DİCLE Demir’in ayaklarını iki yandan külotlu çoraplarımla yatağın oyma ahşap başlıklarına bağladım. Her düğümü atarken, onun bedenindeki hafif gerilimi hissedebiliyordum; nefesi, hareketlerime tepki olarak hafifçe hızlanıyordu. Ama ben, onun tedirginliğini umursamadım, bu oyunu sonuna kadar götürmeye kararlıydım. İşim bitince yatağın ayak ucuna geçip ona baktım. Demir, bağlı elleri ve ayaklarıyla, savunmasız ama bir o kadar da büyüleyici görünüyordu. Gözlerinde hâlâ bir parça tedirginlik vardı, ama aynı zamanda merakla parlayan bir beklenti de seziliyordu. Ellerini de ayaklarına yaptığım gibi karyolaya sabitlemek geçti içimden, ama vazgeçtim. Onu daha fazla ürkütmek istemiyordum; bu, ikimiz için de keyifli bir an olmalıydı. “Şimdi ne yapacaksın?” dedi. Cevap vermeden üzerinde ceket ola

