Korku iliklerine işlerken belline dolanan kol sıkılaştı. Gözleri yaşla dolarken nefes alamayacak kadar kapalı tutuluyordu ağzı. Oysa dudaklarının üzerindeki el gevşemişti ve korkudan bunun farkına varamıyordu.
"Şşş sessiz ol Healer." Kulağına dolan fısıltılı tanıdık sesle bedeni sakinleşirken sol gözünden bir damla yaş düştü. Belindeki kol bedenini köşedeki duvara çekerken sessizce bekledi. Sırtı duvara yaslanıp önünde duran Abel'e tedirginlikle bakıp derin bir nefes aldı. "Ne işin var burada? Araf nerede?" dedi fısıltısına eşlik ederek.
Abel tedirginlik içinde etrafa göz gezdirip "Benimle gelmen gerekiyor Healer, şimdi anlatacak zamanım yok. Sadece gel hemen buradan gitmemiz gerekiyor." dedi ve elinden tutup arka odanın kapısını açıp içeri çekti. Healer elini kendisine çekip olduğu ye
