- TANITIM -
DİLA & MERT
YAZARDAN
Mafyanın pususundan kaçan mert ara sokaklara girerek izini kaybettirmeye çalışır ama adamların ayak sesleri fazla uzaktan gelmemektedir . Birkaç metre yaralı bir şekilde yürüse de artık kaçmaya takati kalmaz ve gözüne kestirdiği bir binaya girerek üst katlara yönelir . 4 . Kata geldiğinde kapıyı açmakta biraz zorlansa da kapıyı açmayı başarır ve içeri girer , ardından kapının sürgüsünü kapatarak kapıyı içeriden kilitler . Gece geç saatte olmasından ve ışıkların sönük olmasından faydalanan mert her ihtimale karşı odaları inceler ama evde kimse yoktur . Evde kimsenin olmaması rahatlığı ile küçük bir odada bulunan kanepenin üzerine kendini atarak yaslanır ve kafasını geriye doğru atar . Yarası fazla derin olmadığından çok umursamaz . Bir diğer eli hafif geride kalacak şekilde her ihtimale karşı silahını alır ve dinlenmek için gözlerini kapatır .
Devlet hastanesinde hemşire olan Dila gece vardiyasını bitirdikten sonra sabaha karşı eve dönmek için hastaneden ayrılır . Eve geldiğinde kapıyı açarken bir tuhaflık fark eder . “ Kapıyı sadece alttan kitlemiştim ama yanlış mı hatırlıyorum “ diyerek üst kilidi de açar ama kapının süngüsünden dolayı açılmadığını fark eden Dila korkarak anahtarın ucu ile süngüyü iterek kapıyı açar ve içeri girer . Görünürde kimse gözükmüyor ve ışıklar da haliyle kapalıydı ama içten içe korkan Dila mutfağa giderek eline geçirdiği merdane ile teker teker odaları gezmeye başlar . Oturma odasına gelene kadar bir sıkıntı yoktur , içi az da olsa ferahlayan Dila’nın oturma odasına girmesiyle karşısında beliren karartının kafasına merdaneyi geçirir . Acı içinde kafasını tutan mert karanlığın yarı aydınlatıp yarı aydınlatmadığı odada Dila ya bakarak “ ne yaptığını sanıyorsun sen ” diyerek bağırır .
Dila hem merakın hem de korkunun verdiği cesaret ile lambayı açarak kendini korumak adına birkaç adım geri çekilir . Işığın açılması ile Dila’nın mert in elinde tuttuğu silahı görmesi ile Dila çığlığı basar . Mert peşinde adamlar olduğundan Dila’nın sesini kimsenin duymaması için eli ile Dila’nın ağzını hızla kapatarak “ şşş sakin ol ben sana zarar vermek için burada değilim ama susmazsan işte o zaman sana zarar vermeye karar verebilirim . “ diyerek Dila dan onaylar bir ifade bekledi ama Dila şoktan hiçbir cevap vermeden sadece mert e bakakaldı .
Dila bir cesaretle mert i iterek kollarından kurtulmaya çalışırken mert omzunu tutarak acı ile inledi . Dila merakla mert in elini tuttuğu yere bakarak gömleğinin kan olduğunu gördü . “ Bana zarar vermeyeceğine söz verirsen ve elindeki silahını bırakırsan yarana bakar ve tedavi etmeye çalışırım . “
Mert dil anın yüzüne bakarak “ sen ne anlarsın kurşun yarasından “ diyerek yaranın üzerine bastırmaya devam ettiğinde Dila “ ben hemşireyim bakabilirim ama karşılığında dediklerimi yaparsan tabi . “
Mert in Dila ya karşı koyacak gücü kalmadığını anladığında “ tamam öyle olsun bakalım hemşire hanım “ diyerek elindeki silahı beline koyarak kanepeye geçerek oturdu . Dila odadan ayrıldıktan birkaç dakika sonra elinde bir çanta ile odaya girdi ve mert in yanına oturdu . Yavaşça ceketini ve gömleğini çıkaran mert i izleyen Dila gömleğinin kolunu çıkarırken zorlanan mert e yardım ederken burun buruna geldiler . Birkaç saniye nefesleri birbirine karışsa da mert kendini hızlıca geri çekerek kafasını geriye atarak kanepeye yaslandı . Mert in kolunu sıyırıp geçmişti bu yüzden yarası çok derin değildi . Yarayı temizleyen ve pansuman yapan Dila ağrı kesici getirerek mert e verdi . Bir süre sonra ağrısı dinen mert yorgunluğun da vermiş olduğu etki ile olduğu yerde uyuya kaldı .
Dila da baş ucunda oturmuş başını kanepeye yaslamış bir şekilde mert in vücudunu inceliyor ve yüzünü izliyordu . Şafağın ağartmaya başladığı odada mert in vücuduna vuran ışıklarla birlikte vücudundaki kurşun ve bıçak yaraları yavaş yavaş kendini belli etmeye başlıyordu . Acaba ne iş yapıyordu da vücuduna bu kadar darbe aldı diye düşünürken Dila olduğu yerde uyuya kaldı . birkaç saat sonra uyandığında ise odada kimse yoktu . Tüm evi hızla gezdi , lavaboda olduğun düşünerek lavaboya bile baktı ama o çoktan gitmişti .