When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
~Elvan~ Yemek yiyip evin işini görmeye başladığımda Roza, bir adam ve kadınla çıkagelmişti. Anam onları içeriye buyur ettiğinde Roza, hiç konuşmadı. Anama bile bakmıyordu. Ruhu çekilmiş gibiydi. Sebebini merak ettiğimden anamın yanına oturup isminin Hidayet olan adamın ya da Gülsüm denilen kadının buraya geliş sebeplerini demelerini beklemiştim. “Kötü bir şey yok değil mi?” diye tedirginlikle sual eden anamla, adam konuşmaya başladı. “Roza, bundan sonra burada evinde kalacak! Konağa gelmesine gerek yok!” demesiyle hayrrt ederken “Ne?” dedim. “Roza, Haşimoğulları'nın gelini değil artık!” Gülsüm’ün dediğiyle sevinmeye başlamıştım. “Ne dersiniz? Kim bunu der!?” diye telaşla soran anamla keyifle diyeceklerini bekledim. “Rezvan Ağa, bugün yarın hakkın rahmetine kavuşacak! Kızınız