Bölüm 4

981 Words
Yanımda ki kadın daha doğrusu Marilyn beni adeta çekiştirerek üst kata çıkarıyordu. "Yürüyebilirim biliyorsun değil mi?" Marilyn aniden fark etmiş gibi durdu ve kolumu tutan ellerini ateşe değmiş gibi çekti. "Ah! Özür dilerim." dediğinde şaşırmıştım, özür dilemesini beklemiyordum. Yüzü sabit bir şekilde dururken herhangi bir duygu belirtisi göstermiyordu. Odanın önünde durduğumuzda içeriden gelen kahkaha seslerini duyabiliyordum. Kapıyı açan Mariln önce benim geçmemi beklediğinde odaya adım attım. Herkes bana döndü. Merakla bana bakarlarken Marilyn "Tanışın. Selena Carl. "ismime iğneleyici bir şekilde baskı yaptı. Kızlar bana küçümser bir tavırla bakarken az önce Dark'ın yanında olan kız öne atıldı ve" Dark'ın zevkinin bu kadar düştüğünü bilmiyordum. "dedi. Bu dediği ile birkaç kişi gülerken ellerimi belime doladım ve" Sarışın ve beyaz tenli olmayan biri güzel değil yani? "diye sordum. "Tatlım, bir aynaya bak çingene gibisin!" "Aşırı beyazlarında ırkçılığa uğradığını biliyorsun değil mi?" "Ben-" "Eğer burada doğmamış olsaydın, dünyanın başka bir tarafında olsaydın, sende benim uğradığım muameleye maruz kalırdın." ve bu hiç hoş değil, inan bana. "Ne demek bu?" aynaya döndüm ve saçlarımla oynadım. "Biraz düşün. Sarışın kafanı çalıştırsan senin için iyi olur." birkaç kız göstermeden gülerken sinirden kıpkırmızı olmuştu. Ayağa kalkıp beni parçalamak ister gibi yanıma gelmeye başladığında Marilyn onu durdurdu ve "Akşama beyler geliyor. Hazırlansan iyi olur Em." dedi. Em gülümsedi ve aynadan bana baktı "Haklısın, akşama büyüleyeceğim onlarca erkek olacak nede olsa." kızları yanına aldı ve uzak bir makyaj masasının önünde toplandılar. *** Yalnız kalırken aynada kahve gözlerime baktım. Canım acıyor muydu? Onların nefreti beni bir ateş gibi yakıyordu. Ama ben uzun yıllar yanmıştım ki şimdi neyin beni acıttığını hissedemiyordum. Başımı iki yana salladım ve düşüncelerimi dağıtmak için masada ki ruju elime aldım. Kırmızı tondaki ruju dudaklarıma sürdüm ve yanağıma pembe renginde ki allığı yaydım. Maskara, göz farı ile tamamdım. Saçlarımı açtım ve aynada ki kadına baktım. Güzeldim, kendim için. Ben kendimi güzel görüyordum fakat başkası beni iğrenç buluyordu. Bu her daim beni özgüvensiz kılmıştı ama şimdi kendimi sevmeliydim. Her zamankinden daha çok. Bu kadar nefretin arasında ben kendimi sevmezsem nasıl var olurdum? *** Kızlarla birlikte merdivenden inerken Em düz sarı saçlarını havalandırdı ve "Rezil olacaksın." dedi bana hitaben. Tek kaşımı kaldırdım "Neden? Dans ettiğim için mi?" diye sordum. Em dolgun dudaklarından kaçan bir kahkaha attı ve "Tatlım, buraya daha önce hiç siyahi dansçı gelmedi. Adamların seni görünce ki yüzlerini merak ediyorum." dediğinde yanında ki kız "Başka bir siyahi dansçı vardı." dedi. Merdiveni tutan ellerim dondu ve ancak Em konuyu değiştirmek ister gibi "Biraz hızlanalım." dediğinde yürümeye devam ettim. Derin bir nefes aldım ve adımlarımı güçlükle attım. Annemden bahsettikleri aşikardı. Yüzlerine nefretle baktım. Onlarda bir kadın değil miydi? Başka bir kadının hayatını çalan insanlarla hala nasıl çalışabiliyorlardı. Burada iyi insan yoktu. Gerekirse bende iyi olmaktan çıkacaktım. Önümde ki kadınlar her şeyi biliyordu. Ne pahasına olursa olsun gerçeği öğrenecektim. *** Siyah perdenin arkasında beklerken içeriden heyecanlı ıslıklar yükseliyordu. Kalbim hızlı atıyordu. Elimi göğsüme götürdüm ve gözlerimi kapattım. Şimdi tek duyabildiğim bir saat gibi atan kalbimdi. Elimi yumruk yaptım ve gözlerimi araladım. Em favori kişi olduğu için ilk o çıktı. Çılgınca çırpan el sesleri eşliğinde müzik çalmaya başladı. Aralık perdeden hareketlerini izledim. Vücudunun her kıvrımını ustaca hareket ettiriyordu. Buradan bile yüzünde ki cesur ifadeyi hissedebiliyordum. Dansı bittiğinde alkışlar eşliğinde yanımıza döndü ve kızlara sarıldı. "Muhteşemdin!" "Bir gün bende senin gibi dans edebilecek miyim?" gibi iltifatlar arasında bana döndü ve "Hadi bakalım, siyahi güzellik. Burada olduğun gibi cesur olabilecek misin?" tam o sırada "Selena Carl." ismi yankılandı. Üzerimde ki hırkayı çıkardım ve koltuğa astım. Yanından geçerken kulağına eğildim ve "Beni izle, belki birkaç tüyo kapmak istersin." dedim. Bu kadar özgüvenli olmamın sebebi uzun zamandır dans figürlerine çalışmamdı. Em gülümsedi ve başını salladı "Zevkle izleyeceğim." *** Kendimden emin adımlarla sahnenin ortasına geldim. Işıklar üzerimden çekildiğinde seyircilerin isyanları ortaya çıktı. "Siyahı mi?" "Hadi ama! Buraya güzel kadın izlemeye geliyoruz." "Kadın bulmakta zorlanıyor olmalılar." gibi cümleler kulağıma gelirken arkada ki kızların yüksek gülme seslerini duyabiliyordum. Müzik hala başlamamıştı. Beni oynatmak konusunda kararsızlardı. Böyle bir tepki alacağını biliyor olmalıydılar, bende biliyordum ama kalbimin acımasını engelliyemiyordum. Sesimin yüksek tonda ayarladım ve "Evet, ben bir siyahiyim. Ama bende bir kadınım. İzlemeye geldiğiniz kadınlarda ne varsa bende de var. Sadece bir kere, dansımı izleyin ve pişman olmayacaksınız." dedim. Adamların bazıları genç bazıları ise orta yaştaydı. Arka sıralarda ki boynu dövmeli, siyah saçlı genç adam" Hadi çocuklar! Bu kadar önyargılı olmayın. Ne kadar güzel bir kadın görmüyor musunuz? Bir şans verelim. "dedi. Başımı teşekkür manasında eğdim ve parmağımı şıklattım. Sahnede ki kadın müzik başladığında sihirli bir ritimle kalçalarını tüm vücudu ile ortak olarak oynatmaya başladı. Dolgun kalçaları göz önüne gelirken parmak uçlarında yükseldi ve bir balerin gibi etrafında dönmeye başladı. Uzun elbisesinin etekleri ayaklarına dolansa da o bunu umursamadan ritimle devam etti. Sol bacağında ki yırtmacı havaya kalkarken siyah gül dövmesi ortaya çıktı. Önyargılı olan yüzler merakla kadını izliyordu. Kadın dizlerinin üzerine eğildi ve başını arkaya attı. Boynu açıkta kalırken aynı hızla öne eğildi ve simsiyah saçları etrafa savruldu. Ayağa kalkarken yüzünden silmediği gülümseme ile etrafında yavaşça dönmeye başladı. Kalçaları ve elleri bir ritim ile birbirlerine çarpıyordu. Müzik bittiğinde eline kondurduğu öpücüğü seyirciye gönderdi. Bir avuç erkek ayağa kalkıp alkışlarken gösteriye bayılsalar da yrisndan fazlası yerinden kalkmadı ve yarı tepkisiz yüz ile kadına baktı. Kadın başını eğdi ve sahneden çıktı, ardında hayran olan onlarca erkek bırakarak. *** Odaya çıktığımızda kızlar neredeyse hiç konuşmadı. Bundan daha çok rezil olacağımı düşünüyor olmalıydılar. Erkeklerin beni beğenme olasılığı bile olamazdı. Yanıldılar. Beni bir kadın olarak görmekte zorlanan o adamları da yanılttım. Bu gece başardığım şey ne renk olursa olsun, insanın gözünde ki perdeyi çekerse karşısında duranın çekici yönlerini de görebiliyor olduğuydu. Aynadan yansıyan yüzüme bakarken hiçbir şey hissetmiyordum. Makyajı çıkardım ve Dişlerimi fırçaladım. Çoğu kız uyumuştu. Balkona çıktım ve bir güneş gibi parlayan ayı izledim. Ayı her daim çok sevmişimdir. Gecenin karanlığında ışıldaması, beni değişik bir hisle dolduruyordu. Elime aldığım sigarayı yaktım ve derince içime çektim. Zehir içiyordum. Biliyordum ama vazgeçemiyordum. Sigara bittiğinde bahçeye fırlattım ve yatağa atladım. Yeni başladım, anne. En başındayım ve seni bulana dek bırakmayacağım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD