Eve ulaştıklarında hızlıca odasına kaçma girişiminde bulunan Gökçe’yi ablası kolundan yakaladı. “Gel bakalım gelin hanım, senle bazı işlerimiz var.” Ural iki kardeşin rahatça konuşmalarına alan açmak için yatacağını söyleyerek ayrıldı yanlarında. Karısı önce kardeşi ile konuşsun, sonra da kendisi ile konuşacaktı bu gece. Emin olmadan bir adım atmak istemediği için hastanede dişini sıkmıştı ama sabrının da bir sınırı vardı. Ayşe kocasının ardından kardeşine döndü. “Sakın bir yere kaybolma, geliyorum ben.” Kız sanki evde kaçacak yeri varmış gibi konuşan ablasına boş boş bakarken kış bahçesine doğru yürüdü. Zihni fazlası ile dağınık, ruhu dört tarafından kuşatılmış gibi hissediyordu. Oturduğu koltukta yünü avuçları içine gömüp “Allah’ım yardım et” diye kalbinin en derininden yakar

