Gece Sohbeti Oda karanlıktı, sadece başucu lambalarının sıcak ışığı yanıyordu. Yarkın yatakta yarı dik oturmuş, elindeki rapor kâğıdını inceliyordu. Alper ise bir elini başının altına koymuş, tavana bakıyordu. Yarkın (düşünceli): “O gün… Pusunun hemen öncesi. Hâlâ net değil aklımda. Sanki biri bizim güzergâhı biliyordu.” Alper (kısık sesle): “Biliyordu. Hatta sanki hangi saatte nereden geçeceğimizi de biliyordu. Ateş ilk bizim sağ kanattan geldi.” Yarkın: “Ben o sırada seni dere yatağına çekiyordum. Patlayan mayın bize değmedi ama arkadakileri aldı…” Kısa bir sessizlik oldu. “Alper, hiç düşündün mü? Bilgi içeriden gitmiş olabilir mi?” Alper (bakışlarını kaçırarak): “Komutanım, bu tür şeyleri düşünmek moral bozuyor. Şimdi hayatta kaldığımıza şükredelim.” Tam o sırada kapı hafi

