Gökçe, okul çıkışı asla istediğinden değil ama geleceğim dediğinden göz ucu ile Yusuf’u aradı ama adam görünürlerde yoktu. Neredeyse gözleri dolu dolu olurken yine kendine kızdı. Neden bu kadar çabuk kanıyor, neden bu kadar hızlı inanıyordu! Yeri döven adımları ile ilerlerken yan tarafında eniştesinin olanlardan bir araba durdu. Gökçe kalbi pır pır ederken dudaklarına asılan gülümsemeyi engelleyemedi fakat ön koltuğun kapısı açılacağında arabadan sabahki donuk suratlı inmişti. “Gökçe hanım buyurun sizi eve ben götüreceğim.” Kız bu adamın rorbokop bakışlarından ister istemez tedirgin oluyordu. “Gerek yok zahmet etmişsiniz. Ben kendim gideceğim.” “Kusura bakmazsanız aldığım emir doğrultusunda araca binmenizi istiyorum.” Tedirginliği öfkeye dönüşen gökçe diklendi. “Nedenmiş!” Adam