Bölüm 1

3120 Words
Aylin! Ayliinn..! Bizim evde her sabah duyulan ses, her gün aynı telaş ve annemin sabah söylenmeleri… Kahvaltı masasında her sabah olduğu gibi Leyla ablam hazır bir şekilde bekliyor. Sabah 5’te uyanılmış, duş alınmış, makyaj yapılıp ütülü kıyafetler giyinilmiş işe gitmek için hazır. Ben ise zorla yataktan çıkarılmış yüzümde erken uyanmanın verdiği bir mutsuzluk ile kahvaltımı yapıyorum. Her sabah olduğu gibi annem rutin bir şekilde söylenmeye başlıyor! 12 yıldır okula gidiyorsun hala sabahları uyanamamanı, bu düzensiz halini anlamıyorum Aylin, hayatını artık düzene sokma yaşın geldi de geçiyor bile ve bu düzene sabahları erken kalkıp kişisel bakımın ile başlayabilirsin bunun içinde önünde çok güzel bir örnek ablan Leyla var en az onun kadar başarılı olman için hepimiz sana destek oluyoruz ve bu çabalarımızı boşa çıkarmayacağını düşünüyorum. Evet! Bizim evde herkesin alışık olduğu ve tepki vermediği bir kahvaltının daha sonuna geldik, annem sabah tüm enerjisini attı, ablam kahvaltısını bitirip acele acele işe gitti, babam ise haftanın sadece 3 günü bizimle olduğu için bu sabah kahvaltımızda da yoktu bizimle ben ise o muhteşem okulumun yolunu tuttum! Kafamda hep aynı soru başarı nedir? Kim kime göre, neye göre başarılı, mesela beni neye göre alkışlayacaksınız? Ablam gibi çok iyi üç dil konuşup, iyi bir şirkette çalışırsam mı? Babam gibi çok iyi bir iş insanı olursam mı? Öğretmenlerime göre iyi bir edebiyatçı olarak mı? Yoksa annemin istediği gibi bir avukat olup aynı zamanda ablama yaptıramadığı isteklerini bana yaptırarak mı alkışlanacağım! Tabi ki cevabı bende ama kimse bana sormuyor. Sadece istekler var annem iyi bir kariyer ve evlilik için daha şimdiden üzerimde baskı kuruyor ve tabi ki hayatıma alacağım kişi ile ilgili fikirleri, istekleri ve dayatmaları var çünkü ablam bu kapıyı çok sert bir şekilde kapatıp sadece kariyerine odaklandığı için bütün gözler bana çevriliyor. Aslında ablamın söylemi bu ama tavırları hiç bu yönde değil, genelde hayatına çok sık birileri girip çıkar hepsi de hem çok varlıklı hemde çok zeki insanlardır annemin çoğundan haberi olur ve her seferinde ileriye dönük hayalleri ile ablamı bir süre bunaltır ve bu durum sürekli tekrarlanır. Bu yüzden de benim hayatıma alacağım kişiler içinde annem ne yazık ki aynı vasıfları bekliyor yalnız kaçırdığı bir şey var ki ben henüz 17 yaşımdayım ve hayatıma girecek kişinin ailes,i maddi yapısı ya da herhangi bir vasfı beni ilgilendirmiyor ben karşı taraftan sadece sevgi saygı ve dürüstlük istiyorum. Aslında kendi içimde en çok merak ettiğim şeylerden biri de şu neden dürüstlük benim için ilk üçte yer alıyor, daha önce hiç aldatılmadım, hiç büyük bir yalan ile karşılaşmadım, hiç büyük yalanlar söylemedim ama buna rağmen dürüstlük denince içimde bir yerlerde farklı bir his ile karşılaşıyorum daha 17 yaşımda olmama rağmen bu benim için bir kriter haline geliyor. Bir kitapta okumuştum içimizde karşılığını bulamadığımız hisler bizlere yol göstermek için doğduğumuz günden beri bizimle olurmuş bilmediğimiz hatırlamadığımız bazı travmaların sonuçları olabiliyormuş. Bu söz aklıma her geldiğinde kendimi içsel bir çöküşle buluyorum ve kendimi sorgulamaya başlıyorum bu durum beni zaman zaman boğuyor ve yoruyor ama zamanla alıştığımız şeyler gibi yaşımın ilerlemesi ile bu düşüncelerimden kurtulacağımı düşünüyorum çünkü kafamı kurcalayan aldığım cevapların yetersiz geldiği ama zamanla alıştığım şeyler var… Mesela; babam sadece haftanın 3 gününü bizimle geçiriyor ve bu durum hiç değişmiyor özel günler ve tatillerimiz hariç. Bunu çok küçük yaşlarımızdan beri ablam ile sorguluyorduk çünkü tüm arkadaşlarımızın ailesi bir arada ama biz ise sadece haftanın üç günü beraberdik bunun sebebi ise babamın fabrikasının Bursa da olması olduğunu söyledi annem hep, bizim daha iyi bir eğitim alabilmemiz daha iyi şartlarda yaşayabilmemiz için babamın hiç istemeden de olsa bizden ayrı kaldığını söylerdi ve bu söylem hala değişmedi bizde buna zamanla alıştık ve tüm planlarımızı buna göre yapıyoruz… Okul hayatım ev yaşamıma göre daha düzenli ve disiplinli geçiyor, aslında evde de büyük sorunları olan biri değilim sadece kendimi bulma çabalarımın önündeki engelleri aşarken biraz zorlanıyorum. Okulda ise başarılı sayılabilecek bir öğrenciyim, edebiyata olan ilgim diğer derslerden çok daha fazla olmasına rağmen iyi bir üniversite kazanabilmek için tüm derslerde yeterli başarıyı elde etmiş bir öğrenciyim. Sabahları her ne kadar mutsuz uyanıp her gün güne bir sıfır yenik başlasam da okula gelmek için benimde sebeplerim var.  Platonik bir aşk! Kendim ile ilgili düşünce ve hislerimi çok paylaşmayı sevmeyen biriyim sadece içimi çok yakınlarıma kısmi olarak dökerim. Kendimi anlatırken bile acabalarım olduğu için kimseye tam anlamı ile içimi açamam. Aslında içimi tam anlamı ile açamamamdaki en önemli sebep ise toplum yargılarına göre farklı düşünce ve hislerimin olması. Platonik aşkımı, kim olduğunu söylemeden sadece hislerimden bahsederek yakın arkadaşım Kübra ile paylaştım. O kişinin kim olduğunu söylemem için benimle günlerce konuşmadı, yalvardı, yakardı ama ona bunu söyleyemezdim daha kendim bile yeni yeni kabullenmişken alacağım tepkiler eleştiriler beni çok yaralayacaktı bunu biliyordum ve her şeyi bu yüzden gizli tutuyordum. Kübra ile en yakın arkadaş olmamıza rağmen birbirimize göre farklı yapılardayız, Kübra bana göre çok daha dışa dönük ve duygularını en uçta ve göstererek yaşayan birisi, aile yapısı da benimkine göre oldukça farklı, maalesef ki Kübra idealleri olan ama bu ideallerin ve hayallerin gerçekleşmeyeceğine inanan ve ailesinin çizdiği yolda yürüyen birisi, her ne kadar bu fikirlerden onu vazgeçirmek istesem de yetiştiriliş tarzımız ve hayat şartlarımızdan dolayı bu mümkün değil belki de bu yüzden hissettiklerimi açıkça dile getiremiyor olabilirim. Kübra üniversitede sınavına girmeyecek daha doğrusu giremeyecek çünkü ailesinin isteği üzerine okul bittikten 45 gün sonra evleniyor! Bu olayı detaylı düşünmek istemiyorum çünkü bu olay ile ilgili derine her indiğimde en yakın arkadaşımın hayatının çok farklı olacağını biliyorum ve maalesef ki ona vaad edilen hayat onun canını yakacak ve hayalleri hep hayal olarak kalacak. Kübra sınıf öğretmeni olup köy okullarında ki öğrencilere ayrıcalıklı bir eğitim sunmayı hayal ederdi hep ama şu an sınava bile giremeyecek hayallerinde gerçekleşecek tek şey köy olabilir çünkü evlenip Mardin’in bir köyüne yerleşecek, evleneceği kişi orada hayvancılık ile uğraştığı için hayatının geri kalanını orda yaşayacak gözüküyor. Bana gelince ise bu sınavda iyi bir derece yapmam gerekiyor yoksa ailemin tepkisi ağır olacak biliyorum ve bir sene daha sınava hazırlanırken daha büyük stresler yaşayacağımı biliyorum. Bu sene annemin istediği hukuk fakültesini kazanmak için çok çaba gösteriyorum. Okuldan çıkıyorum direk eve gidiyorum ve evde disiplinli bir şekilde ders çalışıyorum ama bazen onu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum ve geceleri sadece onunla ilgili hayaller kuruyor ve gerçekleşmesi için dua ediyorum. Bir gün ona olan aşkımı itiraf edeceğim ve o gün geldiğinde önümde hiçbir engel olmaması için çok çalışacağım… Okulla evimizin arası sadece 15dk, babamın İstanbul da olduğu dönemlerde okula giderken ve okul dönüşleri babam ile gidip geliyorum, babamın Bursa da olduğu zamanlarda ise arkadaşlarım ile yürüyerek gidip geliyorum. Babamın hangi günler İstanbul da hangi günler Bursa da olduğu belli olmuyor maalesef, bazen okul çıkışlarına bazen de kahvaltılarda sürpriz yaparak geliyor. Ben bazı dönemlerde yine neden bizimde Bursa’ya taşınmadığımızı artık büyüdüğümüzü ve orada da bir hayat kurabileceğimizden bahsediyorum ama burada ki eğitimin bizim için daha iyi olduğunu ve artık ablamın burada bir iş hayatı olduğunu kurulu bu düzenin bozulmasının hepimize zarar verileceğinden bahsediliyor. Babamın Bursa da olduğu dönemlerde okuldan eve gelme saatim 18:30 oluyor. Aslında derslerim 14:00’da bitiyor ama biz okulun etüt programına kalıp test çözüyoruz bunu birçok arkadaşım yapıyor ve öğretmenlerimizde verimli bulduğu için ailelerimiz sorun yaratmıyor. Okuldan eve geldiğimde de benim rutinlerim var, üzerimi değiştirip mutfakta ki annemin yanına giderim hemen, annem mutlaka günümün nasıl geçtiğini sorar ve o günümüz hakkında güzelce sohbet edip yavaş yavaş masayı hazırlar ve ablamın işten gelmesini bekleriz ablam saatini hiç şaşırmayan gayet planlı ve dakik bir insandır her gün aynı saatte yemek masasında oluruz eğer ablamın işleri uzadıysa, toplantıya kalacak veya dışarı çıkacaksa muhakkak öğlenden anneme haber verir. Ablam işten gelir hep beraber sohbet ederek yemeklerimiz yer ve babam Bursa da ise yemek sonrası onu ararız babamla ile konuştuktan sonra herkes kendi köşesine çekilir annem TV karşısında sevdiği dizileri takip eder ablam biraz annemin yanında biraz internette vakit geçirdikten sonra odasına geçip kitap okuyup saat en geç 22:30 uyumak için hazırlanır. Ben ise yemek sonrası direkt odama geçer test çözer ve günlük derslerimin üzerinden geçerim. Daha sonra gece yarısına kadar yatakta uzanır elimde telefonum internette platonik aşkımı takip edip hayallere dalıyorum. Kübra sürekli platonik aşkımı ne zaman açıklayacağımı ve kim olduğunu soruyor. Aslında buna en çok ben sabırsızlanıyorum çünkü onun da bana aşık olacağını, ona bunu açıkladığımda bana karşı tepkisiz kalamayacağını hayal ediyorum hep ve ondan aldığım tepki ile aşkımı herkese anlatacağım, hayallerimin gerçek olması için çok az kaldı üniversitede sınavına girip hukuk fakültesini kazandığım zaman önümde hiçbir engel kalmayacak hem ailem onu suçlayamayacak, hemde onun bana karşı olan bakış açısı değişecek. Onunla ilgili her şeyi en ince ayrıntısına kadar araştırıyorum, aramız da sadece 9 yaş var ve bunun bizim aşkımıza engel olmayacağını biliyorum. Platonik aşkım; okulumuza geçen yıl gelen ve dünyanın en iyi kalpli en yakışıklı öğretmeni Murat! 26 yaşında matematik öğretmeni, sosyal medya hesabını çok aktif kullanmasa da derste muhabbetlerinden öğrendiğim kadarıyla üniversiteyi Ankara da okumuş ve burada ailesi ile yaşıyor. Devamlı bahsettiği ve örnek verdiği iki kız yeğeni ve bir ablası var. Sosyal medya da sadece iki tane fotoğrafı var ve çok güncel değil bu durum bu çağda sosyal medyadan bu kadar uzak olması beni aslında şaşırtıyor ama bir yandan da mutlu ediyor onunla ilgili hayallerimde onu kendimden bile kıskanıyorum onunla gezmek istediğim görmek istediğim bir sürü yer var ve biliyorum ki bu hayallerimin hepsi gerçek olacak bu yüzden onunla daha çok vakit geçirebilmek için üniversiteyi İstanbul’da kazanmak istiyorum. Çabalarımın hepsi annemin isteklerini yerine getirmek ve onunla olabilmek, dönüp baktığımda sadece bunun için çaba gösteriyorum… Bugün 22 Mart ve benim doğum günüm! Babam Bursa’dan gelecek okul çıkışı beni alacak evde hazırlanacağım ve ablam işten geldiğinde ailecek yemek yemeye gidip doğum günümü kutlayacağız. Bugün 18 yaşıma giriyorum ve hayatımda neler değişecek bilmiyorum. Babam 2 gün önce buradaydı bir günlüğüne gitti ve bugün benim için tekrar gelecek bu durum beni mutlu ediyor her ne kadar bizden uzakta kalsa da aklında kalbinde olmamız beni mutlu ediyor. Okula gittiğimde Kübra doğum günümü unutmamış ve sınıfta ki diğer arkadaşlarımızı da organize edip bana bir sürpriz hazırlamış. Sınıfa girdiğimde ellerinde pasta hep bir ağızdan iyi ki doğdun Aylin diye bağırıyorlardı o kadar mutlu olmuştum ki çünkü hiç beklemiyordum, çok sevindim pasta mı üfledim ve hepsi ile tek tek sarılıp teşekkür ettim. Kafamı arkama çevirdiğimde sınıf kapısının arasından bizi izleyen Murat’ı gördüm, yüzünde bir gülümseme ile bana bakıyordu ve yanına çağırdı, ellerim titriyor avuçlarımın içi terliyordu hızlı hızlı gittim yanına hiçbir şey diyemeden sadece gözlerinin içine bakıyordum. ‘Sesleri duydum Aylin doğum günün kutlu olsun’ dedi ve bana sarıldı! Bana sarıldı! İnanamıyorum ilk defa ona dokunabildim ve gözlerinin içindeki o güzel gülümsemeyi asla ama asla unutmayacağım. Bunun hayal olduğunu düşünüp kollarımı sıkmaya başladım ama gerçekti, o doğum günümü kutlayıp çoktan gitmişti ama ben o kapının eşiğinde yüzümde salak bir gülümseme ile kalmıştım. Kübra’nın seslenmesi ile irkildim. ‘Haydi Aylin pastanı al.’ Pastamı aldım ama içimde uçuşan kelebekleri kalbimin pırpır atmasına ve yüzümdeki gülümsemeye hakim olamıyordum. Okul bitmişti babam dün söz verdiği gibi okul çıkışına gelmişti ve her zamanki gibi yolun karşısında bir ara sokakta bekliyordu. Hiçbir zaman okulumun tam önüne gelmez beni her zaman aynı yerden alırdı bunu hiç sorgulamadım beni rahatsız etmek istemediği için böyle yaptığını düşünüyordum, daha sonra taşların yerine oturacağını başıma gelecekleri bilmediğim içinmiş. Ah aptal Aylin! Yüzümde ki o salak gülümseme hala geçmemişti ve kimse sorgulamıyordu çünkü bugün benim doğum günümdü ve 18 yaşıma giriyordum herkes bu mutluluğumu buna bağlıyordu ve sorgulanmamak benimde işime geliyordu. Hızlı hızlı babama doğru gidiyordum eve gidip biran önce hazırlanmak istiyordum çünkü sosyal medya hesabımdan bir fotoğraf paylaşıp Murat’a teşekkür eden bir mesaj atacaktım ve planlarıma göre o benim aslında okul dışında çocuk gibi olmadığımı gayet bir yetişkin olduğumu görecekti. Ailem sosyal medya hesaplarımda fotoğraf paylaşmama karşı çıkıyordu en çokta babam, aslında böyle şeylere genelde annem karışır ama bu konuda babam daha hassastı herhangi bir hesabı yoktu ve bizlerinde fotoğraf paylaşmasına karşı çıkıyordu hele ki aile fotoğrafı ya da onun bir fotoğrafı! Asla kabul edilmezdi zaten ablamın da benimde çok umrumuz da değildi aile fotoğrafları paylaşmıyorduk. Ablam daha çok doğa fotoğrafları paylaşıyor kendi ile ilgili de daha sade fotoğraflar paylaşıyordu ben ise sadece kendi fotoğraflarımı ve arkadaşlarım ile olan anılarımı paylaşıyordum. Annem de babam gibi sosyal medyadan uzak duruyordu evde sürekli yalnız olduğu için ablam ile ben onun vakit geçirmesi için bir hesap açmasını öneriyorduk ama annemde kabuk etmiyordu bence sebebi ise babamdı. Annem çocuklara yardım eden bir vakıfta gönüllüydü ve arkadaşları ile birlikte haftanı 2 günü vakıfta toplantıları olurdu onun dışında çok sık dışarı çıkmaz çıktığında da alışveriş yapar ya da arkadaşları ile bir kafede oturur çok vakit kaybetmeden eve gelir. Babamın İstanbul da olduğu zamanlarda onunla vakit geçirir hafta sonlarını ise ablam ile bana ayırır. Aklımda Murat’a yazacağım mesajları düşünerek güzelce hazırlanmaya başladım eve girer girmez dolabımı açtım ve elbiselerimi karıştırmaya başladım ancak hiçbiri istediğim etkiyi vermeyecekti. Ablamı aradım ve onun elbiselerinden birini rica ettim oda bugün doğum günüm olduğu için istediğim elbisesini giyebileceğimi söyledi. Hemen bir heyecanla annemi yanıma çağırıp beraber elbise seçmek istediğimi ve bugün bir yetişkin gibi gözükmek istediğimi söyledim annem yarım bir gülüşle bana yardım etmeye başladı. Ablamın dolabından buz mavisi içinde hafif simleri olan askılı, altı uçuş uçuş bir elbiseye karar verdik. Elbiseyi giyindim annem saçlarımı tepeden sımsıkı bir ay kuyruğu yaptı ve oda hazırlanmak için odasına geçti. Şimdi sıra makyajımı yapmaya gelmişti aynanın karşısında ablam işten gelene kadar özenle makyajımı yaptım ve sıra istediğim fotoğrafı çekilmeye gelmişti. Ablam geldi evden çıktık ve yemek yiyeceğimiz mekana gelmiştik ablamdan fotoğrafımı çekmesini istedim ve mekanın en güzel yerini seçtik ablam fotoğraflarımı çekti, annemin seslenmesi ile masaya döndük yemeklerimiz gelmişti ancak benim aklım hala telefonumdaydı çünkü fotoğrafımı bir an önce paylaşmak ve Murat’a mesaj atmaktı. Yemek masasında hemde doğum günümde elime telefonumu çok sık alamıyordum babamın tepkisinden çekiniyordum yemek masasında sadece sohbet edip vakit geçirmek istiyordu bugüne kadar buna hep uydum ama bugün mesaj atmayı kafama koyduğum için zorlanıyordum. Ailem ile güzelce yemeklerimizi yedik ve pastamı kestik bir an önce eve dönmek ve fotoğraflarımı yükleyip Murat’a mesaj atmak istiyordum. Eve dönerken babam alkol aldığı için arabayı kullanmaya annem geçti, annemin ehliyeti vardı ama onun kimliğini ve ehliyetini daha önce hiç görmemiştim. Annemin adı Canan’dı daha doğrusu kendi seçtiği isim buydu kimlikte yazılı olan isim Mukadderdi ve bu ismi kullanmıyordu herkes annemi Canan olarak tanıyordu. Sadece kafamı orda da karıştıran şeyler vardı nasıl olduğunu bilmiyorum ama annemin resmi kurumlarda da kaydı Canan olarak geçiyordu ama geçmişte yaşımın da küçük olmasında dolayı ve çokta kafa yormak istemediğim için bu konu üzerinde çok durmamıştım. Eve doğru ilerlerken yolda çevirmeye denk geldik ve annem hiçbir sorun olmamasına rağmen fazla panik yapmıştı polis çevirmesinde babam da annem de araçtan inip camları ve kapıları kapatıp polislerin yanına doğru ilerlediler ablam ve ben araçta bekliyordum. Ablama annemin neden bu kadar telaş yaptığını bir sorun olup olmadığını sordum ve oda gayet soğukkanlılıkla ‘annemi tanımıyor musun Aylin hiçbir sorun olmasa da o panikleyecek bir şey bulur‘ dedi ve haklıydı annem yapısı gereği daha panik olduğu için araca dönmelerini bekledik. Birkaç dakika sonra annem ve babam araca döndüler ve bir problem olmadığını söyleyip yolumuza devam ettik, yarın için babam bizimle olacağını sabahtan bizi güzel bir yere kahvaltıya götüreceğini söyledi. Eve gelmiştik, ablamın çektiği tüm fotoğraflara bakarak içlerinden en güzel olanını seçtim ve yükledim sırada Murat’a mesaj atmak vardı ama ne yazacaktım, durduk yere gelen bu teşekkür mesajını Murat nasıl karşılayacaktı kafamda tonlarca soru ile mesajımı yazmaya başladım. ‘İyi akşamlar Murat Hocam, okulumuzun bitmesine ve sınavımıza sadece üç ay kaldı, bu son iki senemizi beraber geçerdik ve sizin sayenizde matematik dersine olan ilgim hem arttı hem sevdim hemde başarılı oldum. Dersleri detaylı anlatımınız ve bizlere göstermiş olduğunuz ilginizden dolayı çok teşekkür ederim. Umarım okul dışındaki hayatımızda da görüşme imkanımız olur, sizin kadar değerli bir kişi ile hayatımın sonuna kadar görüşmek isterim bana katacağınız çok fazla şey olduğunu biliyorum. Her şey için tekrar çok teşekkür ederim ‘Mesajımı tamamlamıştım ve gönderdim, kalbim yerinden çıkacaktı, bugünkü gülüşü, dokunuşu, sarılışı, gözlerimin önünden gitmiyordu. Gayet sıradan bir mesaj yazmama rağmen vereceği cevabı düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Ne yazarsa yazsın içinden kendimi mutlu edecek bir şey çıkaracağımı da biliyordum. Elimde telefon kalbim pır pır bekliyordum ve cevap geldi. Allah’ım kalbim yerinden çıkacak! Hemen mesajı açtım; ‘Çok teşekkür ederim Aylincim, benim için ve verdiğim eğitim için sınav senesinde olan bir öğrencimden bunları duymak çok mutlu edici, ben de senin kadar başarılı bir öğrencimden bunları duyduğum için çok teşekkür ederim. Umarım hayatımızın geri kalanında daha güzel günlerde daha iyi şartlarda karşılaşır ve daha güzel anılar biriktiririz. Doğum günün tekrar kutlu olsun iyi akşamlar.‘ yazıyordu, bu konuşma burada bitsin istemiyordum günlerce devam etsin her an onunla konuşayım istiyordum ama o hala benim öğretmenimdi daha fazla bir şey yazıp maalesef konuşmayı uzatamıyordum ama yazdıkları beni o kadar çok mutlu etmişti ki, ileride daha güzel anılar biriktirme fikri bana acaba mı dedirtiyordu, acaba oda bana mı bir mesaj veriyordu. Acaba anlamış olabilir miydi hislerimi ya da o mu bana bir şeyler belli etmeye çalışıyordu off kafam çok karışmıştı ama o kadar mutluydum ki bu 18. yaş günümü asla ama asla unutmayacaktım bana ilk dokunması, ilk mesajlaşmamız, çok güzel bir gündü elimde telefon sırt üstü yatağıma uzandım ve hayaller kurmaya başladım telefonuma bir bildirim geldi fotoğraflarımı beğenen kişileri gösteriyordu ve oda ne! Murat ilk defa fotoğrafımı beğenmişti her şey istediğim gibi gidiyordu mesajıma cevap vermişti fotoğrafımı gördü beğendi harika bir gün olmaya devam ediyordu güzel hayaller ile uyumaya karar verdim sabah erkenden ailecek kahvaltıya gidecektik ve yarın için güzel bir enerjiye ihtiyacım vardı. Güzel bir hava da mis gibi çiçek kokularının olduğu evimize 1 saat uzaklıkta ki bir yapaya köye geldik. Babam burayı bizim için araştırmış ve hepimiz o kadar çok beğendik ki sürekli etrafımıza bakıyorduk annem bile kahvaltı rutini olan söylenmelerine henüz başlayamamıştı. Her yer yemyeşil masaların etrafında mis gibi kokan çiçekler ve mutlu insanlar, güne mutlu enerjik başlamamız için başka bir seçeneğe gerek yoktu ailecek harika bir kahvaltı yaptık ve sohbet ediyorduk babam bu sene okulumun biteceğini ve hedeflerimi sordu bana ben de ona tek tek her şeyi anlattım İstanbul’da çok iyi bir üniversitede hukuk fakültesini kazanmak istediğimi annemin hayali olan avukat olmayı ve hayatımı tam anlamıyla daha düzenli ve disiplinli yaşayacağımı anlattım. Bu konuşmadan en mutlu olan tabi ki annemdi çünkü anlattığım her şey aslında onun hayalleriydi ve ben bunları gerçekleştirmek için çok çalışıyordum hatta ilk kez bu kadar ciddi bir şekilde planlarımı anlatıyor olmam herkesi çok şaşırtmış ve bana olan güvenlerini arttırmıştı bunu hissediyordum. Ablamın ve babamın da yüzünde en az annemi kadar gurur verici bir gülümseme hakimdi. Hayallerimin gerçek olmaması durumunda kendimi hiç üzmemem gerektiğini ve tekrar sınava hazırlanmam için ban en uygun ortamı hazırlayacaklarını, böyle bir durumla karşılaşmam durumunda neler yapmam gerektiğini anlattılar. Ablam sınav stresinin çok zor olduğunu ve iyi yönetemediğim takdir de maalesef emeklerimin karşılığını alamayacağımı bu yüzden ilk önce stres yönetimimin çok iyi olması gerektiğinden bahsetti ve bana bir teklifte bulundular, ablam sınav senesinde hem stres yönetimini doğru yapabilmek için hemde ergenliğin vermiş olduğu stresi en aza çekebilmek için psikolojik bir destek alıyordu ve ailem istersem benimde son üç ayımda psikolojik destek alabileceğimi söylediler ancak ben bunu kabul etmedim.    
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD