Bölüm 3

694 Words
1 yıl sonra Sigara kokulu aracın içinde otururken gözlerimi açık tutmaya gayret ediyordum. Saatlerdir yollardaydım ve bir dakika bile dinlenememiştim. Artık Hindistan'da değildim, New york'daydım. Dans kulübü tahmin ettiğim gibi, sadece Hintli kadınları almıyordu. Ocean oldukça popülerdi, sadece Hindistan'da değil neredeyse tüm dünyada vardı ve iş veriyordu. Hindistan'dan seçtikleri kadınları başka ülkelere götürüyorlardı, en çok dikkat ettikleri ise Hintli kadınların aynı yere denk gelmemesiydi. Dinlenmek için vaktim vardı ama ben uyuyamamıştım. İçimde ki bir şey beni açık tutuyordu. Yolun sonunda ki eve girince oluşacak korku mu? Heyecan mı? Bilmiyordum. Buraya gelene kadar birçok bedel ödedim, ne çok şeyden vazgeçtim. Her gün tenimden dolayı aşağılandım, ailemi bıraktım ailemi tamamlayabilmek için. Patronun önünde gösteri yaptığımız günü hala hatırlıyordum. Meraklı gözlerden uzak bir yerde ışıl ışıl bir binaydı. Dışı oldukça sade ama içi dekorluydu. Heyecan yok denecek kadar azdı, derin bir istek vardı. Yaşlı ve kilolu bir adamdı. Beni gördüğü ilk anda bakışları bana tutunmuştu. Bende değişik bir ışık gördüğünü söylemişti. Yalan söyleyip söylemediğini tahmin edememiştim. Tüm kadınlar sırayla dansa başladı. Kimi heyecanla yapabildikleri tüm hareketleri onlara göstermek için saçma adımlar attı ve sonunda düştüler, kimi oldukça iyiydi bende elimden gelenin en iyisini yaptım ve başardım. Hiç şüphe yoktu ki annem sayesindeydi. Onun bana öğrettiği dans teknikleri olmasa yapabilir miydim? *** Araç durduğunda önümde ki 3 katlı binaya baktım. Şehrin biraz uzağında lüks bir apartman gibiydi ama asılı neon tabela apartman olmadığını bas bas bağırıyordu adeta. Araçtan indim ve adımlar atmaya başladım. "Anne, sende bu yoldan geçtin mi?" diye geçirdim içimden. Buraya geldiğinde çok korkmuştur, eminim. Ayakları titrekti belki de benim aksime. Aldığı her nefes ona bir işkence gibiydi, derin bir nefes aldım, nefesim ne titrek ne de soluksuzdu. Sanki yanımda ruhsal bir ağırlık hissetmiştim. Sanki burada gibiydi. Gözlerimi kapattım ve omzumda elinin ağırlığını hissettim. Hızla gözlerimi araladım ve dağılmama izin vermeden düz yolda yürümeye başladım. *** Cam kapıyı tıklattım ve resepsiyondaki kadın aceleyle kapıya geldi. Yaklaştıkça güneşin yüzüme vurma etkisi azalıyordu ve kim olduğumu daha iyi görebiliyordu. Ne renk olduğumu. Yüzünün git gide sertleşmesinden anlamıştım. Kapıyı açtı ve "Buyrun?" diye soğuk bir sesle sordu. Başımı kaldırdım ve "Ben yeni dansçıyım." dedim. Karşımda ki kadın gülümserken saklamak ister gibi dudağını ısırdı. "Bir yanlışlık olmasın?" "Neden böyle düşünüyorsunuz?" "Beni yanlış anlamanızı istemem-" sözünü kestim ve başımı salladım "Siyahi olduğum için." diye tamamladım. Cevabım ile rahatlarken "Evet, Burada hiç siyahı dansçımız yok." bu dediği ile saçlarına asılmak için kaşınan ellerimi durdurdum. Annem için. "Şaşkınlığınızı anlıyorum bayan, fakat buraya bizzat başkan tarafından çağırıldım. O yüzden başınız belaya girmeden çekilseniz." kapıdan girdim ve kolumla kapıyı kapatan bedenini çektim. Hala ikna olmamış gibi bana bakıyordu. Birlikte başkanın odasına giderken bana yakın olmamak için uzakta yürüyordu. Bu hareketi gülümsememe neden oldu. Bulaşıcı bir hastalık taşıyor gibiydim. Ama buraya gelerek tüm savaşlara açık olduğumu kendime kanıtlamıştım değil mi? Kapının önünde durduğumda üzerimi düzeltim ve başımı dikleştirdim. Ardından odaya adım attım. *** Odaya girdiğimde burun deliklerime yoğun bir alkol kokusu sızdı. Koltukta kucağında ki sarışın kadın ile oturan orta yaşlı adam geldiğimizi görüp bize döndü. Yanımda ki kadın öne atıldı ve "Bay Dark, bu bayan yeni dansçı olduğunu iddia ediyor.". Dark sarışın kadının yanağını öptü ve kulağına birkaç şey fısıldadı, kadın itaatkar bir şekilde kalçalarını sallayarak odadan çıktı. Bu adamdı. Bizim hayatımızı mahveden adam buydu. İçimde ki nefreti gözlerime yansıtmamak için öyle çabaladım ki bedenim titremeye başladı. Elimi yumruk yaptım, tırnaklarım elimi kanatırken elbiseme sildim. Dark hiçbir şey fark etmedi, karşısında nefretle titreyen beni fark etmedi sadece elini masada birleştirdi ve bana baktı "Selena değil mi?" diye sordu. Başımı salladım ve birkaç adımda yanına gittim elimi öne uzatırken "Selena Carl.". Dark ayağa kalktı ve elimi kavradı dişlerimi sıkmaktan çenem ağrıyordu. Sıcak avucunda ki elimi biraz fazla tutmaya başladığında çekecektim ki kendimi tuttum hareketlerimi dikkatle inceliyordu. Elimi dudaklarına götürdü ve bir öpücük kondurdu. Göz gözeydik kendimi tuttum ve titreyen dudaklarımla gülümsedim. "Hoşgeldiniz bayan Carl." dedi. Arkamda ki kadın "Ama bay Dark-" sözünü kesti ve "Akşama hazırla." dedi ve beni odadan çıkarmaya yönlendirdi. Odadan çıkarken yanımda ki kadının sert bakışlarını hissedebiliyordum. Kapıdan çıkınca bedenim buz gibiydi, derin derin nefesler aldım. Bu adamı görmeye alışmalıydım. Tüm sırları açığa çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacaktım. Onlar kadar güçlü değildim. Bunun bilincindeyim, ama benim amacım onları yok etmek değil, annemi bulmaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD