Gümüş balkonun kenarına oturmuş manzarayı izlerken, sonunda hazırlanmış bir şekilde yanına gelen Mert’i hissettiğinde omzunu dikleştirdi. “Ne düşünüyorsun?” Adam, elini omzuna yerleştirip güven verircesine sıktığında kararsızlıkla başını salladı. “Bilemiyorum...” “Mesela?” “Murat Bey ve eşi, okul, şu miras meselesi... Bir de biz...” Son eklediklerini söylerken sesindeki huzursuzluk adamın dikkatini çekecek kadar kendini belli etmişti. İkisi hakkında konuşup kızı ürkütmek yerine yine geçiştirmeyi seçti. Şimdi değilse bile zamanla aralarındaki duvarları yıkacaklarını biliyordu. Güzel karısının tecrübesizliğinin farkındaydı. Yaşadıklarından sonra aralarındaki yoğun çekimi aşk zannedebileceğinden de emindi. Karşılıksız hislerinden bahsedip de kızın karşılık vermek zorunda hissetmesin

