Geçmişte Kaybolmak

1101 Words
#Anti Özet# Öncelikle kitap da şiddet vardır ancak şiddetim bir kadına, onu aşağılamayla ilgi değildir! Tecavüz, hamile kalmak, tecavüze uğradığın adama aşık olmak gibi saçma sapan karaktersiz tiplemeler bulunmamaktadır! Küfür vardır ancak gereksiz ve yersiz değillerdir! Her şey hayal ürünüdür, geçekler ile kıyaslanamaz! Boş laf yoktur, boş karakter asla yoktur! Kadına şiddet uygulayan şerefsiz ruhlu herifler yoktur! Kadınların ezildiği,güçsüz kadın karakterlerim hiç yoktur! Pişmanlık çoktur, hatalar boldur ama ruhları yıldızlı bir gece gibi parlak ve dolu doludur. Yazdığım kitaplardan sıkılmayacağınıza inanıyorum. Başladığınız tarihi yazarak bana destek olabilirsiniz... -----> Ellerimdeki tüpleri üst üste koyduktan sonra derince bir nefes çektim. Tamam, sadece düz yürü. Birkaç adım atmış, düşürmemek için tüm dikkatimi vermiştim ki zemin ayaklarımın altında sallandı sanki. Gözlerimi kocaman açtım. Hayır! Hayır sakın düşürme! Tüm dengesizliğimi def ettim dik durdum. "Helal!" diye bağırdı uzaktan birileri. Kucağımdakilere daha sıkı sarılıp kafamı kaldırdım. Gözlerimi kısıp diğer uçtaki anneme bakarken yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. "Eyvallah!" dediğim sıra arkamdan gelen bir çığlık ile kocaman açtığım gözlerimi kırpmadan geriye döndüm. Kızıl saçlı biri yüz üstü düşmüş ve tüplerin hepsi etrafa dağılmıştı. "Nima!" Annemin çığlığı ile hızla dizlerimin üzerine çöküp elimdeki kargo kutusunu yere koydum. "Hey, iyi misin?" dedim sessizce uzanıp yardım etmek istediğim sıra zemin bir kez daha sallandı. "Kahretsin." Ayaklarımın üstünde duramadığım gibi yerimde de sabit duramamamın verdiği sinir ile kaşlarımı çattım. "Yıldız! Yardım et!" diyerek yüz üstü düştüğü yerden kalkmaya çalıştığı sıra bir anda yanımıza gelen annem hızla Nima'nın bileğini kavrayıp doğruldu. Belindeki kalın ipi tutup bana baktı. "Kendini idare et." dedikten sonra sessizce Nima'yı alıp birinci salona gitti. Onların ardından sırtımı duvara yaslayıp oturdum ve sarsıntının durmasını bekledim. Ne zaman, ne zaman annem gibi olabilecektim? Onun gibi güçlü, onun gibi zeki, onun gibi atik... Ona o kadar çok imreniyordum ki... Ondan daha iyisi bile olmak istiyordum çoğu zaman. Ondan daha iyisi olursam benimle gurur duyabilirmiş gibi. Sarsıntılar kafamdakiler kadar şiddetli değildi neyse ki. Benimkiler 22 küsür yıldır sürüyordu. Ellerimi çırparak ayağa kalktığımda arkamdan gelen ayak sesleri ile üstüme başıma çeki düzen verdim. "Merhaba Alin." dedin Preyta. Hafifçe gülümsedim ve ellerimi arkama sakladım . "Merhabalar." diyerek kafamı eğip selam verdiğimde mavi gözleri yerdeki örnek tüplerine kaydı. "İyi misin?" dedi cam gibi gözlerini gözlerime dikerek. Hızlıca başımı sallayıp açıklama yapmaya çalıştım. "Evet, evet sanırım fortagların geçtiği bir ana denk geldik." dediğimde gülümseyerek tüplere baktı. "Evet, bir kişinin taşıyabileceğinden çok daha fazlası var." dedikten sonra eğilip tüpleri toplamaya başlayınca telaşla eğildim. Hızlı hızlı tüpleri topluyor bir yandan da bir hata yapmamaya çalışıyordum. "Evet, Nima'nın boş bir anına denk geldi." dediğimde tüpleri kargo kutusuna yerleştirip gözlerime baktı. "İyiyseniz bir sorun yok." Sözlerinin hemen peşi sıra birinci salondan çıkan annem ile doğruldum. "İyi misin Alin?" dediğinde Preyta ayağa kalktı. "İyi gözüküyor Nazlı. Nima iyi mi?" diye sorduğunda annem kafasını sallamış ve hafifçe gülümsemişti. "Evet, sol dirseğini vurmuş sarsıntıda. İsterseniz bir de siz bakın." dedikten sonra gözlerini gözlerinden hiç çekmeden durdu. İyi bir enerji almıyordum. Annem daha çok kızıl gözüküyorken Preyta biraz mavi gibiydi. Buz mavisi. "Tabii, teşekkür ederim." dedikten sonra kargo kutusunu da alıp birinci salona yürümeye başladı. Gözlerimi dikkatle ikisinde gezdirdiğim o anda annem bir anda bana döndü. Kızıl renk beyaza döndü. "İyi misin? Birazcık daha kendini geliştirmelisin." diyerek yanıma gelmiş ve kargo kutumu eline almıştı. "Küçücük bir sarsıntıydı." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım ve zorla gülümsedim. "Üstesinden geliyordum. " diye mırıldandığım sırada annem çoktan yürümeye başlamıştı. Görmezden gelinmek canımı sıktı. Aslında görmezden gelinmek değildi durum. Durum benim henüz diğerleri kadar güçlü kabul edilmememdi. "Ben bunların Unro'ya veririm. Sen dersine geç kalma." Sözlerinin hemen ardından kendisi yok oldu. Gelip gitti sanki. Sessiz ve sedasız bir şekilde. Elindeki kutu sanki benden daha önemliymiş gibi hissettirmişti. Yine de yüzümü asmadım ve laboratuvar bölümünden uzaklaştım. Kızıl gökyüzü gözlerimi kısmama sebep olduğu esnada Peri geldi. "Hadi, derse geç kalacağız!" demiş ve uzanıp ellerimi tutmuştu. Sessizce nefes verip peşi sıra koşmaya başladım. . . . Ellerimi açıp kaparken karşı karşıya durduğumuz hayvan ile bakışıyorduk. Kedlok. Evet, ismi bir hayli saçma. İsmi bayağı bayağı saçma. Kediler günümüzde haddinden fazla küçülmüş ve küçülürken de vahşileşmişlerdi. Ve artık onların yeni ismi kedlok'tu. Sinsi , küçük, yırtıcı kediler. Doğru, sanırım izahı olmayan saçma sapan şeylerin arasında kaldık. Bu yüzden her şeyi başa saralım ve size günümüzü size aydınlık bir hale getireyim. Hoca elindeki kitabı çevirip de arkasına döndüğünde masamın altında tabletimi çıkardım ve tarih notlarına bastım. Hafızam pek iyi değil. Aklımdan anlatamam... İnsanlık yüzyıllar önce büyük bir darbe aldı. Dünya herkese, her şeye, kendine bile , sırtını döndü. Doğan çocukların %80'ni kız olmaya başladığında her şey sarpa sarmaya başlamıştı bile. Her doğan kız çocuğu ile birlikte genetik mühendisleri telaşa kapılmış ve spermler üzerinde oynamalar yapmaya başladı. Oynamalar ile çocuklar erkek olmalı ve cinsiyet oranı eşitlenmeliydi. Bu tehdit herkesi korkutmuştu sanırım. Doğan her erkek çocuğu yeni bir umut gibi gözükse de zamanla aslında daha kötü bir hale gelinmesine sebep olmuştu. Her çocuk erkek doğsa bile kadınlar kadar güçlü olmayı başaramamışlardı. Sekiz-on yaşlarında zayıf düşmüş ve sonunda sürekli ölmüşlerdi. Bununla birlikte hiçbir çıkış yolu bulamadı insanlık. Hayat şartlarının değişimine ayak uydurmaya çalışırken değişen dünya ise her şeyin sarpa sarmasının en büyük etkenlerinden biriydi. Erkekler zayıf değillerdi, dünyanın bir sonraki evresi için uygun değillerdi. Güneşin rengi sarıdan turuncuya, turuncudan kırmızıya dönmüştü. Hayvanlar değişmiş, yaprakların rengi maviye dönmüştü. Denizler eskiden maviymiş? Kafamı tabletten uzaklaştırıp karşımdaki kedloka baktım. Eskiden seni evde besleyip kucaklarında seviyorlarmış? Peh! Bunların tamamı doğru olamaz! Gözlerimi devirip tekrardan tablete bakarken derince nefes çektim. İnsanlığın bu içler acısı hali zamanla daha kötü bir şekle bürünmüş. Erkekler ölünce kadınlar kendi kök hücrelerinden nesillerini devam ettirmeye çalışmışlar. Başarılı da olunmuş. Yeni dünyaya ait kadınlar çok daha güçlü, çok daha sağlıklı bir hal almışlar. Yok olmadan önce ise birkaç erkeğin DNA örneği dondurulup stoklanmış. Bir ara müzeye gitse miydim? Gözlerimi devirdim. Erkek diye bir şey yok. Kafamı kaldırıp da tahtaya baktığımda Iksan hoca ile göz göze geldim. "Anlat bakalım Yıldız. " dedi gülümseyerek. "Neler karıştırıyorsun?" "Hocam." dedim elimdeki tableti masanın altına ittirerek. "Biliyorum dersimiz bilimde genetik ama yani ben erkeklerin olmadığına inanıyorum." dediğimde diğer herkes büyük bir gürültü oluşturdu. "Ben de inanmıyorum." Dedi Mary elini kaldırarak. "Atalarımız güneş ışığını filtresiz yemiş." diyerek güldüğünde gülmemek için öne doğru eğilmek zorunda kaldım. "Aynen he, belki suyu da arıtmadan içip fazla kafayı bulmuşlardır?" diyen Snari ile kendimi tutamayıp kahkaha attığımda Iksan sinirle elini masaya vurdu. Bu vuruşun ardından masamdaki kedlok bir anda tıslamış ve benim de geriye kaçmama sebep olmuştu. "Sen!" dedi işaret parmağını suratıma tutarak. "Cezalısın! Koğuş 4'e!" Elimi turunca saçlarıma daldırdım ve kafamı salladım. Asık bir surat ile arkamı dönüp çantamı alırken sınıftakilere gizlice dil çıkarttığıma garip bir uğultu oluştu. Hemen önüme dönüp hiçbir şey yapmamışım gibi sınıftan dışarı yürüdüm. Sanki kedlokların hangi renk sıçtığı ve hangi renkli olanların zehirli olduğu umurumdaymış gibi(!)
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD