23

917 Words

Dışarıdaki kahkahalar, heyecanlı konuşmalar sadece uzaktan gelen bir uğultu gibiydi artık. — “Suna…” dedi Emre, yumuşak ama kararlı bir sesle. — “Ne var Emre?” diye sordu, yüzünü çevirmeden. “Herkesin önünde rezil olmadan çıkmak istiyorum, izin verir misin?” — “Lütfen, gitme. Bu şekilde olmaz,” dedi Emre, birkaç adım atarak. Sesindeki yorgunluk belirgindi; göz altlarında uykusuz gecelerin izleri vardı. Suna bir kahkaha attı — kısa, kırık bir kahkaha. — “Olmaz mı? Ne fark eder? Zaten hiçbir şey eskisi gibi değil.” Emre sustu. Ne diyeceğini bilemedi bir an. Sonra yavaşça, “Suna, ben seni üzmek istemedim,” dedi. “Son zamanlarda hep gergindin… ben de seni mutlu etmeye çalıştım ama artık seni neyin mutlu ettiğini bile anlayamıyorum.” Suna dönüp baktı. “Beni sevdiğini söyledin ama hep

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD