini dosyanın üzerine dikti .
Kalınlığı değil . . . içeriği ağırdı .
Kapağı açtı .
İlk satır :
ARAS URAL
Doğum Tarihi : 6 Şubat 1993
Eski saha ajanı – Güneş Kralı’nın adamı .
Alina’nın bakışları dondu .
Gözleri satırlarda ilerledikçe nefesi ağırlaştı .
Son görüldüğü yer : İstanbul Avrupa yakası
34 GK387 plakla
• Son sinyal : İstanbul Havalimanı
•Giriş kaydı : Yok
• Çıkış kaydı : Yok
• Güvenlik kayıtları : Silinmiş
• Tahmin : Birlikte kayboldular
Dosyanın sonunda tek bir not vardı .
Sadece üç kelime :
“Nereye gittiler , bilinmiyor .”
Alina dosyayı kapattı .
Başını yavaşça Arya ’ ya çevirdi .
“Bu . . . sıradan bir kayboluş değil .”
Arya , yüzü solgun bir şekilde konuştu :
“İkisi birlikte mi . . . gitti ?”
Alina sessiz kaldı .
Ama gözleri konuştu .
“Ya Aras onu kaçırdı . . .
Ya da Alya , kendi isteğiyle onunla gitti .”
Bir süre sessizlik oldu.
Sonra Alina kararlı bir sesle konuştu:
“Sebep ne olursa olsun . . .
Alya benim kanım .
Aras . . . Kağan’ın gölgesi .”
Alina gözlerini dosyadan kaldırdı .
Gözbebeklerinde soğuk bir kıvılcım parladı .
“Biri . . . bizimle oynuyor ,” dedi .
Sesi keskin, kararlılığı buz gibiydi .Sonra yavaşça ayağa kalktı .Yüzünde beliren hafif bir gülümsemeyle Arya ’ nın karşısına geçti .
“Peki öyleyse . . .
Oyuna icabet edelim .”
Kısa bir sessizlikten sonra emir geldi :
“Biletleri al. Türkiye’ye gidiyoruz .”
Ve odadan çıktı .
Kapı ardından yavaşça kapandı .
Sanki bir devrin eşiğindeydi .
Oyun yeni başlıyordu .
Bu sadece ilk hamleydi .
Alina, bildiği her şeyin . . .
İçinde büyüdüğü tüm kuralların. . .
Ters yüz olacağından henüz habersizdi .
Tıpkı. . .
Kağan gibi .
❄️BÖLÜM SONU🔥