Allah’ım ellerim, bacaklarım, her yerim uyuşmuştu hem öyle güzel konuşuyor hem de ellerimi tutuyordu sadece kafamı sallayıp ‘’tabi ki’’ diyebildim. Arabadan indik ellimi tuttu ve hızlıca içeri girdik benim gözlerim hala etrafımı inceliyordu geldiğimiz sinema salonu merkezi bir bölgedeydi ve tanıdık birinin karşımıza çıkması ihtimaline karşı ben etrafımı kolaçan ediyordum. Murat ise benim aksime çok rahattı ellerimi sımsıkı tutuyor ve gayet rahat davranıyordu. Onun bu rahatlığı beni bir nebze korkutuyordu çünkü tetikte değildi ve her an karşımıza çıkabilecek birine karşı savunmasız kalacaktık. Murat bir aşk filmi seçmişti bana da fikrimi sordu ve benim için filmin hiçbir önemi yoktu çünkü onunla olmak bana yetiyordu bu yüzden seçtiği filmi kabul ettim ve salona girdik. Ellerimi hiç bırakmamıştı hala sımsıkı tutuyordu. Koltuğumuzu bulup oturduk ve daha hiç konuşamadan film başladı. Filmi izlerken sadece onun ellerinin ellerimde oluşunu ve hayallerimin yavaş yavaş gerçek oluşunu düşünüyordum… Sinemadan çıkar çıkmaz eve geçmek zorundaydım hem annemin hala yanında olmak istiyordum hemde sinemaya gizli gelmiştim ve etüt bitişi saatimle aynı saatte evde olmam gerekiyordu. Yol boyu Muratla sohbet ettik ve her şey çok güzeldi onunla tekrar dışarda buluşacağımız günlerin hayali ile mahallenin köşesinde arabadan inerek evin yolunu tuttum. Eve girer girmez her zamanki gibi annemin yanına geçtim ve onun psikolojisini çok merak ediyordum. Evet annem çok güçlü bir kadındı hele ki babamın anlattıklarından sonra annemin gücü gözümde çok fazla artmıştı ama yaşadığı şey hiçte kolay değildi bence bunu atlatması için bir zamana ihtiyacı vardı ama annem acılarının üzerini kapatarak ilerliyordu bunun hepimiz farkındaydık ama annemin içini açmak zordu bu yüzden onun tavırlarına ve kararlarına saygı duyarak ilerliyorduk ama yine de annemin gözlerimin önünde içinin acıması ve içten içe zorlanmasını istemiyordum kendimce annemin tavırları kontrol ediyordum.