Hayatın hızlı büyümek zorunda bıraktığı insanlar vardı. Çocukluğu sert kalıpta şekillenip sonrasında bu kalıbı kıramayanlar vardı. Bu mavi gözlü çocuk da onlardan bir tanesiydi. "Sıvı yağ kalmamış." dedi annesi fısıldayarak, babası mutfağın kapısını biraz daha itekledikten sonra cebindeki buruşmuş kağıt paraları ve birkaç bozukluğu çıkardı. "Bir litrelik olsun almaya yeter mi?" Kadın dudaklarını ısırdı ve kocasının elindeki paraları saydı. Islak parmaklarından damlayan su damlacıkları paraları nemlendirmiş ve adamın nasırlı, çiziklerle dolu avucuna akmıştı. "Yeter." dedi rahatlamış bir sesle "İki tane de ekmek al olur mu?" Adam başını sallayarak paraları geri cebine koyduğunda mavi gözleri önündeki kitapta dolanan çocuk konuşmaların hepsinden haberdardı. Oturma odası ve mutfak birbiri

