DEMİR Altemur ve Tamer amcamla birlikte emniyet binasından çıkarken içimden derin bir “Of!” çektim. Göğsümde biriken ağırlık, sanki beton bir blok gibi ciğerlerime baskı yapıyordu. “Bir tek cinayetten içeri atılmadığım kalmıştı,” dedim. “Neredeyse o da olacaktı. Evladım hastanede canıyla uğraşırken, bir de şu yaşadıklarıma bakın!” Altemur, her zaman olduğu gibi, soğukkanlılığını koruyan ses tonuyla, “Sakin ol, Demir ağa” dedi. “Birini öldürüp suçu başkasının üzerine atmak eskide kaldı. Bilim ve teknoloji sayesinde artık emniyet her şeyi ortaya çıkartıyor. Ayrıca, katilin suçu sana yıkmak gibi bir niyeti olmadığı çok açık.” Sözleri mantıklıydı, ama içimdeki huzursuzluk dinmiyordu. Tamer amcam, Altemur’un sözlerine başını sallayarak hak verdi. “Komiser de öyle demişti,” diye hatırlattı,

