2 ay sonra
ÇİN MAHELLESİ. Kaguya oteli.
-Albina öyle koşma ,bak insanlar sesten rahatsız ola bilir.
-tamam teyze
-aferin akıllı kızım
Kız üzgün bir şekilde kafasını indirdi .
-tamam teyze ama annem olmanı çok istiyorum
Rebekka anne demenin o gittiğinde kıza nasıl acı verebileceğini biliyordu,şuan burda Albinayla birlikde güzel hatıralar biriktirmek istiyordu.İnsan tüm zorluklardan bıktığında canı hiç birşey yapmak istemez derler ya,Rebekka da öyle o kadar kovalamaca ,darbelerden sonra yıkıldığında artık kalkmamaya karar vermişti.Öğrendiği kadarıyla da bir hastalık tedavi edilse diğerine daha kötü hasarlar verebilirdi.Bu yüzdende ne kadar ömrü kaldıysa onu laboratuvarda değilde ,gözlerden uzak yaşamak istiyordu,En azından bundan kimseye bahs etmemesi içinde Rufiayadan rica etmişti .
-teyze sen iyimisin?
Albinanın sözlerine karşı elimi yüzüme götürdüm ve hemen burnumu tuttum
-Albina ben iyiyim sadece güneş çarpış olmalı...
-ama teyze burnun kanı....
Odaya gittim lavobada aynanın karşısında kendime baktım nasılda acizdim,beni hastalık canlı canlı bitiriyordu,doktorun ilaçları sadece acıyı hafifletiyordu ve ben hiç birşey yapamıyordum,üstelik iki ayda ilk kez Albina beni böyle görmüştü.
Ben 2 ay önce olanları tekrar hatırladım.
Kurtarma ekibi geldiğinde ,toprak ve eşyalar sonrası küçük cam odayı bulmuşlardı,çatlaklar olmasına rağmen cam kırılmamıştı sadece tavanı çökmüştü.
Reynold o sırada sabırsızlıkla ordan Rebekka ve o gizemli adamın haberini almayı bekliyordu.Aslında ikisinin de ölü olması onun işine gelirdi.Çünkü biliyordu ki,Rebekka gerçekleri öğrenirse Benjaminden de kötü olabilecek akıldaydı
-patron baksana şu Benjamin tilkisinin yaptığına, belli adam kendi hayatına çok değer veriyormuş,işte bu yüzden hala onun öldüğüne inanamıyorum,acaba Rebekka hastalığı yüzünden hayalle gerçeği karıştırdı mı?
-Leon Benjamin kurnazdı doğru ama sadece bir yerde kendini kayb etti o da bütün sonunu getirdi...aşk ....işte..sonuç ortada
Rebekkadan bu kadar performans beklemiyordum,ama öldüyse ,ona güzel bir tören hazırlarız,e sonuçta ister yanında öldürdüğü Benjamin olsun ya olmasın,sonuç olarak bizi tehlikeli bir düşmandan kurtardı.Ama bak ne diyeceğim ,ben de böyle her şeye dirençli cam oda istiyorum,hemen yaptıralım,kurşun ,ateş hiçbir şeyin benim işlerimi mahv etmesini istemiyorum.
-arkadaşlar biraz çabuk ,bak bizim adamlar orda,öldülerse bile onları ordan çabuk çıkarın ,daha işimiz var
-ne oldu sende mi benim gibi gizemli adamın cesedini bekliyorsun ?
-tabi patron o kadar adamları kendi parmağında oynatan kimmiş görmek istiyorum,bu arada o kızı ne yapacaksın patron,gerçekten sen mi büyüteceksin?
-hayır ,onu yurt dışındakı çoçuk esirgeme yurduna göndereceğim.
İşte o anda " birşey buldum hemen buraya gelin" çalışanın sesi yükseldi
Kurtarma ekibi tavanın taşlarını temizledikten sonra koruyucu battaniyenin altında kadını kendi vücuduyla kapatmış erkek buldular ,önce ölmüş olduklarını düşündüler.Adamın haraket ettiğini fark ettiklerinde ,onu kaldırdılar daha sonra kadını da açık alana götürdüler, ikiside iyi görünmüyordu ama yaşıyorlardı.Erkek kadına göre daha kötü durumdaydı.Reynold ve Leon olay yerine yaklaştığında kurumuş ağaç gibi öyle kaldılar.Nicklaus onları fark etmemişti ve sadece yanındakı kontrolu yapılan kadının elinden tutmuş,sanki yaşadığından kendisi emin olmaya çalışıyordu.
Rebekka gözleri açık etrafta olup biteni izliyordu.ve sadece kenetlenmiş parmaklarının açılıp kapanması ona yanındakının da yaşadığını anlatıyordu.Tam o anda Rebekka başının üstünde iki gölge ,dahası Reynoldla,Leonu görünce şaşırdı.Ama onların ona öfke dolu bakışlarını o sırada anlayamamıştı
-sen gizemli adamı öldüreceğim derken Nicklaustan mı bahs ediyordun? Sen ,sen gerçektende benim ...
"Oğlum" diyecekti ki ,Nicklaus onun sözünü ağızında bıraktı.
-bilmiyorum ,bu oyunları neden yaptın,ama eminim insani duygularından yapmamışsın,şuan seninle tartışıcak durumda değilim ,bunu unutucağımı da sanma.
Nicklausu da Rebekkanın ardından arabaya götürdüklerinde Reynold hala Nicklausun az önceki öfke dolu bakışlarını unutamıyordu.
Hastanede ben kendimden de çok yanımdakı adam için endişeleniyordum,şuan o kadar acı çekmesinin en büyük nedeni bendim.Akşama doğru ben kolumda serumun olduğuna aldırmadan onunla birlikde Nicklausun odasına gittim.Ayaklarında alçı vardı ,benim için kendini siper ettiği sırada yaralanmış olmalıydı.Tavan çöktüğünde onun bacağına büyük hasar verdmişti.Ben o uyuyor mu diye ona doğru eğildim ,tam o an o gözlerini açtı.
-üzgünüm uyuyormuydun ?
-ne o yarım kalan işini bitirmeğe mi geldin?
-hiç komik değil,ben seni öldürmek istesem emin ol şuana kadar birçok kez yapardım bay Nicklaus ,onu hatırlamayan kocasının yeni kız arkadaşıyla kaçmasını ayarlayan bir insanım unuttun mu?
-hiç oralara girme,hatırladıkca senin de Benjaminin etrafında döndüğünü hatırlıyorum,yinede hatalarım çok bu yüzdende utancımdan kayb olmak bile istiyorum
-neden ,ben Siyayı da çok seviyorum ,seni hatırlamıyorum"
Diyen sen değilmiydin?
-tamam görüyorum ya öyle ya da böyle canımı almakta kararlısın
-hayır seni bu gün yormak istemiyorum ve bu yüzdende odama dönüyorum.Rebekka sandalyeyi geri çekti ve ayağa kalktı.Ama Nicklausun sesini duyunca dayandı.
-benimle kal sana anlatmak istediğim bazı şeyler var.
-bu kadar önemli olan ne?
-benim ordan nasıl kurtulduğumu merak ettiğini biliyorum.
-evet ama sen iyi değilsin...yarın....konuşu...
-Hayır
dedi Nick ve ona baktı.
-o gün neden senin peşinden çin mahallesine geldiğimi biliyormusun?
-hayır ,birşeyler söyledin ama..ben.. inanmamıştım.
-Kiarayla ben hafıza siliciyi bozduğumuz gün ,ben orda bir kaç dosya bulmuştum.Orda senin benden sonra da bir kaç kez hafıza siliciden geçtiğini öğrendim belki bunu yapan Benjamindi ama bunları yaptıran kişi de Reynolddu.
-Benjamin bunu kendi başına yapsa anlarım ama Reynold bunu neden istesin ?
-İşte bunu anlamaq içinde ben biraz araştırma yaptım , böylece ben her geçen gün yeni birşeyler öğrendim
Yangın günü seni çıkardıklarında ben elimdeki kelepçeden kurtulmak için parmağımı kırmıştım,Siyaya yaklaştığımda o sadece kulaklarıma "affet ben sana en baştan yalan söyledim" diyebildi.O sözlerle de ben daha da çıldırmıştım, Benjamin senin arabaya götürülmeni izliyordu,ben yerden tabancayı aldığım gibi onun adamını vurdum.Benjamin beni öldürmek için atladığında ayakkabımda sakladığım bıçağı onun koluna sapladım,doğru biraz boğuştuk ama sonunda onun bayıltmıştım ve hemen üstünü aradım Adamlarının geri geleceğini bildiğim için hızlıca kiyafetimi değiştim ve kaleme onun yüz çizgilerini kayd ettim.
-peki ordan nasıl kurtuldun ,üstelik Benjamini de kendinle götürecektin,kolay birşey değildi bu.
- sen ilk ilaç aldığında nasıldın?
-benim başım döndü ama ,ilaç beni bayıltamamıştı.
-neden biliyormusun ? Hepsi hafıza siliciyi bozmaya gittiğimizdeki dosyalar yüzündendi,ben daha çok şey öğrenmek için Benjaminin ekibinin kadrosuna kendi adamımı sokmuştum .Ona sana çok küçük bir doz vermesini söylemiştim.O zaten arka kapıdaydı ,ben Benjamini onunla gönderdiğimde ,yüzüğümü de ölen adamın parmağına taktım.O sırada işte senin arabadan tekrar geri geldiğini görünce de orayı patlattım
-peki ya Siya onu ölmüş olsa bile orda bırakmak...senin için zor olmuştur eminim....
-başta öyleydi(Nicklaus boğuştuğu sırada Benjaminin ona söylediği sözleri hatırladı " senin evlendiğin kadınlar sadece ben bıkınca istersem sana gider" ama bunu Rebekkaya söylemedi ,artık gerek yoktu. ) ama sonra onun Benjaminle bana alay edirmişcesine arkamdan oynadıkları oyunları duyduğumda içimdeki o ufak pişmanlık hissi de yok oldu.Herkes kendi yaptığının bedelini ödemeli!
-bu yüzden mi benim de acı çekmemi istedin
Bir kaç dakikadır gözlerini duvara dikmiş ,öfkesini yatıştırmaya çalışan Nicklaus soru karşısında yumuşakca Rebekkaya baktı ve suçluymuş gibi elini saçlarına götürdü.
-biraz, yani başta senin gerçekten acı çekmeni istiyordum ,sürekli ne zaman seni ararsam sen hep Benjaminleydin,e benim yerimde kim olsa aynısını düşünürdü .Ama benim senden alacağım intikama senin ilaçlarla ve ya hastalıkla acı çektirme gibi şeyler girmiyordu.Dediğim gibi zaten elime geçirdiğim her dosyayla kafamdakı bir çok sorular cevap buluyordu ve seninde benim gibi oyunlar yüzünden ne kadar acı çektiğini öğrenmiştim artık.
-ben iki güne taburcu oluyorum ,belki de bu son görüşmemiz
-.....tedavi olmaya gidiyorsun değil mi?
Ben önce bakışlarımı ondan kaçırdım, yalanımın açığa çıkmasından endişeliydim
-sana söyledim tedavisi var sadece ben korkmuştum bide öfkeme yenik düştüğüm için tedavi olmak istemiyordum,bu arada peki Benjamin ne zaman öldü ?
-orası biraz karışık ben, bilim ve teknoloji laboratuvarında eskisinden daha da funksional bir kalem hazırlandığını öğrendim ,işte onu çalmak için ayrıldığımda Benjamin kendine gelmiş,iki adamımı öldürmüş ve kapıda güvenlik timi silah sesini duyuncada ateş etmişler,bu yüzden ben yeni kalemle eve döndüğümde onu araba yolunda buldum ağır yaralıydı ,tekrardan geri getirdiğimde öldü bende o günden yeni kalemle onun yerine geçmiştim ,senin benim kimliğimi çözene kadar
-demek başlarda bu yüzden sürekli kayb oluyordun,ama ben kalemi aradığımda üstünde değildi .
-benim hala saf kalmayı başaran Rebekkam ben onu kiyafetime monte ettirdim de ondan ,sürekli düşmanların mekanındayım ,onunla öyle gidermiyim sence
-görüyorum yine sivri dilin iş başında
-başka soru sormak istermisin?
-hayır şimdilik bu kadar yeter ,bir an önce iyileşmene bak,o zaman konuşuruz
Rebekka ayağa kalktı ve odasına gitmek için kapıya doğru gitti.Ama onun endişeli sesini duyunca durdu
-sen bana söylermisin o gece benimle yemek yemeye neden o kadar ısrar ettin,yoksa o zamandan mı benim ......?
Rebekka ona döndü gülümsemeye çalıştı
-hayır hayır seni bilmiyordum sadece Benjaminin çoçukken tanıdığım 2 çoçuktan hangisi onu çözmeye çalışıyordum ama gördüyün gibi onu da doğru düzgün yapamadım .
-dur! sen mektupları buldun mu? Ama nasıl ben Rozaliye onu yakmasını söylemiştim.
-beni biliyorsun ,istemesem bile sırlar kendisi bana çözülüyor
Nicklaus yüksekten gülmeğe başlayınca Rebekka ne olduğunu anlamaya çalıştı
-bak şimdi seninde gerektiğinde kurnaz bir kadın
olduğunu biliyorum
-bu halde nasıl güle biliyorsun bende bunu anlamadım
-görüyorum yine sinirli tarafından uyanmışsın, yine de öyle şeyler yapma artık kendi hayatını yaşamalısın
-haklısın bende artık öyle yapacağım
Hastaneden çıktığımda ilk işim Reynoldun ofisine gitmekdi,onunla olanlar hakkında konuşmak istiyordum.Ama kapıya vardığımda onun telefon konuşması benim dikkatimi çekti.
Meğerse o Albinaya bana ulaşmak için bakıyormuş ve şuan onu yurtdışına göndermeği hedefliyordu .Bu beni sinir etmişti,
ya bir kere sadece bir kere iyi birine rastlasam şaşardım.Demek Nicklaus haklı,o tam bir fırsatçı,
İşte beni saran öfkeyle ben kapıya sertce vurdum ve içeri geçtim
-Albinayı senden götürüyorum,anlaşmamız baştan hataymış,Albina için ben bu oyuna katıldım,şimdi herşey bittiğine göre ben Albinayı götürüyorum
-Rebekka ,Rebekka yaşadıkların sana hiç birşey öğretmedi mi?Aceleyle karar veren hep yeniktir Sence o kıza bakmana izin verirlermi ?Geçmişi kanlı acımasız bir katil sen onun babasını öldürdün,üstelik şimdiki durumunu da göz önünde bulundurursak ona kaç ay bakacaksın 5 ay mı yoksa 1 yıl mı öldüğünde ne olacak,ikimizde Benjaminin sana zamanında verdiği ilaçlar yüzünden iyileşmenin de imkansız olduğunu biliyoruz.
-o sendin raporlarını değiştiren sendin ! Ben gerçekten senin içinde hala insanlıktan birşeyler kaldığını sanıyordum .Senin yakınını Benjaminin öldürdüğünü diyordun ama meğerse sen onun gibi kötüsün ,şimdi hemen Albinayı buraya getir yoksa seni burdaca öldüreceğim
Rebekka silahı çıkardı.İşte o an Nicklaus kafesten kurtulmuş aslan gibi onu odaya bırakmayan adamların birini diğerinin ardından etrafa fırlatıyordu.
-sonunda yetiştim
-senin burda ne işin var?
şaşkınlıkla ve onun yaralı olduğunu göz önüne getirerek Rebekka soruyu sordu
-sonra Rebekka sonra !!
Nicklaus derin nefes aldı sonra bakışlarını Reynolda çevirdi
-bir defada söylediğin gibi arkasına bir çıkar yüklemediğin iyilik yapsan da beni şaşırtsaydın
-Klaus oğlum ,bak sen yanlış anladın,ben birşey yapmıyorum ,o kıza bu kadının veremeyeceği bir hayat sunuyorum
-onu yurtdışına göndererek mi?
Rebekka bağırdı ve silahı tekrar Reynoldun kafasına doğru kaldırdı.
İşte o an Nicklaus silahın önüne geçti
-sen demedin mi ,bu adam fırsatçı ve en az Benjamin kadar suçlu,o zaman bu yaptığın ne demek oluyor?
-Rebekka anlatacağım ,sana herşeyi en başından anlatacağım ama silahı bırak ,Albinayla temiz bir hayata başla
-sen şimdi bu adamın yanındamısın,yazık Nick sen yine beni hayal kırıklığına uğrattın.
-hayır Rici beni dinle....
-sakın bana öyle seslenme ,sende Albinayı bana ver söyle hemen onu buraya getirsinler.
Reynold onaylarmışcasına Rebekkaya yaklaştı.
-lütfen beni Benjamin gibi görme ben iyi biriyim
o sırada Nick Rebekkadan aldığı tabancayı masaya bıraktı.Reynold sa bunu bir fırsat bilip ,Rebekkanın kulağına birşeyler fısıldadı
Rebekka son birkez ona ve sonra Nicklausa baktı ve hızlı addımlarla odayı terk etti .Nicklaus daha ne olduğunu anlamadan Reynold elini onun omuzuna götürdü
-ona tedavi olması için iyi doktor önerdim ve küçük kıza daha çok sevgi vermesini söyledim
-baba onun hasta olduğunu biliyormuydun?
-oğlum bende yeni öğrendim ve hatta yeni bir doktorda buldum ,bu yüzden onu önce tedavi için yurtdışına göndermek istedim , o zamana kadar küçük kızı da esirgeme yurduna gönderecektim
-baba neden? ona kendimiz bakamazmıyız,verseydin bana ve ya Kiaraya ? Umarım bu olayda en ufak bir suçun yoktur ,yoksa bu sefer babam olduğunu dinlemem ,senin sonunu getiririm
-oğlum artık döndüğüne göre eve de geri gelirsin bak akşam senin..şerefine...
-orda dur! Benim yaşadığımı şimdilik kimse bilmeyecek, ayrıca Jenifere yaptıklarınızı unuttum sanma ,sizin yüzünüzden ben onu kayb ettim ,bu yüzdende sakın beni hafife alma ve Rebekkaya da zorluk çıkarmayı deneme bile, yoksa babamsın dinlemem seni de Benjaminle bir yolcu ederim
Albinayı onlardan alınca arabaya bindim ve gideceğim en güvenli yere gitmeğe karar verdim .Yıllardır Benjaminin dokunmadığı o yere Bayan Kaguyanın oteline .Yol uzundu ,bu yüzden en yakın satış yerinden yıllardır topladığım paramın bir kısmıyla kendime araba aldım.Albina arka koltukta kendi sevdiği şarkıyı söylerken bende bir daha sabah Reynoldun kulağıma söylediği sözleri hatırladım .Arabayı kenara çektim ,Albinaya arabada kalmasını söyledim ,ben biraz yürümek öfkemi yatıştırmak istiyordum.
-lanet !lanet olsun ! "Oğlum Klaustan uzak dur,yoksa seni uzun zamandır görmek isteyen Giasla, buluşmana vesile olabilirim"
Adam resmen beni Giasla tehtit etti.
[Gias -Sarı takım lideriydi ve Rebekkanın ilk öldürdüğü adamın kardeşiydi.Zamanında Giasın kardeşi Siayı odaya kitleyip yakmaya çalışmıştı,Rebekka o zamanlar kim hangi takımda tüm bunları bilmiyordu,sadece kıza yardım etmek istemişti.Adamı sopayla dövmüştü,ama o günün sabahı adamın dün aldığı darbelerden öldüğü söylenmişti.Bu yüzden Gias takımını hep yükseklere taşımak için çabalıyordu ,Rebekkayı arenada öldürmek istiyordu,çünkü arenadan kenarda ne kadar çabalarsa çabalasın hep Nicklaus koruması yüzünden Rebekkaya yaklaşamıyordu,en sonda Benjamin onları çöl savaşına göndermişti,hatta bir keresinde Rebekka Giasla konuşmak istediğini söylediğinde Benjamin onların takımının çölde öldüğünü söylemişti,şimdiyse adam Rebekkayı arıyordu]
Aşağlık Benjamin ölsen bile hala hayatımı zorlaştırmaya devam ediyorsun ya ,işte bu çok sinir bozucu,şimdi Kiaranın yanına da gidemem ,ya Gias oraya da gelirse yok,onları tehlikeye atamam .Benim için şuan en güvenli yer Kaguya oteli, tabi Kaguyanın güvenini kazanmam şarttı.
Artık hava kararıyordu,bu yüzdende geceni geçireceğim bir yer bulmam gerekti,eskiden olsa arabada geceyi geçirirdim ama şimdi yanımda bir çoçuk vardı onun hastalanmasına yol veremezdim .Bu yüzden iyi bir otel ,en önemlisi hijyenik açıdan güvenli bir oda bulmam gerekiyordu.Ven kroy şehri çin mahellesinin olduğu şehirden 1203km uzaktaydı.Ben odayı tutunca tekrar Albinayı almak için arabaya döndüm kızın uyuduğunu gördüm,onu yavaşca kucağıma aldım çantamı da yavaşca omuzuma geçirdim .Arabanın anahtarını valeye bıraktım ve odaya çıktım .Işıklardan dolayı Albina az önce uyanmıştı ve kızı yere bıraktığım an kız odanın her köşesini keşf etmeye başlamıştı bile.Ben odaya kısa bir bakış attım o kadar paraya değmişti,çünkü oda temiz ve düzenli görünüyordu ,bu şehir diğerleri gibi yılların savaş ve açlığı karşılığında iyi dayanmıştı ,Şehrin gelir kaynağı birkaç otel ,gece klübü ve hala yasak olan turnuva dövüşleriydi.Zamanında paraların hepsi Benjamine gidiyordu,şimdi artık gerçekten kime gidiyor,kim kazanıyor ,ilgilenmiyordum.
-anne yani teyze ben çok açıktım
-prenses biraz bekle söyledim ,senin en sevdiğin tavuk kızartması ve prinçti değil mi ?
-evet ama patates ezmesini de severim
-üzgünüm onu unttum
-peki bunları nerden biliyorsun teyze?
-annen sen çoçukken size her gittiğimde seni bana bırakır ,kendisi evi toplardı,işte o zamandan biliyorum
-demek doğru söylemişim işte sende benim annemsin
-hayır benim güzel kızım anneler bir tanedir,onun yerini ben dolduramam o bir melekti ,sürekli seni korumaya çalıştı,ama ben...
devamını söyleyemedi yıllardır herkes gibi onunda kızı öldü biliyor olmasını açıklayamazdı.
Yemekten sonra Albinaya banyo yapmasına yardım eden Rebekka üstünün sırılsıklam olmasına rağmen ilk kez gerçek anlamda keyifli zaman geçirmişti.
Albina mışıl mışlıl uyurken Rebekka hala uyuyamıyordu ve işte o an telefon çalmaya başladı ,kızı uyandırmamak adına Rebekka konuşmayı dışarıda gerçekleştirecekti.
Numara Benjamin diye kayıtlı olsa bile Rebekka kim olduğunu iyi biliyordu.
-ne istiyorsun?
-nerdesin sabahtan beri seni kaç kez aradım haberin var mı?Dışarı çıktığımda kızı alıp gittiğini söylediler.
-orda beklemem için bir neden yoktu.
-haa hala kızgınsın demek ,nerdesin söyle oraya geliyorum
-gerek yok ,ilk günden bana yalan söylerken nasıl eğlencelimiydi? Yani yetimhane yalanını diyorum ,neden Reynoldun oğlu olduğunu sakladın?
-bunun için,benden nefret etmemen için
-gerçekten mi ?Ne var biliyormusunuz hiç biriniz iyi değilsiniz ,hepiniz sürekli yalan söyleyerek yaşıyorsunuz ama ben bunu istemiyorum ,
yalan ve sahte bir dünya istemiyorum ,bu konuşmayı da aramızdakı artık herneyse onu da bitiriyorum
-Rebekka beni dinle bunu yapamazsın,beni dinlemeden tüm hikayeyi anlamadan aldığın bir küçük parçayla hüküm veremezsin
-sana daha öncede söyledim ben yapboz olayını sevmediğim gibi yakınlarımında bana yalan söylemesini kaldıramıyorum.Baban ve sana hayatında başarılar benden uzak durun
Rebekka telefonu kapattı ve arabaların geçtiği yola fırlattı .Artık kimsenin ona ulaşmasını istemiyordu.
Odaya geri dönmek istiyordu ama arkadan birinin onun kolundan tuttuğunu görünce , para isteyecek kimsesiz biri sandı arkaya döndüğünde gözlerine inanamadı.
-burayı nasıl buldun?
Nicklaus uzun bir kovalamaca sonrası nefessiz kalmıştı bu yüzden önce yüzüne dökülen saçlarını geri itti ve derinden bir nefes aldı
-senin kaldığın oteli bulana kadar koştuğumu biliyormusun saatini neden arabada bırakmışsın,onun olduğu yerde birkaç otel var diye ben hepsinde seni aramak zorunda kaldım.
-teşekkür bekliyorsan ,boşuna peşimden gelmeni söylemedim ayrıca ne zamandan beri beni saatimden takip ediyorsun?
- eve geldiğin ilk günden ,Benjamini oynuyorsam onun tüm yaptıklarını yapmam gerekti,iyi ki de yapmışım yoksa senin çoktan başın belaya girerdi
-en büyük bela sensin şuan
-kocan olarak beni kırıyorsun ,farkındamısın.
-o evraklar Benjamin tarafından yakıldı ve sende ki ,Siya ile evlendin ,e nerden kocam oluyorsun.
-Evraklar yüz kere yakılsın sistemde hala karım olduğun yazılı,ayrıca Benjamin iti senin turnuvada öldüğünü açıkladığı için tekrar evlenirken bu sorun olmadı,ama şuan sen hayattasın ve bu demek oluyor ki,senin de benim gerçek karım olduğun hala sistemde kayıtlı
-karın mı sen de baban gibi iyi yalancısın sen beni asla sevmemişsin ,
şimdi beni düşündüğün için burdasın numarası yapma
-peki,öyleyse neden burdayım,yook bu böyle olmayacak
O etrafına baktı ve birden Rebekkanın bileğinden tuttu ve otele doğru gitti .
-ya bırak,sen ne yapmaya çalışıyorsun
-biraz bekle
dedi ve karşısındakı kadına döndü
-iyi günler ,söylermisiniz hanımefendinin kaldığı odanın yanındakı oda boş mu?
-sizin oda 218 di değil mi?
Rebekka kafasıyla onayladı
-bakıyorum,efendim 219 numaralı oda şuan boş
-güzel
Nicklaus odanın kapısını açtı ve bir kaç dakikadır elini bırakmadığı Rebekkaya döndü ,Albinaya bakmak istiyorsan bak ama hemen de geri gel benim oda da konuşucaz
Rebekka elini onun elinden zorla kopardı
-ben yorgunum sonra konuşuruz
-tamam o zaman bende senin odaya geliyorum ,bu gün tüm soruları cevaplamak istiyorum
-off ,bekle uyuduğundan emin olayım geri gelirim.
Bir kaç dakika sonra kapı çok sessiz bir şekilde tıklatıldı.
Nick hızlı addımlarla kapıya doğru gitti.
-hoş geldin
-tamam hadi ne söyleyeceksen çabuk söyle sonra da otelden git.
Rebekka bunu söylerken Nicklausu incelemekten de vaz geçmemişti .
O az evel giydiği gözleriyle uyumlu mavi kazaktan kurtulmuş yerine sadece gri bir tişörtle oturuyordu.
-Bunu sana söylemedim çünkü benim babamla aramız iyi değil,senin de benden böyle kaçacağını biliyordum,çünkü o da Benjamin kadar insanların hayatıyla oynamış biri ve ben malesef onun oğluyum , üstelik aramızda bir uçurum var ,bu durum kazadan aylar öncesinden böyleydi.Kaza sadece bunun ne kadar derin olduğunu gösterdi.Hatırlıyormusun sen benim dosyamı okurken doktorların kazadan dolayı benim hafıza kaybı yaşadığımı ve o kadar ameliyat sonrası kendime kapandığımı söylemişlerdi.Bunu normal bir düşünceye sahip kimse kaldıramazdı.Düşün senin ve yanındakı insanın hayatını mahv eden adamın organları sana yaşamak için hayat veriyor ve sen tüm bunları hatırlamıyorsun,yanında kimin olduğunu ,neleri sevdiğini,hangi müziği dinlediğini aileni hiçbirşeyi hatırlamıyorsun ,sanki geçmişin hiç var olmamış gibi ve baban olacak adam tüm bunları seyirci olarak sadece izliyor.
Rebekka üzgün bakışlarla Nicke doğru gitti ve sessizce onun yanında oturdu.
-Ben bazı videoları izledim ,yani senin turnuvaya katılmadan önceki hallerini gördüm ve senin nelere katlandığını biliyorum,bu çok zor birşey ,ben kesin delirirdim,ama bunda Nickin yani sana verilen ismin gerçek sahibinin de suçu yok ,o istermiydi ki orda öylece hayatı sona ersin
-evet biliyorum onun dosyasını okudum ,ama onu affedemiyorum ,onun yüzünden kaç insanın hayatı mahv oldu,hatta ben ilk günler kafayı yemiştim ,hiç tanımadığım insanların konuşmaları ,tüm vücudumun dikişler içinde olması beni tamamen yıkmıştı .Sonra onlar guya beni iyileştirmek adına benim yaşamam için ailemin durumundan bahs ederken , benim para için turnuvaya katıldığım ve yaralandığım yalanıyla beni gerçek bir ateşe attılar,bunu babamın yaptığını anlamadan ben bir yalanla ilk kez gördüğüm aileye yardım etmeğe çalıştım, aylarca ,yıllarca acımasız bir katil olma yolunda ilerlerken ,babamın bunu sadece izlemesini düşününce ,ben babamı affedemiyorum o da Benjamin gibi hırs ve lüks hayatı için herkesi harcar,tıpkı beni harcadığı gibi.Biliyormusun sana bu yüzden yetimhanede büyüdüğüm yalanını söyledim ,çünkü bana söyledikleri hiçbir şeyi ben kabul etmek istemiyordum,bu yüzden sürekli sana destek olmak istiyordum ,benim yaşadıklarımı yaşama diye,ben ilk turnuvada intihara bile kalkmıştım ama beni sürekli şok terapiye götürerek kendince akıllandırmaya çalıştılar.
Acımasız kurallar ve insanların içinde kısa sürede ben kendi kaygı ve endişelerimden kurtuldum ve gerçek bir canavara dönüştüm,hiç olmadığım ama bana sunulan benliği kabul ettim.İki yılın sonunda bende zorlu şartlarda artık yaşamak için mücadele ediyordum.Bazen geceler tuhaf rüyalar görür ,yaşadığım bu hayatın bana ait olmadığını düşünüyordum .İşte bu yüzden bir ara sürekli antidepresan kullanıyordum.Acımasızlığa karşı kafamı dağıtmak için kullandığım ilaç , o güne kadardı........
Yemekte olduğum zamandı hiç unutmuyorum ekranda hapisaneden yeni oyuncu geliyor yazısını duyduğum an senin resmini gördüm ve garip ama ekranda gördüğüm o bakış bir çok acıyı yaşayan ama yıkılmayan güçlü "pes etmeyeceğim" bakışıydı..Senin ilk gelişin dün gibi aklımda ben sende aslında kendimi görüyordum,tuhaf ama geçmişini hatırlamayan adam yeniden mutlu olmak için aşka heves etmişti. Biliyordum sana yaklaşmam Benjamini karşıma almam demekti,yine de senden uzak duramıyordum.Aramızda özel bir çekim vardı ve bu beni mutlu ediyordu. Sanki 33 yaş değilde 17 yaşındakı çoçuk gibi heyacanlıydım o zamanlar. Dedim ya geçmişini hatırlamayan adam aniden kalbine yerleşen aşkla mutlu olmaya çalışıyordu.
Seninle ilk gizli randevuya gittiğim yer ,ilk sana dokunduğum ,öptüğüm hatta yağmurlu gün çölde savaştığımız zaman ikimizin de aynı gün hastalanmamız ve revirdeki o gece birlikte uyumamız hepsi benim hayatımdakı boşluklara renk verirken ,sonrası benim hafıza siliciye gitmemle mahv oldu,meğerse babamda benim mutlu olduğum o dünyadan çabuk ayrılmamı istiyormuş.
-duyduğum kadarıyla hafıza silici sana geçmişi hatırlamana yardım etmiş .
-bende hep merak ediyordum,Benjamin senin öldüğünü sana bile nasıl kabul ettirdi,beni kullandı değil mi?.Ama evet ben uyandığımda kazaya kadar olan herşeyi hatırlamıştım .
-ama bizi unutmuşdun (hahaha Rebekka gözlerinden akan yaşı gizlemeğe çalışırken gülümüyordu) çok aşağlık bir dünya ama yinede seni suçlayamam
Rebekka bakışlarını bileğine götürdü.
-sonuçta bende seni unutmuştum,ama neden,neden benim yerimi dolduracak kişi Siya olmak zorundaydı
-uyandığımda ben Benjaminin kendi laboratuvarındaydım,hani ikimizi de öldürmek istediğin o yerde ,ben tam tamına orda 45 gün geçirdim.Benjamin bana kendinin değil babamın yaptıklarını anlttı ,o gün ben Jeniferin kalbini Siyaya nakl edildiğini öğrendim ,beni
lanet kafes dövüşüne babamın gönderdiğini söyledi ve ben bu kezde istemeden Benjaminin kuklası olmuştum,tabi o yer bana bir kez daha yabancıydı ve benimle ilk konuşan Siya olduğu içinde ben o kızda Jeniferi görmeğe başlamıştım. Zaman gidiyordu ve ben artık hangisi gerçek hangisi yalan bunu bilmiyordum.Sonrası senin aniden arenada kendini vurmak için plan yapman benim kafamda saatli bomba yerleştirmiş gibiydi,o gün okuduğum mektubum sanki benim vicdanımı konuşturmuştu,birşeyler yapmak istiyordum,seni hatırlamasam bile birşeyleri değiştirmek istiyordum.
-ben seni anlıyorum ,benimde hafıza siliciden sonra sürekli tuhaf rüyalar görmem beni delirtiyordu, birde beni gizlice dinlediğini
öğrendiğimde ,seni anlamak için odanda biraz araştırma yapmak isterken hayatımın en önemli kayıp parçasını bulacağımı bilmiyordum.
-peki neden o gün benim başka biriyle gitmem için ölümüne mücadele ettin
-çünkü son kez senin gözlerine baktığımda ,orda benim olmadığımı anladım
-demek sen o zaman beni hatırlamıştın......
-evet yazdığın o notu okuduğum akşam uyurken bir çok şeyi hatırlamıştım.
-aptal o zaman beni vurman gerekiyordu kendini değil!
-seni bir kere kayb etmiştim , yeni sen benim sevdiğim adam olamayacak kadar soğuk ve yabancı bakışlara sahiptı .Onu öldürmem benim için hiç birşeyi değiştirmeyecekti.
O sırada Nicklaus o günü tekrar hatırladı ve elini Rebekkanın yüzüne götürdü ve Rebekkanın ona bakmasını sağladı.
-affet beni
Gözlerinden dökülen yaş aslında bir çok şeyi dile getiremediğine işaret ediyordu , söyleyeceği tek kelime bu olsa bile o an içindeki duygu değişimi onu ani kararlar almasını sağladı ve Nick Rebekkanın dudaklarına doğru eğildi.Onu içindeki tüm acıları söküp alana kadar ,kayb ettiği ,mahv ettiği tüm zamanı telafi edecek şekilde onu derin ve içten öpmek istiyordu.Geçmişin mutlu anlarının tekrar canlanması ,çiçek açması an meselesiydi ve Nicklaus bunu yaşamak istiyordu,şuan hava,su kadar ihtiyaç duyduğu şey, tek istediği tekrar o dudakların sıcaklığını dudaklarında hiss etmekti.
O sıcaklık kalbine ve tüm vücuduna bir ilaç olacaktı ve
Nicklausun itiraf etmek istemediği ,sakladığı şey Siyanın yanındayken bile o Rebekkayla geçirdiği zamanlara dair sürekli hatıraların canlanması sonucu sürekli rüyadan terler içinde ismini sayıklayarak uyanmasıydı.
-üzgünüm ama benim affedemediğim şeyler var.......ve bu yüzdende ben bazı şeyleri geride bırakmaya karar verdim
dedi Rebekka ve Nicklausu eliyle durdurdu.
-iyi geceler
-Rebekka ..ben ..
Ama Rebekka odayı çoktan terk etmişti.
[Tıpkı o şehire katili bulmağa gittiği gün gördüğü manzara gibi ,Nicklausu başkasıyla mutlu şekilde görünce artık tamamen aşka olan inancı ölmüştü,şimdi ne yapsa aklı affetse de ,kalbi Nicklausu affetmiyordu ve sadece güzel hatıralarla yaşıyordu]
Sabah erkenden Rebekka Albinayla birlikte oteli terk etmişti ve geriye sadece saat ve bir not bırakmıştı
"Geçmişi geçmişte bırakalım"
Böylece Rebekka artık Nicklausun onu saat yardımıyla bile bulmasını istemiyordu.
Nicklaus notu avucunda sıktı ve saati götürünce ordan ayrıldı .
Kaguya oteline vardığımızda kapıdakı güvenlik benim giriş kartımı uzun uzun inceledi .Ben artık onun bizi geri çevireceğini düşünürken o kapıların açılması için işaretler yaptı.
Bayan Kaguya her zamankı şarmıyla bizi kapıda beklıiyordu.Uzun boylu geniş suratlı kırmızı şık giyimli tam bir japon kadınıydı
etrafında bir kaç koruması olmasına rağmen kadın benim arkamda saklanan Albinayı görünce ,korumalara gitmesini söyledi.
-bakıyorum yine burdasın ,bu seferki ziyaretini neye borçluyuz?
-bayan Kaguya görüyorum o olayı unutmamışsınız
-Rebekka senin namını çok duydum ,duyduklarım kadarıyla da sen Benjamin ve Reynoldun kirli oyunlarında en dürüst kararlar verecek biriydin .Ama yine o ikisinin görevi yüzünden geldiysen açıkca söylüyorum senin derini boğazından çıkarırım,üstelik adamlarım bunu ilaç kullanmadan çok güzel yapıyorlar .
-hayır,gördüğün gibi ben yalnız gelmedim,emin ol artık onlarla bir bağım kalmadı.
-benden ne istiyorsun?
-yaşanılır bir ev
-kimden saklanmak istiyorsun diye sormayacağım ,dost düşman fark etmez sana istediğin korumayı vereceğim .
-Lee hemen buraya gel
Böylece benim ve Albinanın Kaguya otelinde yeni hayatımız başlamak üzereydi,herşeyden ve herkesden uzak bir şekilde,ama derler ya "mutluluk kelebek ömrü kadardı" diye işte bu gerçektende öyle
Burda geçirdiğim iki hafta bana çok iyi gelmişti,ilk kez endişe ve kaygım kayb olmuş ,rahatlamıştım.
Otel odamız büyük ve iç içe 2 yatak odasına sahipti. Albina şuan yeni okul yılı için ders kitaplarını inceliyordu.Bu şehir ikimiz içinde iyi bir fırsattı ve ben ,ufacık da olsa hastalığımın git gide beni bitirmesini bile unutmuştum,sadece Rufianın tedavi için gönderdiği ilaçları kullanıyordum ve onu yalnız akşamlar kullanıyordum çünkü ilaç tüm sinirlerimde uyuşukluk yaratıyordu ve sonra biraz acıtıyordu.Bu yüzden Albina uyurken ben ilacı alır ve buz banyosu yapıyordum ,bu acıyı biraz hafifletiyordu.
Yine banyo için hazırlanıyordum ,birden kapı çaldı,üstümü giyindim ve kapıya doğru gittim.
-evet?
-hemen benimle gelin bayan Kaguya sizi görmek istiyor.
-geliyorum
Kapıyı kapattım ,ona iki dakikaya geleceğimi söyledim ama sezgilerim bana bu işte bir terslik olduğunu söylüyordu.Ben hisslerimde asla yanılmam ,tamam belki aşk konusunda yanıla bilirim,ama konu güvenlik olunca asla yanılmam .Ben sessizce Albinanın odasına gittim ve ona dolapta saklanmasını 17 dakikaya geri dönmezsem verdiğim küçük cihazdakı kırmızı düğmeye basmasını istedim ,bu cihaz Rufiaya" imdat çağrısı "gönderecekti.Ben yine bıçağımı aldım ve onu bacağımda sakladım .Adama gidelim işaresini yaptım ve onun peşinden gittim .Aşağı kata indiğimizde otelde bana hiç tanıdık olmayan bir kaç kişi gördüm.
-Bayan Rebekka bizimle gelmeniz gerekiyor.
Artık emindim bu işin sonu hiç iyi bitmeyecekti.
Gece yarısı ve insanların etrafta olmaması onların işine yaramıştı ,biz otelden çıkmak üzereydik ,siyah bir arabanın hızla bize doğru geldiğini gören, yanımdakı adam hızlıca elini cebine götürdü ,birşey çıkarmaya çalıştığını gördüğüm an sanki ben kendime geldim ve ona dönüp kafa ,sonra yumruk attım .Onun toparlanmasına fırsat vermeden onu tekrar vurmaya başladım.O sırada Kaguyanın adamları arabadan inmiş ,yabancıları temizlemeğe çalışıyordu,ben gözlerimle Kaguyanı ararken kadının iki adamıyla birini takip ettiğini gördüm bende peşlerinden gittim .Onlar yabancının peşinden bir eve girdiler ,ben kapıya vardığımda silah sesleri duydum ve hızla sesin geldiği yöne gittim ve adamın Kaguyanın iki elamanını da öldürdüğünü gördüm ve tam da Kaguyayı vurmak üzereydi, ben heyacan ve endişeli bir şekilde bıçağımı aradım ve bulduğum an adama fırlattım.Adam yaralandı ama öfkeli bakışlarıyla bana bakarken , silahtan bana ateş etti .Kaguya yerden aldığı silahla hiç tereddüt bile etmeden adamın kafasına kurşun sıktı ve ben sadece adamın son anda isabet ettiremediği ateş yüzünden elimden yaralanmıştım ,dahası kurşunun çizip geçmesi sonrası ufak bir yara ile kurtulmuştum.
Kaguya bana doğru geldi ve omuzuma elini bıraktı
-iyi işti,beni kurtardın
-sen mi ,ben mi? Kim kimi kurtardı belli değil
-biri bana not göndermişti ,ben adamlarımla tüm dikkatimi görüşmeye verdim,meğerse asıl plan içeriye geçmekmiş.Kız nasıl iyi mi?
O bunu söyleyince ben Albinayı hatırladım ve hemen koşarak odaya gittim .Ona birşey olmasın diye dua ederek dolabın önüne vardım .Dolabı açtığımda Albinanın kulağında kulaklık uyuya kaldığını gördüm .Derinden nefes aldım ,umarım silah seslerini duymamıştır,onu uyandırdım ve uyuması için odasına götürdüm .
O uyku dolu gözlerle bana baktı ve birşeyler mırıldandı
Ama tek duyduğum"üzgünüm teyze ben uyuya kalmışım ,sen bana ne söylemiştin,unuttum" sözleriydi,bu iyidi onu uykudan uyandırıp dolaba sakladığım için kızın korkmasından endişeleniyordum .Ama görüyorum boşuna endişelenmiştim .Kulaklığını kulağından çıkardığımda orda🎵 imagine dragons -believer🎶 şarkısı çalıyordu.Ben tüm cihazları kapattım,bu gün olanları Kaguya ve adamlarıyla konuşmak için çok geçti ,bu yüzdende yatağıma doğru gittim ve uyumak için ilaç aldım,almasam bu gün gördüğüm ölen insanlar yüzünden uyuyamayacaktım .Sabah erkenden uyanınca Albinayı da uyandırdım ,kahvaltı sonrası onu Kaguyanın adamları ve bir bakıcıyla çoçuk parkına gönderdim ve hiç vakit kayb etmeden Kaguyanın odasına gittim.
- Rebekka ,iyi uyudun mu?
-gördüğünüz gibi,hayır ,dün olanları açıklamanızı bekliyorum .
-ah o mu küçük kendini beğenmiş bir çete ,sen kafanı yorma ,yiğeninle güzel vakit geçirmene bak.
-bu küçük bir çetenin yapacağı intikam planı değildi,adamların hedefi bendim .
O an kapı çaldı ve ben onu gördüm .
-Nicklaus???
Nicklaus içeri girdiği gibi endişeli bakışlarla Rebekkayı inceledi.
-Nick hoş geldin?
Rebekka yine şaşkın suratla bir Kaguyaya,birde Nicklausa baktı.
-siz tanışıyormusunuz?