kıskanılmak güzel diyen vardır bunu okuyan ama bu aşırısı benim bu yaşta hiç sevmezdim ben özgürlüğü seven bir yapım vardı herkes karşılıkta sorun çıkarıp dayak atması üstüne de küsmesi beni delirtirdi bitirirdi. sanki kendi başa çocuğuydu olmayacak şeylerde kavga etmesini sevmiyordum ama ben hayatı çok severdim pazara bile çıkamazdım annesi çıkardı ben sadece 7 kişinin üstünü yemeğini yapardım bir hizmetçi gibiydim gezme yok gülme Yok şakalaşma yok gayet ciddi evin içi cenaze gibiydi çok yalnızdım bebeğimi kurtarmıştım o benimdi kimseye vermeyecektim benim canım olacaktı hayat bir şans vermişti Allah'ım bana bir emanet bırakmıştı. onu görmeden dokunmadan çok seviyordum sadece his ve hissediyordum o duyguyu anlatılmazdı belki de o kadar sevmem yalnızlıktı karnım fazla yoktu her ay doktora gitmem lazımdı çünkü karnıma vurduğunda bebeğim ters dönmüştü zarar vermişti her vurduğunda karnıma vurmasın diye sakınırdım. oğlan olduğunu bilmiyordum ama ne olursa olsun o benim de amcalarından aldıkları emanet bilezikleri istiyorlardı ama ne yazık ki babasıyla tartışırlardı sürekli sana aldığım kadını sen ödediye eşim dedi sen aldın ben istemedim derdi evde sesler küfürler yükselirdi ben kendimi bir mal gibi hissederdim.neden yapıyorlardı hiç mi değerim yoktu bu kadar mı kötüydüm elimden geleni yapıyordum doğumuma fazla bir şey kalmamıştı ama hiç doğum yapacak gibi davranmıyorlardı korkuyordum tektim kimse doğum hakkında konuşmazdı nasıl yapacağımı bilmiyordum eşimin bile umrunda değildim. onun her zaman istekleri önemliydi yapmadığından kırılır küserdi....
çok yorgun bitkindim midem çok bulanıyordu. her zamanki gibi korkular isteklerim çoktu ama söyleyemiyordum zeytine çok düşkündüm oturduğumda Bir tas zeytin yerdim. derdim hep kendi kendime bebeğim Kara olacak derdim o zamanlar. televizyondu tek arkadaşım Türkan şoray'a hastaydım emrah'a hayrandım kendi dünyamda, bir hayat kurmuştum çünkü hayatı seviyordum yaşamam için bir sebebim vardı bebeğimdi. belki her şeyi çok güzel olacaktı çocuğuma bir şey alamamıştım Almanya'dan ablacığım bir şeyler yolluyordu ha söylemedim değil mi Ablam da evlenmişti. evet ablam evlenmişti ne zaman nasıl gittin mi hiç hatırlamıyordum ama hatırladığım ailem çok ağlamıştı sadece aklımda kalması tuhaftı. doğmama kaldı sayılı günler çocuğum dönmüştü yerine oturmuştu gelmeye hazırdı sancıları kasıklarıma vuruyordu. ama ilgi görmüyordum bir gece eşimin keyfini yaptım duş aldım ve durduramadım bir işeme vardı bilmiyordum ne olduğunu kaynanamı çağırdım saat 12 vardı geldi sağ olsun ne oldu sordu anlattım kızım geliyor dedi bebeğim geliyordu çok mutlu olmuştum. sancım 5 dakikada bir geliyordu evimizin önünde küçücük bir kamyonetimiz vardı annesi eşimin yanına gitti dedi ki oğlum kalk geldi çocuk o gözünü açtı siz alıştınız doktora dedi kalkmadı bile yerinden ve ailesi kızmadı, değerim hiç yokmuş daha yarım saat öncesi sevmişti beni ama keyfini yapmış sadece babası kalktı taksi çağırdı bense hem ağlıyordum sancım vardı bağıramıyordum da büyükler vardı elin yabancı şoför vardı tek eksik babası yoktu bebeğimin.
hastaneye geldik benim sancım arada gelirdi yatağımın kenarını sıkardım ellerim acırdı ama hissetmezdim acısını herkes çok bağırırdı ben de şapşal şapşal bakardım hastane berbattı kimse kimseyle ilgilenmezdi o anlarda benim lavabom gelmişti. saat 1'e geliyordu arkamdan belime sıklıkça vuran bir vuruş gibiydi tuvalete gittim yanımda kimsem yoktu bana bakmıyorlardı bile sancım az diye oturaklı klozete oturdum ıkılarken ben büyük tuvaletimi yapıyorum sanarken meğersem bebeğim çıkıyormuş. cahillik bilgisizlik böyle bir şeydi beni duyan bir hemşire kim var dedi kapıya vurdu ben o an hala bitiriyorum az kaldı dedi kalkıyorum derken saçmalama aç kapıyı dedi açtım ve bebeğim geliyormuş az daha klozete düşürüyormuşum beni kollarımdan tuttular adım atarsan bebeğin ölüyordu dediler ben dayanamazdım buna o hemşireden Allah razı olsun her zaman hala dua ederim. seddiye'ye aldılar beni doğum haneye götürdüler 3 kişi karşımda doğum yapıyor 2 kişi yanımdaydı ben kendi acımı unutmuşum karşımdakileri seyrederdim karnıma sertçe bir çökme yaptı doktor ve ve havada bir çocuk sallanıyordu çirkin suratsız bir avuç tüylü bir bebek ağlıyordu neden ağlıyordu ki canımı acıyordu acaba derdim. ama kucağıma verdiler bana bir baktı o bakışı yıllar geçse de unutmam oğlum olmuştu benim canımdan bir parça Bircan bana yoldaş sırdaş arkadaşım gelmişti ve dedim ki hoş geldin bebeğim hoş geldin. ??? ne olursa olsun mutlu edeceğim hep dinleyeceğim konuşacağım arkadaş olacağız anne değildi sadece beni bırakma derdim o gece oğlumla yattım hastanede soğuktu hava üşütür diye korkardım annemle babamız beklerdi dışarıda onlar da gördü gittiler evlerine yalnızdım yarın beni almaya geleceklerdi. ertesi gün olmuştu herkesin ziyaretçileri ellerinde çiçeklerle kocaları aileleri mutlu mutlu odaya giriyorlardı ve beni almaya sadece annesi babası gelmişti eşim sormuş ne oldu diye oğlan oldu oğlumuz oldu demiş kayınvalidem tamam demiş sadece tamam beni anlayabilme gelmedi. yanıma gelsen ne olurdu ki ben ne yaptım sana ki Allah'ım neden böyleydi ben fazla saygısız yaşamış olamaz neden kendimi değiştirmiyor canımdan kanımdan oğlum vardı artık diye kendimi avutuyordum.eve geldik oğlumla çok uslu tatlı bir oğlumdu farkı benimdi daha beşiği yoktu annem getirecekti evdekiler çok sevinmişti yatıyordum kalkamıyordum yürüyemiyordum ama oğlum için ayağa kalkardım akşam eşim işten geldi ben hala saf gibi sevgi beklerken girdi odaya şöyle bir bir baktı bebeğime elini bile değmedi bana baktı geçmiş olsun dedi sadece buydu sözü. tamam bir şeyler beklemiyordum ama bu kadarı da olmazdı tepkiliydim tavırlarına yanlıştı düzelmeliydi biz bir ihtiyar değildik insandık o da ya çocuğuma bırakıp annesiyle babasıyla yatardı bebeğim yatacak yer sobalı oturma odasıydı yatak odama gittim �syanım vardı dedim neden yapıyorsun biz neyiz dediğime kalmadı bana olmayacak söylüyordu evladım her ağladığımda odaya gider emzirirdim git gel sabaha kadar canım çıkardı, geceleri çok yalvarırdım Allah'ıma gözyaşı dökerdim gizli gizli ne olur hidayet ver babasına diye teyzesi geldi bize bakmaya anlattım derdimi soba bulmuş sağ olsun odama kurdum gece lambası da yaptım o gece ilk defa uyanmadan uyudu benim balım o kadar büyüktü ki sevgim eşim bana soğuk davransa da bütün sevgimi ona verirdim bütün bir dünyamda iki kişi vardı ben ve oğlum savaşın içine balım gelmişti güneş gibi doğmuştu eşim öyle yaptıkça ileride sevgim bitecekti bunu biliyordum belki askere gittiğimi iyi olur dedim büyür dedim oğlum 1 yaşına geldiğinde babası 15 ay askerlik yapıyordu. ben de 16 yaşında bir anneydim emanet bilezikli doğum yaptım kimsenin hakkı bile yoktu gerisini verdim. ablamın verdikleri ile büyüttüğüm zaten emziriyordum sırtıma Bağlar 8 kişinin merdane makine ile çamaşırlarını yıkar yemek yapar evi temizlerdim. eşim askerdeydi bir aracı vardı babasının üzerine yapmıştı neden bilmiyordum bir gün gece arabayı aldı satmış ve gazino'larda yemiş parayı eşim izine geldiğinde bütün emeği bir gecede gittiğini öğrendiğinde yıkıldı benden fazla severdi aracını bizi o kadar da sevmezdi.mektuplaşırdık hep mum ışığında mektup yazardım geceleri ne yapayım yine de eşimdi mendili işlemiştim ona ben baş harflerimiz vardı ucunda hepsi boşunaymış onun tek derdi bizden ayrılmakmış neden mi böyle dedim aracı da satılınca bizden hep vazgeçmişti. askerden de geldi bitti koskoca 15 ay geldi evet bana tek söylediği şey kardeşimle aranda bir şey mi var demesi bitirmişti hepsini yeter ben şerefsiz değildim seviyordum insan eliyle iter mi sevgiyi bu kadar zor muydu kavga gürültü kıyamet evde hiç huzur yoktu babasına yetmezdi bana hakaretler günden güne artıyordu kimseye anlatamazdım yalnızdım yoruldum yapamazdım... ama bebeğim vardı güçlü olmam lazımdı gazeten den iş ilanı bakıyordum.
işimi evime hazırlayıp kurtulacaktım. buldum ne mi yaşlı bir dedeye bakacaktım orada yatıp yemeğini yapıp temizliğine bakacaktım ama çocuk istemiyorlardı nasıl yapacaktım bilemiyorum ama yapmak zorundaydım istanbul'daydık ve arkamda hiç kimsem yoktu. ev sahibinin gelini ile samimiydik her şeyimizi bilirdi bana yardım et dedim. kayınvalidem Bir yere gitmişti oğlumu uyuttum geline emanet ettim çok acıydı ama onu da kurtarıp alacaktım niyetim oydu bu ikinci evden ayrılmamdı şimdi en azından biraz olsun bilgiliydim. gemiye bindim sonra sora sora ağlayarak oğlumun giydiği yeleği aldım saçını kesmiştim onu da alarak 2 parça giysi alıp gittim ama aklım yarı canım oradaydı yapacak bir şeyim yoktu. güçlü dönecektim geriye bu sefer kendim için değil oğlum için dışarıdaydım hataydı onu bırakmam biliyorum ama beni neler beklediğini bilmiyordum gittim görüştüm yaşlı bir dedeydi sempatik yüzü ile tamam dedim. benim çok acıyordu canım. gelini arıyordum ara sıra haber alıyordum canımdan onu asla unutamazdım. bebeğimin acısı saatler geçtikçe canımı yakıyordu gece olduğunu odama çekildi mi yaşlı dedenin kapımı zorlaması beni çok korkutmuştu o beni tanımıyor bense onu tanımıyordum. yine becerememiştim hayatımı kurmaya oğlumu ve benim hayatım güzel olacaktı ama yapamadım kendime çok kızıyordum bana kalsa dönmezdim bebeğim elime ayağıma bağlıyordu eniştemi aradım beni alın dedim. annemlerde oradaymış oğluma kavuşacaktım ne derlerse desinler umrumda değildi geldiler ve ben araca bindim ve gittim. babamın ters bakışları annemin öldün sen demesi beni rezil ettin demesi hiç kimse neden yaptın diye sormadı eniştem bana söz verdi sana bir şey olmayacak diye o söz bana yeterdi. beni geriye götüreceklerdi ben yine yalvaracaktım suçlu değildim ama bebeğim için her şeyi gözümü yumdum. onun o sesi gülüşü kulaklarımdan gitmiyordu babam hep öldürmekten bahsederdi annem yüzüme bile bakmazdı herkes benden tiksinmiş kötülüğü hesabını bana çıkarmışlardı bu değildi evlada sahip çıkmak bu değildi sormadılar bile benim sadece Allah'ım vardı. oğlumu öptüm herkesten özür diledim zor olsa da ağzımdan burnumdan da getirselerdi çıtım çıkmazdı. anlatamıyordum kendimi kimsem yoktu ki sadece oğlum onunla tehdit ediliyordum çaresizdim. hayat devam ediyordu yine işkenceler Sudan sebepler yine haykırışlar elimden bir şey gelmiyordu yorulmuştum. kendimden vazgeçsem bebeğimden vazgeçemiyordum benden sonra ona çok iyi bakarlardı evin neşesi oydu Allah'ım beni affetsin depresyona girdim kendimde değildim yine kavga yine tartışma, ölmek istiyordum bir avuç hapları aldım elime içtim evde kimse yoktu herkes gezmeye gidiyordu ben evde bırakıyorlardı. hapların tesiri yeni yeni vücuduma vuruyor benim uyuşuyor gözüm ün önünde sadece oğlumdu ben ölürsem herkes mutlu olacaktı. üzülen olmayacaktı son anda eve geldiler. ilaçların kutularını görünce bana bir tas dolusu yoğurdu yedirdiler istifa ettirdiler kustum hatırlıyorum hiç demediler ki biz bu kızı bu hale nasıl getirdik diye herkes akıl veriyor benim derdim bir avuç mutluluktu. ağlayarak uyumuşum o gece oğluma aldım o zaman çekildim ağlayarak uyumuşum evet fındık zamanı gelmişti birkaç gün sonra hep birlikte fındığa gitmiştik. ama ben fındık biterdi dönemezdim geriye eşim kalsın orada istemiyorum diye bağırırdı yorulurdum artık hak etmiyordum yanlışım yoktu çünkü kimseyi asla kimseyi üzmek istemiyordum. ablam ailesi ile beni ziyarete gelirdi ne güzel mutlu oluyordu mutluydu rahattı gördüğüm oydu çünkü..... acıları olsa da hiç bize söylemezdi belki anneme söylerdi ama benim ruhum duymazdı çünkü o büyüktü beni gördükçe dertlerimi duydukça belki de haline şükrediyordu. ben yine şanssız bahtsızdım her ailemin yanına gittiğimde bana ters davranmaları umursuzca sanki varlığım yokmuş gibilerdi. sevgisizdim ama bebeğime asla sevgiye yokluğu göstermeyecektim. annemler bebeğime bile sevmezlerdi benim diye ablamın kızı olsa oo Sevgi yağdırırlardı. ben ailemin yüz karasaydım beni kim sevsin çok mutsuzdum sonunda eşimin ailesi ile İstanbul'a gittik evimizi başka yere taşıdık eşim yine suratsız. oğlunu bir kere olsun kucağına almamış yanağını öpücük kondurmamış insandı nasıl böyle sevgisizdi farklıydı o da bana varmıştı çok zıttık. benim yapım farklıydı onunkisi çok başkaydı 5 senemiz geçmişti eşimin ailesi çoğunlukla köyde kalırlardı yüküm biraz daha hafiflemişti iki bekar kaynım yanımdaydı. evimizi çok sevdiğim teyzemin yan tarafına taşınmıştık benim teyzem değil tabii ki onun teyzesiydi. sırf bana göz kulak olsun diye benim açımdan iyiydi pazara bile gitmeye başlamıştım kendi kendime yetiyordum tek oyuncağım oğlumdu onun verdiği giysilerle büyüttüm Bir de ablamın verdiği giysiler hakkını o yönden kimsenin unutmayacağım ama hiç abla kardeş olamamıştık. vaktimiz olmadı 5 yılın içinde çok hamile kaldım hepsini zorla aldırırdı. eşim beni öldüreceğini söyleyip durdururdu tam 3 tane bebeğim gitmişti ne korunurdu ne de benden vazgeçerdi sürekli beni evden kovardı.
o bebeklerimin günahını nasıl kurtaracaktım. Allah'ıma çok yalvardım yardım et diye mücadele edemiyordum. çok yorulmuştum. kendimi yaşlı hissederdim el işi yapar satardım kendimce para biriktirmeye başladım hedefim sadece bu hapishaneden kurtulmaktı. ama yine üzücü olay oldu benim için çok güzel bir duyguydu ama yine sonumdu kendimi bile sessizce söylediğim bir şeydi hamileydim. evet maalesef sevinemiyordum. korkuyordum bu sefer aldırmayacaktım yavrumu kıyamazdım teyzesine gittim bana yardım et dedim. eşimin hep kafasına girmeye çalışırdım bin tane daha bir tane daha olsun diye bilmiyor ki hamile olduğumu böyle güzel haberi vermeyi nasıl korkardım. çok yalvardım geceleri Allah'ıma yardım et diye. teyzemle bir plan kurduk eşime çocuğumuz olsun diye baskı yaparken bir taraftan geçti hamileyim dedim. öyle cahildi ki ne zaman nasıl olacağını bilmiyordu ki doktora gittik muayeneye bir buçuk aylık hamile olduğumu öğrenmiştim. teyzem doktordan rica ederek durumumuzu anlatarak hayat kurtaracağını düşünerek yazılı kağıt verdi 7 aylık erken doğum olabileceğini ve dikkatli olmasını yazdırdık kağıda.eşime verdim düşme tehlikesi vardı bebeğime bir iş yapsam hemen kanamam gelirdi. iş yapamazdım evde iki erkek daha vardı olduğu 3 erkek hepsinin bulaşığı çamaşırı beni çok zorluyordu her kanamam geldiğinde doktora gidiyordum. eşimin kaldıramayacağı yüklerdi bunlar kayınvalidemi çağırdı eşim eve o da geldi sağ olsun kırmadı Bir iki gün yardım etti sonra pes etti. kalkarsan kalk kalkmazsan Dursun dedi ben yapamıyorum kocam ne halde bilmiyorum dedi ve gitti oysa ki 3 oldu burada vardı sanki düşünür bir insandı beni yalnız yine bıraktı. arada teyzem gelir yardım ederdi ama nereye kadardı eşim beni ünye'ye yolladı ailesinin yanına orada en azından sancılanırsan bile bakarlar sana dedi doğumumda yaklaşmıştı ama eşim 7 aylık olacağını biliyordu bense 9 aylık dolmuştu zaten biraz annem geldi biraz da kayınvalidemgilde kalıyordum ha kimsenin umruna bile değildi., kayınvalidem ve kayınpederim çocuklarım aç sefil dedi evi gölü g*** topladı gitti ben tek başıma ünye'de kaldım kimin kapısında yine babamın kapısında babam da çok memnun ya bizi görmeye atsa atamıyor satsa satamıyordu. ne komikti her şey dönüp dolaşıp babamın yanına gelmem onun için mi bir sınav benim için mi bir sınav bilemiyordum. evet yanlış okumadınız bırakıp bir p** gibi annemin kapısına koyup gittiler ben gidemedim karnım burnumda sonra adım atıyordum o kadar çirkin görüşlü bir ailenin içine düşmüşüm ki kimse varlığından bile haberi yoktu. sigortam yoktu param yoktu annemin yanına attılar beni yine onlara mecbur kalmıştım. evde doğumu araştırdık eve tutup evde ucuza getirecektik. doktora gittik bebeğimin oğlan olacağına doğumundan bir gün öncesi öğrendim vakti gelmişti dedi doktor serum yazarak suni sancı vereceklerdi. ertesi gün hazırlık yıllar tamamdı eve geldi leğenler örtüler her şey hazırdı serumu taktılar her kapıda haber bekliyorlardı komşular bunun kimsesi yok mu deyip soruyorlardı. babam çatıda bir gün bir şey olursa hazırda haber bekliyordu tehlikeli işti evde doğum yapmak. sancım geliyor ama suyum gelmemişti makasın ucuyla patlatıp eve başladı doğuma büyük oğlumdaki gibi kolay değildi bu çok sancım vardı yalnızdım eşim Can yoldaşım yoktu yine ne zaman olmuş ki bugün olacak. ölsem diye yalvardım Allah'ıma. ağlama sesi gelmedi bir ara g***** iki şap şap baktım Çığlık oldu can yoldaşım 2 olmuştu oğlumun bakışları çok güzeldi hoş geldin bebeğim mutsuz aileme hoş geldin dedim ağladım o da ağladı. küçük bir tane daha oğlum olmuştu Büyük oğlumla çok sevinmiştik hayatta 3 kişi olmuştuk annem bize iyi bakmıştı Allah razı olsunlar vukuatsız eşim bizi almaya geldi araç bulup nasıl olduysa mahcup olmuştu bize annesinin babasının bıraktığına yola çıktık İstanbul'a gittik. şaşırdınız değil mi nasıl yola çıktık vukuatsız ben de çok şaşkındım ama mutluydum belki eşim yola gelmişti baba olduğunu biliyordu.eşim erken doğum olmadı ne var anlamış bana yalan söyledin deyip duruyordu ama evlatlarım için yapmayacağım şey yoktu haklı olarak bana hak verdi çocuklarının ağlamasından nefret ederdi benim sevgim her ikisine de yeterdi canımı verirdim onlar için geldik ama ayrı kalmaya karar vermiştik ama kira yüzünden yine beraber kalacaktık kaynım evlendi bu arada o karısının bir sözünden çıkmazdı. büyükleri istemediler bizde kalıyorlardı eşimin dayısının evinde kalıyorduk düzen yine bozulmuştu ama bana her zamanki gibi sözleşmiyordu ben el işi yapıp satıyordum gizli gizli para biriktiriyordum çünkü eşime ileriye dönük bir güvenim yoktu oğlum yaşına girdi ama ne konuşabiliyordu ne de yürüyebiliyordu doktor geç olur dedi. ayrı kaldığımda olayları unuttum çok uslu bir oğullarım vardı benim sözümden hiç çıkmazlardı çekmezdim onlardan kaynanamlar köye gitmişlerdi büyük oğlumu da götürüyorlardı. bir akşam çok sıcaktı o gece ne oldu diyeceksiniz ne oldu yine deprem oldu ayrı odalarda uyuyorduk eşimle bebeğim daha çok küçüktü o zamanlar herkes dışarıya çıkmıştık ki bizi eşim çıkarmadı.çok korkmuştum oğluma sarılıp bol bol dua ederdim durduğumuz binada hasar yoktu çok şükür o aile böyle geçirdik halife diye yan komşum vardı çok samimiydik oğlum da gelmişti eşimin anne ve babası arada gelin de kalıyorlardı. ben rahatladım eşim bana bulaşmazdı rahatladım ama yine de kavgalarımız olurdu. ama benim çocuklarımla mutluydum o zamanlar 20 yaşındaydım daha kendimi yeni tanıyor anlıyordum. arkadaşımın babasının ölümü haberi gelmişti bu akşam apar topar köyüne gitmişti. bana anahtarı verip bulaşıkları yıkar mısın demişti ben de aldım anahtarı ama kaynın işe gideceğini söylemişti. ama maalesef o işe gidememişti kalkamamıştı bense yan daireye çocuklarımın dururken bulaşıkları yıkayayım diye düşünürken kapıyı açıp içeriye girdim elimdeki bendeki tabaklarını mutfağın koydum koyarken arkamda Bir de ses beliri verdi. o an korktum baktım eşinin kardeşi vardı ma tanıyordu kardeşçe birbirimizi yenge ne yapıyorsun işe geç kalmışım derken kapı çalındı. kapının deliğinden bakmıştım ki kimdi sizce korktuğum kişi eşim di. Zile basıyordu oğlum yanda olduğumu söylemiştim kapıyı açsam yanımda adamı görecekti aslında bir şey olmazdı sadece çok panik yaptım oğlan aç kapıyı derken ben çok korkuyordum eğer sakin olacağını bilseydim açardım kapıyı bu da kendime hiç güvenim yoktu korkuttular beni. zaman geçiyordu kapıyı açmayınca o sinirlendi ben arada kaldım dünyanın sonu geldiğini hissettim. oğlan ben açıklayayım dedi ama onlar hiç beni dinlemediler ki seni dinlesinler dedim. sesleri duyunca eşim kapıyı kırdı içeriye girdi oğlanı görünce ona tokat'a vurdu bana da eve geç dedi çocuklarımı aldım kucaklayarak bir kenarda kurbanlık koyun gibi idamı bekliyordum. anlattım ama anlamadı sen bittin artık dedi akşama baban Yola çıkıyor onunla halledersin deyince benim korkum ikiye katlandı. babam bu sefer öldürürdü kesin.bu namus davası olmuştu eşim işe gitti kapıyı üstümüze kitledi çocuklarımı benden alacaklardı tek korkum buydu ölümden korkmuyordum yapmadım bir şeyler. her defasında ceza yemekten adamın lekelenmesi ayrı bir durumdu. bebeklerimi toparladım kapının kilidini açtım babam beni bulmadan gitmem lazımdı buralardan. ama gidecek yine kimsem yoktu ne yapmam lazımdı bilmiyordum çocuklarım yürümekten yorulmuş açlardı yorulmuştuk neredeydim hiç bilmiyordum bana bakan herkes sanki biliyorlardı evden kaçtığımı. sanki haber verecekler diye korkuyordum bu sefer çok ciddiydi işe anlatamıyorum şahidim yoktu tek bir şansım vardı arkadaşımın numarası vardı aramak zorunda kaldım. çocuklarım olmasa bana ne olacağı umrumda değil de anlattım arkadaşıma ona haber çoktan uçmuştu. ama bana yardımcı olacak kişi sadece onlardı kaynı aramış ve beni yalnız bırakmamamı ve bu işi temizlemesini söylemiş şu an herkesin sakinleşmesini lazımdı olaylar çok tazeydi. ve yerimi söyledim beni almaya geldiler bizi alıp bir eve götürdüler akrabalarıymış ben uyuyamamıştım çocuklarım uyuyordu dünyadan haberleri yoktu sabaha kadar oturup sohbet ettik ne yapabiliriz onu düşündük. gün aşıdı ve biraz daha iyiydim ve aradık eşimi onlar bir yerde buluşup her şeyi anlatacaklardı herkes toplanmış sanki idamını bekliyorlardı babam da gelmişti. odaya çekti beni 2 tokat savurup bıçağı boğazıma tuttaydı ve beni yine tehdit etti aklında sadece evlatlarım vardı Allah'ım yine yolumu açmıştım. herkes için sorunlu isyankar Bir kadındım ama hep talihsizlik beni buluyordu. ya da bana bir Allah'ın bir sınavıydı evime döndüm ama evi değiştirdik sürekli kafama gelen laflardan kendimi suçlu hissetmeme neden oluyordu. kimse neden diye sormuyordu sadece suçluydu kendimi de böyle hissediyordum cahildim suçum yok de değildi tabii ki de ben Melek değildim ama bunları neden yaptığımı sonradan buldum nasıl mı kendimi geliştirerek onlar gibi sevgisiz cahil kalmayacaktım. çocuklarımı da öyle yetiştireceğim. kendi kendime mutlu olmaya çalışıyordum kitaplar okumaya başladım bir yandan da el işi yaparak kendimi sadece Allah'ıma dua ederek sığınarak ulaştırıyordum �syankar kalbimi onların uslu muydu hayır tabii ki üstüne geliyorlardı..ne olursa olsun bir anneye ihtiyaçları vardı Bir gün kahvaltı yaparken yine bir tartışma oldu ve eşim Çay kaşığını bana attı herkesin önünde gözümün kenarından gözün birkaç saat sonra mor oldu. herkes soruyordu çok utanmıştım ama kimse utanmıyordu neydi suçum sadece hislerimi söylemekti ama ben Bin kadındım artık duygularım da vardı herkes akıl verirdi ama çözüm neydi sabırdı o da bende yoktu haksızlığı hiç sevmiyordum. ben neydim kimdim kim için değerliydim hiç bilmiyordum dualar eder Kur'an okur kitaplarla geliştirdim kendimi. yara izi gider ama söz acısı gitmezdi hep yar ederdi beynimde arada bir bayılmam olurdu nedenini mi bilmezdim doktor mu nerede şimdi bir şey olmaz derlerdi canım kıymeti yoktu ağustos aylarında ablacığım kardeşim gelirdi iki dert yanarlardı benden şikayet ederlerdi ama hiç düşünmezlerdi huzursuz olduklarını. sorun sadece bendim onlar için onlar melekti bense şeytandım. çocuklarımın sünnet vakti gelmişti ben yapmak istiyordum artık büyümüşlerdi onları ikna ettim ve zorla küçük bir davet ya o yapmaya karar verdik hocayı ayarlandı Mevlüt okunacaktı sünnetçi gelecekti pilav yaptık ve tatlı dağıtılacaktık. zor değildi yataklarına ben süsledim arkadaşlarımdan teyzem kardeşim annemlerde gelmişlerdi beni yalnız bırakmadılar sağ olsunlar beni yalnız bırakmayıp sevinmiştim gurur duymuştum ailemle emanet aldığım sünnet kıyafetleri birine giydirdim birini çıkarttırdım birine giydirdim. iyi ki de fotoğraf çektirdim kendimce bir anım olsun isterdim çocuklarımın onları çok seviyordum hayatımdan sonra onlardı benim için. korkuyordum onları kaybetmekten ve onların o kadar laflarına karşı her şeylerini yapmaya çalışıyordum. yaptım da onları hiç ezildiğimi belli etmezdim büyüdüler artık onların yanında dayak yemek beni daha küçük düşürüyordu onlarla kendimi kendimi dünyamda bir hayat kurmuştum elimden uçacaklar diye korkuyordum. Allah tan bana düşkünlerdi. bana düşkünlükleri onları da kızdıran buydu bana bağlı olmaları okula başlarken bile beni yanlarına bile yollamayan babalarından artık Yavaş yavaş nefret etmeye başlamıştım aldığım ilaçlar beynime uyuştur uyuşukluk veriyordu. kendimi bile beğenmiyordum neşem gitmişti olgunlaşıyordum ama çocuklarıma verecek sevgime bile zor yaratıyordum. hayat zordu ama yapacak bir şeyim yoktu İstanbul'da 2-3 arkadaşlarım vardı eşim onları bile istemezken kendimi çok yalnız hissediyordum. Sevgi yoktu akşamları kavga gürültü hiç eksik olmazdı eşim de sevgi görmemiş insan ne kadar iyi olacaktı ki. sinirli bir yapıya sahipti ben ona iyi oldukça çaba gösterdikçe aksine daha fazla değişirdi ama sabrım tükenmiş sinirlerim alt üst olmuştu. ben de bir candım ben de bir insandım o bitirmek �ok isterdi işine gelmiyorsa kapı orada derdi sürekli.... ama gitmeye ne cesaretim ne de kapım var Bir gün çıkacağım arkama bile bakmayacağım hissediyordum bunu. çok yorgundu bedenim başımı arada bayılmalarım oluyordu bilemediğim baş ağrısı çok sıklaşıyordu doktora gitmeyi bilmiyordum kendime güvenim yoktu korkuyordum herkes sanki kötü ruhluydu kendimce gözümde erkek revasyonu hep kötüydü Sevgi sadece çocuklarımdı, benim için onları tanıdığım erkekler gibi yapmayacaktım gücümün yettiği kadar her şeyi konuşacak halledecektim öğretecektim dualarım onlarla idi. olduğu kadar olmazsa Kader diyecektim hayat zordu yokuşları olduğu kadar inişleri de olduğunu anladım isyan ederdim hep ben mi derdim ama yıllar geçtikçe kendimi geliştirdim geliştirdikçe insanın ilk önce kendini güveni olması lazımmış bunu anladım. eşimin kıskançlıkları haddini aşarken ben de kendimi geliştirirken kavgalarımız biliyordu benim artık kabullenmelerim bitmişti ya ölmek ya da mutlu olmak istiyordum yaşamak ağır geliyordu bana. ama hiç pes etmedim ne günler geçtikçe kendime daha çok zaman ayırmaya başlamıştım ayağa kalkıp silkelenmeye karar verdim çocuklarıma güçlü bir anne olmak istiyordum karşılarında hep şikayet eden dayak yiyen ağlayan güçsüz bir anne olmak istemiyordum. mutlu olabilmek için mutsuzluk saçmamlazımdı. kitap okuyarak namaz kılarken ve el işi yaparken kendimi tedavi ettim ve sonunda memlekete taşınmak istediler ben istemiyordum olsun dedim evimiz tutulmuş herkes bizi bekliyordu bakalım bizi neler bekliyordu. evet taşındık İstanbul hayatımız bitmişti bütün gençliğime orada bıraktım ve olgun bir kadın olarak geldim memleketime çok değişmişti memleketim ama burada daha rahat edeceğimi kafama koymuştum ne yaparsan yap her şeyi kafada bitireceksin olumlu bakmaya başladım. artık sinirlere kötü müselliye son verip baştan başlayacaktım. kendimi artık susturamayacaktım ve suçlamayacaktım söz verdim kendime artık kadınlığım da insanlığımla gururuma sahip çıkacaktım. her şeyi arkamda bırakıp sadece hayatımda çocuklarım ve bendim ona göre hayatıma başladım. ablama çok imrenirdim neden mi güçlüydü belki de zayıfsa bize öyle gösterirdi. ben hiç sorunlarını bilmezdim anlatmazdı bana bense çok anlatırdım ama yanlış yaptığımı yıllar sonra anladım bana bir gün hakkını helal et demişti ilk sevdiğimden ben sebep oldum dedi.belki de mutlu olacaktın sebep ben oldum dedi Allah'ım böyle yazmış kaderime ablacığım derdim yaşayacağını varmış sınavım buymuş derdim. evet evet bu bana bir sınavdı bence kaldıramayacağı yükü Allah'ım kimseye vermezmiş. ama o imrendiğim ablamın çok sıkıntıları olduğunu sonradan duydum ama o da kendince doğru yolu bulmuştu sahilde yürüyüş yaparken bile ben gözlemlemeyi çok severdim. bakarak seyrederdim insanları acaba derdim herkes mutlu da ben miydim dertli ama hastaneye giderdim oradakileri gözlerken engelli çocuklar kanser olan insanları eli ayağı olmayan insanları gördükçe Halime şükrederdim. eskiden dışarıyı tanımıyor bilmiyordum Dünya sadece bana düşmandı sadece. artık geride bıraktığım şeyler yeni hayatım ama ben kendimi değiştirdik ki eşim daha şüpheci ve kıskanç gözle bakmaya başladı. şüpheci hareketleri ile beni azarlıyor korkutuyordu bu ilerledikçe aslında beni kaybetmekten korkuyordu ama bu bana korkmamaya çalışıyordum birkaç işte çalıştı ve değiştirdi annemle baban daha çok yakındım ama herkes uzak anlatmamla anlayamıyordu şimdi ise her şeyi görüyorlar, farkındalardı. köye gitmek istemezdim kavga çıkarırdı küsmesi beni hep beter ederdi yaşım büyüdükçe çekilmesi zordu babam da bir gün bir teklifte geldi. TOKİ'deki evlerden bazıları satılıyormuş ve bize yardımcı olmak istediklerini için bize sordular ben de evet dedim 4 dal bilezik yapmıştım el işi paralarımla. eşimin hiçbir katkısı yoktu babam da üstünü veririm dedi ama bir şartla dedi evi benim üzerime olsun istedi eşim kabul etmedi ama ben parası da yoktu bu fırsat geçmez derken tamamdır lafını ikna ettim. çaresizce evet dedi sağ olsunlar sayelerinde ev sahibi oldum kiracıyı koyduk içine kendi ödüyordu taksitlerini. artık ev sahibi olmuştum rüyamda görsem inanmazdım çok şükür Allah'ıma dualarım kabul olmuştu. ama eşim bunu yediremedi evin benim üstüm olmasına dayanamadı lafları çok ağır geliyordu gurur duyacağına artık evimiz var diyeceğine mutluluğuna bakması lazımken aksine üstüme gelip sabrımı zorluyordu. ben kendimi geliştirirken çocuklarım için her şeyi yapmaya hazırdım ama her defasında beni kapıyı gösterip kovuyordu günler geçti yıllar geçti ben sabrettikçe hastalıklarım ilerliyordu. herkese taviz veriyordum kimseyi kırmak istemiyordum ben sustukça da hep suçlu ben oluyordum. psikoloğa gitmeye başladım terapi görüyordum. haftada bir kere bana iyi geliyordu el işi yaparak işe girmiştim kendimi daha güçlü hissetmeye başladım kızlar yurdunda yemek yapıyordum öğrencilerle çok iyi iletişimim vardı. eşim o arada işten çıkmış işsizdi oturuyordu evde ben koltuk takımı bulaşık makine mi almıştım evime ama yine tartışmalar oluyordu evimde İlk aylığımla oğullarıma bisiklet almıştım onların sevinci beni çok mutlu etmişti. eskiden güçlü ezik hissetmiyordum artık güçlüydüm sanki yaşım artık 30'lardaydı kendimi çok olgun bir bayan hissederdim düşüncelerim fikirlerim artık çok farklıydı. yurtta yaptığım yemekleri artanları evime getiriyordum evde yemek derdim yoktu eşimin çalışmadığı gibi yetmiyordu bulduğumuz işleri de beğenmiyordu. iyice kendini salmıştı evde gülmeyi bile çekemiyordu kendini iyice kapatmıştı her şeye daha düşmandı. ben kendine gel dedikçe bana çok kızardı Sevgi yoktu saygı yoktu korku vardı biz kendimizce mutlu olmaya çalışırken ona bile kızardı. evi ben boyar sobayı ben kurardım eve de ben bakmaya başladım artık derdim kendime ne için yaşıyorsun kimin için yaşın geliyor geçiyor her gün sela okunurdu buralarda. akrabalarım bizim halimi ve huzursuzluğumuzu gördükçe eşime iş baktılar sırf yuvaları yıkılmasın diye artık o da anlamışsa işe girdi zorla bir gece çalışır bir gece de çalışmazdı. ben doktora gittikçe hastalığımdan oldukça kendime geldim ve neden çekiyorumki kendim para kazanıyordum bir erkeğe ihtiyacım yoktu bu yaşta babamın yanında sığınmayacağımı anladım çünkü konuştum onlar da ve bana sakın dediler. çocuklarına bırak gel dediler. sana kuru ekmek dahi vermem dedi o diyen de babamdı destekleyen de annem di. eşime bir gece oturup kararımı söyleyecektim ama bir akşam artan yemeği getirdim patates yemeği yapmıştım çok salçalı yaptığım için bana tabağı tutup bu nasıl bir yemek dedi ben de yorulmuşum zaten dedim ki beğenmediysen yeme dedim. aldım tabağı boşalttım tencereyi o da aldı tabağı çocuklarımın yanında tabağı kapama vurdu sıcak bir şey yakıyor yanağıma doğru. ufak oğlum dedi ki annem başın kanıyor ve hastanede yakındı çocuklarım beni hastaneye götürdüler akşam vakti. doktor ne oldu diye polislerle sordular bana tabak dolaptan düştü dedim şikayet etmedim yine de belki yanlıştı yaptığım ama yine o çocuklarımın gözyaşlarına dayanamadım. başıma dikiş attırmadım iz kalır dediler pansuman yapıp saldılar eve geldik ve eşim kapıdaydı ve baktı bana pişman olmuştu ama benim zaten içimde her şeyi kopmuştu o an her şey bitmişti. sevgi saygı 18 yıl bitmişti. benim çocuklarımın gözünde hiç bitmeyecek bir anı kalmıştı başım çok ağrıyordu yatarken geldi alnımdan öptü ve sakın artık her şey bitti benden bu kadar dedim dokunma bana ben seni sevmiyorum dedim. hiçbir şey diyemedi zaten yaptıklarını bana zulümleri her şeyi açmıştı. ölümü yalnızlığı seçerek bir yola çıkacaktım yalnızdım çalışıyordum ama işi bırakmıştım evde avuçta az bir birikmiş param vardı ben birkaç gün rahatsız olmuştum doktora gittim ve hamile olduğumu öğrendim. ne yapacağımı bilmiyordum ayrılma noktasına gelmiştim aldırmayı düşünüyordum pazartesiye kadar kimseye söylemiyordum ablama söyledim günahı çok dedi biliyordum ama elden bir şey gelmiyordu. cumartesi günü mutfak siliyordum hırsıma evin temizlik yaparken unuttuğumu derken mutfak tezgahından düştüm. ve belim yerde duran tüpe geldi çok canım acımıştı kafam dalgındı. ne yapacağımı bilmiyordum o an benden bir et parçası düştü o an anladım ki bebeğim gitmişti oturdum çok ağladım benim için üzülen kimse yoktu annem bile evladı için bir tane gözyaşı dökmüş insan değildi. görmedim sakın dediğini babama bile duymadım annem benim için benim evlatlarıma yiyorsundığın kadar çabalamadı sancım gelmişti kürtaj olmam lazımdı çocuğumla eşim eve gelmişlerdi.beni hastaneye götürün dedim hiç kimse kalkmadı kimse için değerim yoktu komşumu çağırdım ne olur beni hastaneye götürün dedim beni hastaneye götürdü beni hemen acile aldılar kürtaj yaptılar kayıt yaptıramadım için beni merak etmişler. eşim ve çocuğum ama 2 hastane vardı ikisini bakmışlar kayıt olmadığından bulamamışlar ilk başta odaya almışlardı beni yanımda bir hasta yatıyordu komşum da vardı. birdenbire kapıda belirdi kafamı çevirdim baktım ki her şeyi öğrenmiş bir öfke içinde eşim hamile olduğumu kürtaj yaptığımı haliyle sinirlenmişti hiç sormuyordu ne neden yapıyorsun dur bana baktı Allah belanı vermiş dedi sesini yükselterek bir gece yatmam lazımdı.herkes bana baktı geçmiş olsun dedi. ben yeni ağlamış mutsuz bir şekilde o gece hastanede tek başıma kaldım komşum da gitmişti çocukları vardı sağ olsun yardım etmişti. ama o gece çok düşündüm ki ayrılma en son çaremiz de olmuyor da anlaşamıyorduk ben çok yıpranmıştık ben hastalığım bana acı veriyordu birbirimize ve doktor felç olacağım dediğinde bana kimse bakmayacaktı kim yardım edecekti. ne demişler ya bu devri gideceksin ya da bu diyardan gideceğim ben artık gitmeyi düşünüyordum kendime eskiden her ayrıldığımda kendimi hissetmiyordum. ama bu sefer bitecekti bu zulümler ben dayanamıyordum hastaneden çıkınca kendime toparladım dilekçemi vermeye adliyeye gittim ve benden bir miktar para istediler. komşumdan borç almıştım ilk adımı attım geri dönüşü yoktu o gün çalışıyordu konuşamamıştım. ertesi gün gelince sabaha kadar anlattık o da dinlemedi hep savundu beni suçladı durdu. yapacak bir şey yoktu saklı gizlim yoktu saçlarımı boyasam kimin için boyadın komşum gelse neden güldün bir kelime konuşsam neden dedin artık yoktu. hayatıma devam ettim mahkemeye daha vardı zaman böyle olmayacaktı. çocuklarım için bunu yapmam lazımdı. en son bendim mutlu olacaklarını biliyordum ama şu an onlar hiçbir şeyin farkında değillerdi. şu an babalarına acıyorlar bana da çaresiz bakıyorlardı ben onları çok iyi anlıyordum. şu an bana kıssalar da ileride onlar için en iyisiydi. ayrı yatmaya başlamıştık ama aynı evin içinde çok zordu. bir gece çalışıyor Bir gece evdeydi. ama hiç pişmanlık yoktu içinde yuvamı kurtaracağım çabası yoktu dilinde. çok soğuk geliyordu bana düşmanım vardı sanki evde iki yabancı.