Oğuz dediğini yapmıştı sonunda. Kafa dağıtmamız için bir gece organize etmişti. Kızlarda Oğuz'a destek verip kafa dağıtma gecesi için yer ayarlayıp beni de ikna ettiler. Aslında ikna etmemiş emrivakiye getirmişlerdi. Melih'i unutmam için bu geceyi düzenlediklerini doğrudan söylemiyorlardı tabii ama bunu anlamamak için aptal olmak lazım.
Sürekli yanımdalar ve kendi kendimi yiyip bitirmeyin diye konuşup duruyorlar. Beni bir bıraksalar çok iyi olurdu aslında. Abim annemle evde kalacaktı biz eğlencede iken. Mine ve Sedef de bizimle geliyordu. Özgür Bey'den zor izin kopardık. Sedef yakında gideceği için birlikte vakit geçirmemize izin verdi. Tabii bir şartı vardı gece yarısı olmadan Sedef'i evine geri bırakmak zorundaydık.
Oğuz bir de araba kiralamış geç saatte dönersek diye. Hazırlandıktan sonra Oğuz hepimizi evlerimizden aldı. Biz daha arabadayken eğlenmeye başlamıştık. Gecemizde güzel geçecekti anlaşılan. Gamze bar tarzı bir mekan ayarlamıştı. Yanıp sönen ışıklar yüzünden gözlerim acıdı. Mekana girdikten sonra etrafın ne kadar geniş olduğunu fark ettim. Orta pist dans edenlerin yeriydi, kenarlarda barmenler yer alıyordu, pistin yukarısına çıkan merdivenlerde özel localara çıkıyordu.
Bar sandalyeleri yerleştikten sonra Oğuz hepimiz için içki siparişi verdi. İçki içme konusunda endişeliyim daha önce içmedim ve saçmalamaktan korkuyorum. İçmeden de saçmaladığım zamanlar olmuştu gerçi.
"Hadi gençler, bu gece bütün dertlerimizi unutuyoruz. Eski sevgilisini de, saplığına da, bakanlığına da... Hepsini içiyoruz." Oğuz'un elimize tutuşturduğu bardakları havaya kaldırdık.
"Kadehimi lanet olası eski sevgililere kaldırıyorum." Madem eğlenmeye geldik ayak uydurup tadını çıkaracağım.
Gamze'nin de söyleyecekleri vardı." Kıymetini bilmeyen hıyar abime."
"Yakamdan düşmeyen babama." Ama Sedef'in ki en masumuydu.
Mine de konuştu. "Barış şerefsizine." Onu hala mı kızgın?
Oğuz da garibim; "Bir sevgilim bile yok." Deyip bardakları tokuşturduk.
Bir yudum alıp geri bırakacaktım ama Oğuz kendi de içerken bir yandan da benim bardağımı alttan tutup kaldırıyordu. Tüm bardağı fondip yapmak zorunda kaldım. İçki genzimi yakmakla beraber ağzımda acı bir tat bıraktı. Bunun etkisi geçmeden bardaklar tekrar dolduruldu. Geceye hızlı ve sert başladığımızı düşünmeye başladım. Bu gecenin amacı kötü anılarımızı unutmak, kendimize vakit ayırmak. Kendimi rahat bıraktım. Olmuşları ya da olacakları düşünmeden bir gece geçirmek benim de hakkım. Dolan bardağımı tekrar kaldırdım.
"Bu geceyi unutulmaz yapalım." Kendi kendimi de gaza getirebiliyorum. Bardaklarımızı tokuşturduk ve kendimizi müziğe kaptırdık.
(•‿•)(•‿•)(•‿•)
Uykuda olduğumun farkındayım ama gözümü açamıyorum ağrıdan. Başım dahil her yerim ağrıdan kıvranıyor. Ters mi yattım ben? Kafam yastıktan düşmüş olmalı. Gözümü açmaya zorladığımda araba tavanı ile karşılaştım. Bizim tavan böyle miydi? Yanımda nefes veren Oğuz'a baktım. Direksiyon başında uyuyordu. Bizim evde direksiyon olmadığına eminim. Tutulan belimle arkaya döndüm. Kızlar arka koltukta koyun koyuna yatıyordu. Biz ne kadar içtik de arabada sızdık hatırlamıyorum.
"Kalkın, uyanın." Hep bir ağızdan söyleyip doğrulmaya çalışıyorlardı. İçerisi çok kötü koktuğundan camı açtım. Temiz havanın yüzümü serinletmesi hoşuma gitti.
"Dün gece ile ilgili bir şey hatırlıyor musunuz?" Sedef'in bu sorusu üzerine hafızamı zorladım ama hiçbir şey yoktu. Telefona bakınca saatin öğlen 12 olduğunu fark ettim. Tüm geceyi arabada geçirdiğimizi bu şekilde idrak edebildim. Gece yarısından önce Sedef'i eve bırakacaktık. Özgür Bey beni öldürecek.
Herkes telefonunu eline aldı. Abim, Sevil Hanım Özgür Bey ve hatta Cengiz bile bütün gece bizi aramış. Özgür bey bizi aramak için herkesi ayağa kaldırmazdı. Sevil hanım ve Cengiz bu gece dışarı çıkacağımızı bile bilmiyordu ki. Elimde tuttuğum telefonum tekrar çalınca irkildim. Baş ağrısıyla bu ses hiç çekilmiyor. Daha fazla çalmaması için açtım.
"Hele şükür neredesiniz iyi misiniz?" Cengiz büyük bir panikle konuştuğuna göre dün gece iyi şeyler olmamış.
"İyiyiz arabadayız. Ne oldu ki?" Bilmezden gelmenin işe yaramayacağını biliyorum ama denemekten zarar gelmez.
Cengiz'in telefonun diğer ucunda sinirlendiğini hissedebiliyorum. "Çabuk konum at sizi almaya geliyorum." Telefonu kapatmadan önce Özgür Bey'in de sesini duyduğuma yemin edebilirim. Cengiz'e konum attıktan sonra tekrar bizimkilere döndüm.
"Zorlayın hafızanızı. Dün gece ne oldu? Herkes bizi aradığına ona göre bir şey olmuş olmalı." Hepimiz durup düşünmeye başladık. Oğuz'la bir ara yalnız kaldığımı hatırlıyorum sadece.
Mine kendini öne atıp hatırladıklarını anlatmaya başladı. "Barda kavga çıkmıştı galiba ortalık karıştı. Sonra Cengiz'in geldiğini hatırlıyorum ama devamı yok bende. "
"uUmarım sadece kavga etmişizdir." Cengiz madem bara geldi niye hepimiz alıp götürmedi? Niye bütün geceyi arabada geçirdik? Bir kavgadan daha fazlası olmuş ama ne?
Cengiz geldiğinde suratı beş karıştı. Bizi götürmeden önce neler olduğunu anlatmasını istedik ama eve geçince herkesle beraber öğreneceğimizi söyledi. Niye öğreneceğiz ki? Direksiyona Cengiz geçtikten sonra Oğuz'la ikimiz öne oturduk. Biraz sıkıştık ama sesimizde çıkartamıyorduk.
Eve girdiğimizde herkes imalı bir şekilde bize bakıyordu. Özgür bey eli cebinde ayakta dikiliyordu. Sevil Hanım fazla rahattı. Biz belli ki dün gece büyük bir halt yemişiz. Hatırlamasak bile sorumluluk bize ait. "Ne yaptığımızı kesinlikle hatırlamıyorum. Her ne yaptıysak arkadaşlarım ve kendi adıma özür dilerim." Benden sonra diğerleri de özür diledi.
Özgür Beyin sinirli olup olmadığını anlayamıyordum. " Kızımı da kendine benzettin. Yaptıklarımıza sonra geleceğim ama şunu belirtmek istiyorum. Siz beşiniz bir araya gelip içmeyin. Ayrı ayrı da içmeyin." İyice gizem yaratıp merak ettiriyorlar ama.
"Allah rızası için bir gün gece ne yaptığımız anlatabilir mi? Önce bir ağrı kesici alabilir miyim beynim patlamak üzere." Ağrıdan nefes alamıyorum. Şeker ilaçların yerine sade birer kahve yaptı bize. Leş gibi içki kokuyoruz hepimiz. Kahveler gelirken ağabeyim de gelmişti. Anneme bir arkadaşımda kalacağım yalanını uydurmuş, o da çok kızmıştı bize. Herkes oturduktan sonra Cengiz gizemli geceyi anlatmaya başladı.
" Evimde huzurlu bir şekilde uyurken 11'de bir telefon geldi. Gittiğiniz barda kavga çıkartıp kaçmışsınız. Mine'yi orada unutmuşsunuz. Onun telefonundan aradılar beni. Bara gittim görüntüleri izledim. Sandalyeler şişeler havada uçuşmuş. Gelincik fırsatını bulmuşken kafa atmaktan da geri kalmamışsın. " Laf sokmalarına hiçbir şey demeye hakkım yok şu durumda. "Ben sizi ararken bir de baktım ki polis ekipleri de sizi arıyor." Hayda polisler nereden çıktı?
Polisi duyunca Oğuz atıldı." Bir yeri soymadık dimi?" Ya da umarım daha kötüsünü yapmamışızdır. Susup Cengiz'i dinlemeye devam ettik.
" Bir düğünün içine etmişsiniz. Üstü açık düğün arabasının içine kusmuşsunuz. Pastayı devirip olay çıkartmışsınız. Gelin ve damat kaçmaya çalışırken yollarını kesmişsiniz. Onlar da polisi aramış ama siz yine oradan kaybolmuşsunuz. " İçki bütün kötülüklerin anasıymış onu anladım. Yoksa biz böyle şeyler yapacak insanlar mıyız? Sürekli ortadan kaybolduysak arabayla kaçmış olmalıyız. İnşallah birine çarpmamışızdır.
Oğuz da Cengiz'i dinlerken ceplerini karıştırdı ve cebinden çorap çıkarttı. "Ayağımda olması gereken çorabın cebimde ne işi var?" Oğuz'un dizine vurup onu susturdum. Şu an çorap en masum vukaatımız olabilir.
"Sonra beni şeker aradı. Çünkü buraya gelmişsiniz. " Hangi akla hizmet yeni evli çiftin evine gittik, sarhoş kafayla nasıl araba kullandık. Cengiz Mine ile birlikte buraya gelirken Şeker de bize soda, kahve ayrılmamız için bir şeyler yaparken Sedef'i orada bırakıp yine kaçırmışız.
Bu arada Özgür Bey de Sedef'i bulmaya çalışmış ama üzerine yerleştirdi izleme cihazı kavga esnasında düşmüş olmalı. Özgür Bey Cengiz'den sonra gelmiş bara.
" Sormaya korkuyorum ama sonra ne oldu?" Gamze lafı ağzımdan aldı vallahi. Duymak istemiyorum ama ne yaptığımızı da öğrenmemiz gerek.
"Sedefle Mine'yi evde bırakıp sizi aramaya çıktık. Komşular sarhoş 3 kişiden şikayetçiydi. Sokaklarda bağıra bağıra şarkı söyleyip yerlere yatıp dans etmişsiniz. Ama sizi yine bulamadık. Sedef'le Mine de bu sırada yokluğumuzu fırsat bilip kaçmışlar. Sonra arabada tekrar nasıl buluştunuz işte orasını ben de bilmiyorum." Sonunda yaptıklarımız bitmişti. Ama Sevil Hanım nasıl öğrenmişti.
"Siz nasıl öğrendiz sarhoş ve kayıp olduğumuzu?" Direkt bana bakıp imalı imalı gülüyordu. Olamaz. Asıl bombayı sona saklamışlar. Sevil Hanım bana bakıp güldüğüne göre bu haltı ben yemişim.
"Sosyal medyana baktın mı?" Kendimi herkese rezil etmiş olmayayım lütfen. Cebimden telefonumu çıkartıp hesabıma girdim. Gece bir video yüklemişim ve binlerce beğeni almış. Açmaya da korkuyorum. Ne olur ki saçmalamış olmayayım.
"Aç aç çekinme." Sevil Hanım zevk aldığına göre kesin kendimi bitirdim. Başkasından öğreneceğime videoyu açıp sesini fulledim. Gamze ile videodaydık ama Oğuz yoktu. Video ilerledikçe kendimden utandım. Bilinçaltım bu küfürleri nereden bulup çıkardıysa direkt Melih'e atfedilmiş. Küfürlerden sonra ağlayıp ilanı aşk etmem... Asıl rezillik bu işte.
Videoyu gören gördü artık yapacak bir şey yok ama hemen sildim daha fazla insan görmesin diye. Acaba Melih izledi mi? Kesin izlemiştir. Belki de buraya beni utandırmamak için gelmemiştir. Barışmak istediği zaman da ilanı aşk etmem hiç iyi olmadı. Şimdi benden ümidini kesmeyecek. Beni ne kadar sinirlendirmiş olursa olsun onun üzülmesine sebep olmak istemem.
Şeker karnımızı doyurmak için mutfakta bir şeyler hazırladı bize. Cengiz hala bana çok kızgın görünüyordu. Banyo kullanmak istediğimi söylediğimde Cengiz da bana havlu çıkartma bahanesiyle yanıma geldi.
"Sen niye kızgınsın?" Ben ne yaptıysam kendime yapmışım zaten Cengizlik bir durum yok ki.
Kapıyı kapatıp sessizce konuşmaya başladı. " Dün gece kimsenin bilmediği bir şey daha yaptın." Cengiz'i kızdıracak ne yapmış olabilirim ya.
Korka korka sordum. "Ne yaptım?" İnsanın kendinin ne yaptığını bilmemesi ne kadar kötü bir şeymiş.
"Videoyu paylaştıktan 1 saat sonra beni görüntülü aradın. Oğuz'a her şeyi anlattın." Duyduklarıma inanmak istemiyorum.
"Her şeyi derken?"
"Kapşonlu olduğumuzu, birlik kurmak istediğini her şeyi. Umarım Oğuz hatırlamaz ve umarım başka kimseyi aramamışsındır." Deyince yüreğime iniyordu. Telefonumdaki arama kayıtlarına baktım. Dün gece bir tek Melih'i ve Cengiz'i aramışım.
"Melih'le 3 dakika konuşmuşum. Anlatmamışımdır değil mi?" O kadar uğraştıktan sonra sarhoşlukla her şeyi mahvetmiş olmayayım ne olur.
"Bilmiyorum."
Düşünüyorum ama hatırlamıyorum ne söylediğimi. Ben bu bilinmezlikle duramam. Sadece benim değil Cengiz'in ve Mine'nin de başını yakarım. " Ben çözeceğim bu işi." Melih'i aradım.
"Efendim Gelincik."
"Sen neredesin Melih?" Onunla konuşmam gerekiyordu.
"Evdeyim Gamze'nin gelmesini bekliyorum. Gencay bırakacaktı bize öyle konuşmuştuk." Tam da tahmin ettiğim gibi Melih beni utandırmamak için gelmemiş.
"Yarım saat sonra oradayım aşağı inersin." Telefonu kapattım tam gidiyordum ki Cengiz tuttu beni.
"Ne yapıyorsun sen" Bu Cengiz beni hiç anlamıyor.
" Yüz yüze konuşup ağzını arayacağım." Banyodan çıkıp mutfakta yemek yiyen Oğuz'dan arabanın anahtarlarını aldım. İçerdekilere görünmeden çıktım.
Direksiyon başına geçince bir şeyler hatırlamaya başladım. Oğuz direksiyondaydı arabayı kullanmadan önce durdu ayaklarına baktı. Benim ayaklarım yok deyip nasıl olsa ayakları olmadığı için çoraplarını çıkarttı. Bu çorap mevzusunu bir ara Oğuz'a anlatayım da merakını gidersin.
Yol boyunca da Melih'le olan konuşmamı hatırlamaya çalıştım ama nafile. Kapının önüne geldiğimde Melih aşağıda beni bekliyordu. Şimdi ise konuşmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Arabadan inip Melih'in karşısına geçtim. Lafı uzatmaya hiç niyetim yoktu. "Videoyu izledin mi?" Önce bunu öğreneyim de.
"İzledim." Bak şerefsize tepkimi bekliyor. Ama benim bekleyecek sabrım yok.
"Bak dün gece çok sarhoştum hatırlamıyorum yaptıklarımı. Söylediklerim için deli saçması de geç. Gece seni aramışım ne konuştuk biz?" Böyle 'dan' diye sorunca da olmadı sanki. Kapşonlu olduğunu biliyorum derse ne cevap vereceğim.
"Birkaç dakika konuştuk ama ilginç içeriklere sahipti." İlginç ne ya.
"İçeriyi detaylandırır mısın?" Umarım çok dikkat çekmiyorum dur.
"Söylediklerin karşısında ağzım açık kaldı."
Benim sinir katsayım artıyor ama kendimi daha fazla tutamayacağım. "Ağzına büzerim senin. İnsan gibi söyle ne söyledim ben?" Yakasına yapışmak için kendimi zor tuttum.
Melih benim bu halimden şüphelenmiştim sanki. "Anamdan babamdan girdin tanımadığım akrabalarımdan çıktın. Sülalemde sövmediğin insan kalmadı. Bilmediğim küfürleri sayende öğrendim."
Şunu baştan söyleyip beni rahatlatsana. " Tamam ya bir şey değil o." Küfür ettiğim için sevinecek hale düştüm iyi mi.
"Sen ne söylediğini sandın da bu kadar korktun? Ne saklıyorsun?" Korktuğumu başıma sardım işte Melih'i kuşkulandırdım.
"Benim saklayacağım bir şey yok. İçi dışı bir insanım ben. Senin gibi arkadan iş çevirmiyorum. " Kendi çıkarım için onu gömdüm ama pişman değilim.
Bir baktım Melih bana yanaşıyor. "Videoda öyle demiyordun ama. Beni hala sevdiğini söylüyordun." Beni buradan vuracağını biliyordum.
"Sarhoştum söylediklerimde anlam aramaya mı karar verdin. Keşke önceden söylediklerime kulak verseydin. Sen ve ben diye bir şey olmayacak yaz bunu kafana. "dedikten sonra tekrar arabaya bindim. Şimdi bu video yüzünden hem Melih'e hem insanlara laf anlat işin yoksa.
ಡ ͜ ʖ ಡ
Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce Gelincik, Melih'e kapüşonlu birliği ile ilgili detayları anlatılmış mıdır?
Melih ve Gelincik tekrar birlikte olmalı mı?