kız var...

895 Words
Hamza'dan Kızın anlattıklarından sonra sinirlerim gerilmişti. Bu durumdan bir şekilde kız kurtarmalı görevi de bitirmeliydim. Telefonum çaldı, arayan gölge: “Dinliyorum.” “La, dikkat çekme dedik; sokak ortasında silah çekmek ne lan.” “Durum sandığın gibi değil, kız var.” “Kızı bırak; işler karıştı, seni geri çekiyoruz. Biz dahil olacağız; seni bir çatışmanın içine sokmam, derhal çık Mardin’den.” Artık arabayı kenara çektim, aşağıda konuşmam gerekiyordu. “Kız Selman itinin yeğeni; oğlu ile evlendirecekmiş.” “Bunlarda bir tek kaçakçılık yok.” “Başka ne var?” “Uyuşturucu, organ mafyası ve…” “Ve ne, Gölge?” “Oğlum, sana bunu dersem ortalığı siker atarsın; sessiz kalamazsın ki sen.” Neyi kastettiğini anlamıştım. “Kadın ticareti…” Dedim, dişlerimi sıkarak. “Dahası var ama sen dahil değilsin; biz giriyoruz. Kızı bırak; gerekirse biz hallederiz. Sen çık; operasyonda değilsin, tehlikeye atma görev.” Mecbur, tamam dedim; ama içim hiç rahat değildi. Arabaya tekrar bindim; kız hâlâ ağlıyor. “Tamam, sakin ol.” Gözlerini bana dikti. Fark ettim: bu o... rüyamdaki gözler yardım isteyen... “Kurtar beni lütfen; artık dayanamıyorum.” Cümlesini söyledi, rüyadaki gibi… Annem her rüyada gerçeklik payı vardır derdi. Bu kadar gerçek olabileceğini düşünmezdim. Neyse, bizimkiler alır kızı nasılsa diye düşünerek konağa gittim. Konağın önüne gelir gelmez kız da daha fazla tedirginlik oldu. İçeriye girdik; içerisi baya kalabalıktı. “Devran bey, bizim kaçağı sen yakalamışsın.” Adımı Devran olarak biliyordu. “Evet, bana denk geldi.” Dedim. Ferzan itinin bir bakışı vardı; kız yerin dibine girmek istedi sanki. Geçen seferki kadın yoktu ortada. “Kızı getirdim. Hesabınız neyse artık; kız kaçıyordu.” “Bizim meselemiz seni ilgilendirmez.” “Aslında ilgilendirir.” Dediğimde Ferzan atıldı. “O ne demek lan?” “Kızı beğendim; anlaşmaya karşılık kızı istiyorum.” Dedim. Kızın gözleri yerinden çıkacak gibi açılırken, Ferzan sinirden öne atıldı. “Satılık mı lan; bizim namusumuz?” Lan, kadın ticareti yaparken satılık değil mi? La havle çekip derin bir nefes aldım. “Niyetim satın almanın dışında; evlenmek istiyorum.” Dedim. Amcanın gözleri parladı; benimle iş yapacağı için böyle bir bağ kuvvet getirecekti. Ferzan için aynısı söylenemez. “O benim nişanlım olmaz; yakışır mı hiç?” Diye atıldı. Kendimden emin, ağır adımlarla yaklaştım; tek kaşımı kaldırdım. “Ben parmağında bir yüzük göremedim.” Zerya’ya döndüm. “Kız da pek istekli değil gibi.” Dedim. Amca bey fazlasıyla tedirgindi; oğluna güveni yoktu belli ki. Ferzan yakama yapıştı. “Olmaz lan, defol git; anlaşma falan yok.” Dedi; ama babası araya girdi büyük bir iş vardı işin sonunda. “Dur oğlum, celallenme; böyle kız isteme olmaz, Devran bey. Buraların adedini nereden bilsin? Geç, otur, sakinleş.” Amca Ferzan’ı odasına kapattı; diğer adamları da yolladı. Zerya hâlâ olduğu yerde duruyordu. Geçen seferki kadın çıktı ortaya; ama yüzü gözü kapalı, geçen seferki gibi değil; yürürken zorlanıyor… Bu kadına da şiddet uygulamışlar. Ben böyle işin… Selman sinirle kadına seslendi. “Şu kızı odasına götür; Devran beyle konuşacaklarım var.” Diye emir verdi; ağzını siktiğim… Kadın Zerya’yı aldı, iç tarafa doğru gitti. Artık biz kalmıştık. “Bak Devran bey, seninle iş yapacağız; dedik, karşımıza geldin, kızı istersin; bu nasıl olur?” “Nasıl oluru yok; sizin kızınız olduğunu bilmiyordum; görünce beğendim. Buraya gelince fark ettim; Allah'ın izniyle istiyorum kızı. Ortada kötü bir şey yok; hem kaçmış kızı bu yörede ne yaparlar bilirim; benim için sorun yok, beğendim, her türlü kabulüm.” Dedim. Adam sakallarını sıvazladı. Bu adamlara kesinlikle güvenim hiç yoktu; gizliden evin birkaç yerine dinleme cihazı yerleştirdim. Eğer şu an olay çıkartırsam operasyon çöp olur. Kızı alabilirsem alıp gideceğim; yoksa geri çekilmem gerekiyor. “İyi dersin de, düşünmem gerek.” Dedi; kafamla onayladım. Kalktım, çıktım; aklım o kız ve kadında olsa da çıkmak zorundaydım. Arabaya bindiğinde Atmaca'yı aradım. “Buyur, patron.” “Gerekirse 24 saat dinleyeceksin; o konakta ne dönüyorsa hepsini duymak istiyorum.” “Tamamdır, patron.” “Siz ne yaptınız?” “Hazırlıklar tamam; iki gün sonra iniyoruz sahaya. Sen yarın kaybol ortadan. Gölge’den kesin emir var?” “Bende öyle planlıyorum ama kız var; onu oradan almam gerekiyor. Kapat, Gölge’yla konuşmam lazım.” Hemen telefonu kapatıp Gölge’yi aradım. Bir yandan da gidiyordum. “Gölge.” “Yine ne istiyorsun.” “Kız var?” “Sıçarım lan, kız varmış; tamam, dedik ya adamları paketleyince kurtulur; oda ne taktın bu kadar.” “Başka bir şey var; kıza işkence ediyorlar gibi.” “Tamam koçum; iki güne sevkiyat var; o zamana kadar bir şey olursa müdahale et ama sessiz olsun; yoksa bırak, biz halledeceğiz.” “Tamam, ama sessiz olma konusunda söz veremem.” Dedim, kapattım. Kaldığım yere yeni gelmiştim; odama çıktım, içimde bir huzursuzluk vardı; yerimde duramadım. Sisteme girdim, konağı dinlemeye başladım. Bir süre Ferzan ve babası tartıştı. Amca, “Yaptığımız anlaşma için kızı verelim; daha sağlam olur,” dediyse de Ferzan “olmaz” deyip durdu. Kız Ferzan'a ayrı bir korkuyla bakmıştı. Bakışları aklımdan çıkmadı. Biraz daha sesler geldi; düşme, kırılma derken Selman bağırmaya başladı. “Mal, ne yaptın; öldürecek misin?” Dediğinde kan beynimi sıçradı. Kıza bir şey yaptı kesin; hemen kalktım, hazırlanıp çıktım. Konağa doğru hızla gittim. Artık gittiğimde bir bahane bulup içeriye girecektim. Kızın sağlam olduğundan emin olmalıyım. Konağın önüne geldiğimde kimse yoktu. Selman itinin arabası da yoktu… İçeriye girdim; derinden bir ses geliyordu. Bağırma sesleri oraya doğru koştum; konağın en ücra köşesinde bir odadan çığlıklar gittikçe yükseldi. Kapıyı zorlamaya bile gerek kalmadan açtım; gördüğüm manzara bana yetti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD