KESİT

313 Words
Üzerimden gömleği nasıl çıkardığımı bile bilmiyordum şuan. Salak adam! Geri zekalı! Sanki her şeyi senden biliyordum ben…neymiş ‘Resteurantta kimseyle sevgili olamazsın!” hıh sanki ben biriyle sevgili olmak gibi bir isteğim vardı benim? Düğmeleri koparırcasına çıkartıp gömleği dolaba fırlattım. Çantamı sinirle kapıp omzuma attım. Giyinme odasından çıkıp ayağımı yere vura vura resteurant çıkışına ilerledim. Yukarı kattan kahkaha sesleri geliyordu. Elimi kapının koluna attığımda bir süre durdum. Neden şuan sinirlenen bendim ki? Arkadaşları ile gülüp eğleniyor beyfendi ben burada kendimi yiyip bitiriyordum. Saçmalık! Dudaklarımın içini ısırırken aynı zamanda düşünüyordum. Burası benim son çaremdi. Şimdi patronuma kızıp gitmenin hiçbir anlamı yoktu. O müdür denen, pislik denen kadının istediği şey buydu. Elimi usulca geri çektim kapıdan. Yeni bir hayat kurmanın bazı bedelleri vardı. Bunu da bir şekilde ödeyecektim. Ben zaten hep bedel ödüyordum. Açtığım saçlarımı umursamadan gerisin geri soyunma odasına ilerledim. Çantamı bıraktım kenara. Kendime bir beden küçük gelen gömleği alıp giydim. Saçlarımı toplayıp işime geri döndüm. En iyisi böyleydi. Birkaç masanın siparişini alıp mutfağa dönüyordum ki bana seslenen patronumla birlikte duraksadım. “Elva!” Gözlerimi devirdim. Sonuçta beni görmüyordu değil mi? Adımın Elvan olduğunu asla kabul etmeyen dağ ayısının teki olduğu için sürekli başka şekilde çağırıyordu. Yine de yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme kondurdum. “Buyrun patron” “Bize Joyun hazırladığı güzel içkilerden getir” “Peki efendim” Deyip itina ile söverek bar kısmından hazırlanan içkileri aldım ve patron ve arkadaşlarına servis ettim. Bana yine aynı sinirle bakıyordu. Allah aşkına yine ne yapmış olabilirdim? Tek kaşımı kaldırdım. Biz hala birbirimize dik dik bakarken arkamdan gelen sesle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. “Elvan!” Bu...Bu ses...olamaz değil mi? “Elvan!” Derince yutkundum. Yaşadığım her şey gözlerimin önüne geldi. Patronumun kehribar gözlerine bakarken yeşillerim göz yaşlarımla bulandı. Çatık olan kaşları daha da çatılırken ben emin olmak için kafamı sesin geldiği yere çevirdim. Ağzımdan çıkan tek kelime hayatımı mahveden adamın ismiydi. “Nasuh!”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD