Seraphine’in yok oluşu, koca bir dağın çöktüğünü andırıyordu, fakat Leyla’nın içindeki savaş bitmemişti. Gözlerini kapadığında, zihninin derinliklerinde hâlâ yankılanan karanlık fısıltılar vardı. Seraphine’in gücünü yitirdiğini bilse de, onun karanlığının zihninde bıraktığı izler kalıcı gibiydi. Bu zaferin ardından gelen huzursuzluk, Leyla'nın omuzlarına daha ağır bir yük bindirmişti. Her şey bitmiş gibi görünüyordu ama içten içe bunun yalnızca bir başlangıç olduğunu biliyordu. Leyla, kalenin taş duvarlarının arasında dolanırken derin düşüncelere daldı. Zaferin coşkusu direnişçiler arasında hissediliyordu; Seraphine’in devrilmesi, uzun süredir beklenen bir dönüm noktasıydı. Ancak Leyla, insanların zafer çığlıklarını duymuyordu. Onun zihninde sadece Seraphine’in yankıları vardı: *"Bu sadec

