15.BÖLÜM “BENİMLE SEVİŞTİ”

669 Words
Selim ve Alyssa beni tuvaletten güç bela çıkardıklarında ben hâlâ olayın etkisinde boş boş bakıyordum. Tek duam ise bebeğime bir şey olmamasıydı. Üçümüz mutfakta otururken ben Alyssa'nın bana ısıttığı sütü içiyordum. "Daha iyi misin?" dedi Selim. Başımı salladım ve, "Sağ ol süt iyi geldi." dedim. Ağladığım için hâlâ burnum biraz akıyordu. Ama süt beni hem mayıştırmış, hem de ağlamaktan acıyan boğazıma iyi gelmişti. "Dolunay. Sormaya çekindiğim bir şey var," dedi Selim. Bakışlarım anında ona döndüğünde kafamı sor anlamında salladım. "O gece Cenk'i gördün. Yağız'la dertleştiniz. İş nasıl bir anda sekse gitti ben anlamadım." dedi Selim. Derin bir nefes alıp o geceyi düşündüğümde yüzümde belli belirsiz bir tebessüm belirdi. O geceyi silik silik hatırlıyordum. Her seferinde yeni anılar geliyordu. Ben de aklımdakileri sıralamaya başladım... "Aslında ben tam kalkıp gitmeye hazırlanıyordum. Orda bir şey oldu. Biraz silik. Ama bileğim burkuldu ya da başka bir şey oldu. Beni belimden tuttu orda." dedim ve tekrardan hatırlamaya çalışarak devam ettim. "Yürümeme yardım edip odaya çıkardı. Sonra bir şeyler içirdi galiba. Su falan. Bir şey oldu. Garip bir şey. Bakışlarında bir şey gördüm. Bir arzu hissettim. Sonra ikimizdeni sarhoşluğun verdiği cesaretle..." Cümlemi devam ettirmedim. Çünkü gerisi malumdu. Birlikte olmuştuk. Selim güldüğünde hem Alyssa'nın hem de benim şaşkın bakışlarım ona döndü. "Bakmayın öyle. Patronla seks çok klişe geldi. Kusura bakma sinirim bozuldu. Artemis'in sevgiliside bir ara patronuydu." dedi kahkahalarının arasında. Aklıma gelen şeyle benim de yüzümde bir gülümseme belirdi. "Küçük bir ayrıntı. Seks değildi. Benimle sevişti." dedim. "Bu ayrıntıyı ne zaman bana vermeyi düşünüyordun?" diye bağırdı Alyssa. Sessizliğin arasında anlık çıkan bu yüksek sesle irkildim. Selim, "Alyssa. Sakin ol. Bebek ters dönecek," dediği anda ikimizde genzimizden gelen gülmeye benzer sesler çıkardık. Hormonlar beni delirtiyordu... "Neyse. Çok üzüldük. Hormonlar ne durumda senin?" dedi ve göz kırptı Selim. "Hiç sorma. Bir gülüyorum. Bir ağlıyorum. Bir kızıyorum. Bunu en çok Alyssa hissediyor." dedim. "Birde Yağız'ın da etkisi bol bunda." dedim. Aklıma gelen olaylarla ellerimi birinin boğazını sıkar gibi havaya kaldırdım ve devam ettim. "Bazen geceleri rüyamda kendimi Yağız'ı boğarak görüyorum. İnanır mısın vallahi rahatlatıyor." Bu ikisinide güldürürken Alyssa parmağını bana doğru sallayıp, "Doğru bak. Buna ben de rastladım." dedi. Selim'in telefonunun çalmasıyla ikimizde sessizliğe gömülüp rahat konuşmasını sağladık. Telefonu açtı ve, "Efendim?" dedi ve biraz karşısındakini dinledi. "Aynen abi. Yarın kardeşimle gelip bakacaktık eve." dedi. Kardeşim demesi beni mutlu etmişti. Çünkü Selim'e başka gözle bakmıyordum. Onun da bakmasını istemiyordum. "Nasıl yarın gidiyorsun abi ya? Biz her şeyi ayarlamıştık. Bugün nasıl gelelim artık ev bakmaya?" dediğinde Selim'in kolunu tuttum. "Selim. Sorun yok. Bakabiliriz." dedim ona. Kafasını salladığında, "Abi. Abi tamam geliriz. Geliriz birkaç saate. Eyvallah abi," dedi ve telefonu kapattı. "Hazırlan. Çıkalım hemen." dediğinde sütümüde alıp kalktım ve odama gittim. İnce ama uzun kollu, etekleri tiril tiril olan lacivert bir elbise giydim. Ayağıma da siyah spor ayakkabılarımı geçirdikten sonra saçımı at kuyruğu yaptım. Aynada kendime baktığımda ufaktan belirginleşen karnım dikkatimi çekti. Düz bir karnım vardı. Biraz büyüdüğü anda belli oluyordu. Karnımı okşarken bir yandan oğlumla konuşmaya başladım. "Ne olursa olsun anneyi bırakmak yok tamam mı oğlum? Seni kaybedersem ben yaşayamam." ? "Tamam abi eyvallah," dediğinde Selim ben de gülümsüyordum. Ev 4+1 ve dubleksti. Alt kat salon ve amerikan mutfağı şeklindeydi. Üst katta ise diğer dört oda vardı. Odalardan biri benimdi. Diğeri oğlumun. Diğeri çalışma odamdı, çizimleri yapabilmek için. Son oda ise Selim arada gelip kalmak istediği içindi. Yoksa 3+1 istiyordum. Daha sonra evraklar ve sözleşme imzalandı. Evi kiralamak yerine almayı tercih etmiştim. Çünkü bu evden çok büyük sorunlar olmadığı sürece ayrılacağımı sanmıyordum. "Selim. Çok sağ ol ya. Vallahi sen olmasan yapamazdım," dediğimde gülümseyip, "Ne demek canımın içi," dediğinde gülümsedim. Arabaya gittiğimiz sırada yağmurun çiselemesiyle durdum. "Sen git ya. Ben biraz yürümek istiyorum yağmurda," dememle emin misin bakışı attı bana. Başımı salladığımda arabasına bindi ve gitti. Yürürken hissettiğim yağmur iyi geliyordu. Yağmur benim için özgürlük demekti. Artık minik yavrum olduğu için özgürlüğümü biraz kısıtlamam gerekiyordu. Ama onun için değerdi... Yürürken birden onun sesini duymamla olduğum yere mıhlandım. Gerçekten, bir tane bile güzel günüm geçemez miydi benim? "Dolunay?" diyen Yağız'a döndüm ve tek kaşımı kaldırarak, "Yağız..." dedim sinirle. Bakalım yine ne isteyecekti?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD