Odanın içinde bir sağa bir sola yürürken öfkeyle titreyen bedenini sakinleştirmeye çalışıyordu. “Aptallar.” dediğinde ağlamaya başladı. “Bir insan evlendiği kadının, gelininin namusunu nasıl böyle ayaklar altına alabilir?” Makyaj masasının üzerindeki kremleri, parfümleri yere saçtı. “Korkup size boyun eğeceğimi mi sandınız?” Masanın çekmecelerini, dolabın içlerini karıştırırken en sonunda bir makas buldu ve yatağın yeni değişmiş nevresimlerini kesip paramparça etti. “Delibaşmış! Deliler bile sizin yanınızda akıllı kalır.” Ağlamaya devam ederken kocasının dolabını açıp bütün kıyafetlerini kesip yerdeki nevresimlerden oluşmuş yığının üzerine bıraktı. “Kendi pisliğinizde boğulun.” derken bu defa gelinliğini eline almıştı ve onu da keserek parçalara ayırmıştı. “Acı çektirecekmiş sen kims

