DEMİR Sinirle hizmetlilerin kaldığı kata giderken konağın merdiveninde Zarife belirdi. “Gece gece ne derdin var? Niye bağırıyorsun” dedi. “Acil çiftliğe gitmem gerekiyor. Akşam Hazım arabanın anahtarını getirmedi. Telefonu da kapalı” Verdiğim cevaptan sonra bir şey hatırlamış gibi elini hafifçe başına vurdu. “Ha anahtar diyorsun. Anahtarı bana vermişti. Dur getireyim” dedi. İçeri gitti. Hazım’ın anahtarı neden Zarife’ye verdiğini anlamamıştım. Normalde böyle şeyleri doğrudan bana teslim ederdi. Ama o an bu detayı düşünecek vaktim yoktu. Tek düşündüğüm, çiftlikten gelen o lanet olası haberdi. Sekiz büyükbaş hayvan daha telef olmuştu. Hem de tam hastalık kontrol altına alındı derken! Bu, olacak iş miydi? Sanki bir lanet peşimizi bırakmıyordu. “Demir!” Başımı kaldırdım. Zarife, merdiven

