6. Bölüm: Kumana Dikkat Et

1309 Words
~Berfin~ Rezvan'ın kaldığı odaya gelsem de Rezvan'ı görmemiştim. Hakit'i bulup Rezvan'ın nerede olduğunu sual ettiğimde gittiğini amma nereye gittiğini bilmediğini söylemişti. Elim yüreğimde korkuyla beklerken tek temennim dayımın, ninemin dediğini yapmaya razı olmamasıydı. Ninemle konuşmak istesem de beni dinlemeyeceğini biliyordum. “Amma Rezvan’ın bundan hemen haberi olması, bunun için bir şey yapması gerekir!” Aksi hâlde ninem kararından geçmeyecekti! Zira ninem için ahalinin Rezvan hakkında konuştuklarını susturmak her şeyden mühimdi! “Rezvan’ın canından bile!” Rezvan gelene kadar, konaktan gitmek istemediğimden anamı, ağaların toplanıp toplanmayacağını dayımdan öğrenmeden eve gitmeyelim diye ikna ettim. Anamda Rezvan için endişe ettiğinden kabul etmişti. Ne vakittir avluda oturup Rezvan’ı beklememe rağmen gelen yoktu. “Konağa dönmeyecek mi?” Rezvan'a bunu demeden buradan gidemezdim amma anam gidelim derse de bir şey diyemem. “Ne yapacağım?” Anama, ninemin kararını söylesem burada kalmama asla izin vermez, bilirim. “Saliha’yla konuşayım!” Eve gitsem bile Saliha, Rezvan’ın geldiğini bana haber ettiği gibi konağa gelip ona her şeyi derim! Eve girmek için yerimden kalktığımda “Berfin!” diye gelen sesle başımı çevirdim. Ezo, bana doğru koşa koşa geldi. Elimi tutup nefesini düzene koymaya çalıştı. “Ne oldu? Kötü bir şey yok değil mi?” diye korkuyla sorarken etrafıma bakıyordum. “Sana mühim bir şey demem gerek!” Sesi telaşlı çıkarken başını kaldırıp etrafa baktı. Kapıdaki adamlar dışında kimse yoktu. “Bu hâlin ne? De hadi!” dememle elimi tutup yürümeye başladı. Ceviz ağacının altına girip “Rezvan, benle evlenmeyi kabul etmedi!” demesiyle ninemin söyledikleri kulağımda yankılanınca başımı eğdim. “Bilirim!” “Berfin, Rezvan’a bir şey olsun istemem!” diye ağlayarak konuşmasıyla başımı kaldırdım. Gözünden yaş akarken elinin tersiyle yüzünü sildi. Ninemin kararından haberi olup olmadığını bilmediğimden “Rezvan’a bir şey olmaz!” dedim. Başını sağa sola salladı. “Son çıkan dedikoduyu sen de bilirsin!” demesiyle sustum. “Berfin, benle değil başkasıyla bile evlenmesine razıyım! Yeter ki ona bir şey olmasın!” demesiyle acıyla yüzüne baktım. Ezo, Rezvan’a âşıktı, bilirdim amma Rezvan, hiçbir kadını görmediği gibi onu bu denli seven Ezo'yu da görmüyordu. “Bir şey mi bilirsin?” dediğimde başını yere indirdi. Koluna dokunduğumda “Ninem, babamla ilk konuştukları vakit; Rezvan, benle evliliği kabul etmese canını alması için emir vereceğini söyledi!” demesiyle elim havada kaldı. Başını kaldırıp yüzüme baktığında “Ninem bu kararı vermez değil mi?” diye korkuyla sordu. “Bunu ilk duyduğunda ne diye Rezvan’a söylemedin!” diye kızdım. “Ninem, Rezvan’a benle evlenmeyi kabul etmezse canını alacağını açık açık diyeceğini de dedi.” Rezvan, ninemin onun canını almaya karar vereceğini biliyor mu? Buna rağmen mi Ezo’yla evlenmeyi kabul etmedi? “Rezvan, burada değil! Ne vakit gelir bilmem.” “Amcama diyelim, belki ninemin kararından haberi olursa ninem karar vermeden onu vazgeçirebilir!” Dayım biliyor ki amma ninem, ona rağmen vazgeçmedi! “Biz Rezvan’a diyelim!” dedim ve etrafıma baktım. Kimseyi görmeyince Ezo’ya döndüm. “Rezvan, gelene kadar burada kalabilir misin?” “Kalırım!” demesiyle mutlu olmuştum. “O vakit ben eve gittiğimde Rezvan, gelirse hemen onunla bu meseleyi konuş!” Gözlerini tekrar yere indirince “Ezo, bu utanman gereken bir mesele değil!” dememle “Utanmaktan değil. Onunla konuşmaya çalıştığımda dilim dönmüyor! Laflar ağzımda eksik eksik çıkar. Vaziyetim öyle olunca da Rezvan, sinirlenip Saliha ablayı çağırıyor. Diyeceklerimi ona söylememi istiyor!” dedi. “Yine de konuşmaya çalış amma öncesinde bana haber yolla. Hemen gelmeye çalışacağım.” Yüzünde tebessüm oluşurken “İnşallah ninem, bu kararından vazgeçer!” diye dua etmesiyle amin dedim. Kulağıma gelen seslerle kafamı çevirdiğimde Zayan’ı gördüm. Arkasında birkaç adamla konağa girdi. “Ne oluyor?” diye soran Ezo’ya cevap vermeden ceviz ağacının altından çıkıp konağın ortasına geldim. Zayan’la yüz yüze gelirken “Demek daha buradasın!” dedi. “Ne diye geldin Zayan!?” dememle tebessüm etti. “Kumanı almaya geldim!” demesiyle sakin kalmaya çalıştım. “Ne oldu? Sesin çıkmaz oldu Berfin!?” demesiyle elimi sıktım. Zayan, yüzünü konağa çevirdiğinde dayım dışarıya çıktı. “Ne diye çıkıp geldin Zayan!?” diye öfkeyle bağıran dayımla Zayan, kaşlarını çattı. “Sakin ol Cafer Ağa, oğlunu görmeye gelmedim. Onun işini aşiret ağalarıyla tez vakitte göreceğim zaten!” Ezo, koluma dokunmasıyla beklemesini işaret ettim. “Zayan, ağzından çıkana dikkat et! Asabımı bozma! Al adamlarını evine dön!” diye bağıran dayımın neden bu denli kızgın olduğunu bildiğimden onu daha fazla kızdırıp üzmemek adına “Zayan, Rezvan evde değil. Diyeceklerini aşiret ağaları toplanınca dersin.” dedim. Zayan, bana döndüğünde “Rezvan’ı değil, Roza’yı isterim!” demesiyle sustum. “Ne de olsa yakın vakitte-” “Rezvan, gelmeden buradan tek bir yaprak dahi alamazsın!” Dayımın sesiyle Zayan, dayıma döndü. Sinirli bir sesle “Cafer Ağa, Roza’yı ver gideyim mesele çıkmasın!” demesiyle “Ne meselesinde çıkacak Zayan!” diye bağıran nineme döndüm. Ninem değneğini yere vura vura yanımıza gelirken Zayan, bir adım geri gitti. Ninem, sert sert Zayan’a bakarken “Al adamlarını git buradan! Rezvan dönünce de kızı da köyüne gönderecek!” demesiyle Zayan, derin bir nefes aldı. “Nikâhıma alacağım-” Ninem, elini kaldırıp Zayan’a susmasını işaret etti. “Zayan, yerini şaşırma! Kızı istemeye bile daha gitmemişken gelip burada karınmış gibi konuşma!” Zayan, derin bir nefes alıp “Öyle olsun Pîrê Zeman. Tez vakitte ister, sonra yanına gelip elini öptürürüm!” dedi ve bana döndü. “Gel beni geçir.” demesiyle yerimden hareket etmedim. Öfkeyle yüzüne bakarken “Geldiğin gibi git!” dememle kaşları çatıldı. “Berfin, kocanı geçir!” diye buyuran nineme hayır dercesine baktım. “Zayan, kendi gidecek ana!” diye konuşan dayımla rahatlarken ninem, ters ters yüzüme baktı. Ninem, dayıma ve Ezo’ya içeriye girmesini söyleyip beni Zayan’la yalnız bıraktılar. Zayan, elini sakalına götürüp sakalını kaşıdı. “Diyeceğini çabuk de Zayan!” dememle “Hazır buradayken Roza’ya dikkat et Berfin! Yakın vakitte kuman olacak! Yanlış hareket etmesin!” demesiyle “Defol!” dedim. Sesim titrerken kafasını sallayıp arkasını döndü. Gözümden yaş akarken dilimden beddua dökülmemesi için dilimi ısırdım. ★★•★★ ~Elvan~ Ablamı alıp Rezvan Ağa'nın konağına götürmeleriyle anamla birlikte amcamın yanına gelmiştik. Amcama her şeyi dememize rağmen beklememizi söylemişti. Ablam geri gelmezse konağa gideceğimizi söylemişti. Anam kabul etmese de amcam, beklememiz meselesinde son kararını verince anamla eve gelip beklemeye başladık. Fakat anam yerinde duramayınca tekrar amcamın yanına gidip onsuz gideceğimizi söyledi. Amcam, anama bağırsa da anam geri adım atmayınca beni de yanına alarak yola çıkmıştık. Sonunda Rezvan Ağa'nın konağına geldiğimizde hava kararmıştı. Kapıdaki adamlar kim olduğumuzu sual ettiğinde amcam olanları anlattı. Bir adam yanımıza gelip bizi içeriye almıştı. Ardından da ablam yanımıza gelmişti ve beraber bir odaya gitmiştik. Biz odaya giderken de bir adam amcamı alıp gitmişti. Anamla ablam birbirine sarılırken ablam ağlıyordu. Sıranın bana gelmesini beklerken ablam, anamdan ayrılıp bana baktı. “Bana neden demedin?” demesiyle ne demek istediğini anlamadım. “Neyi?” dememle anamın yanından kalkıp yanıma geldi. “Gönderilen haberi!” demesiyle Rezvan Ağa’nın teklifinden bahsettiğini anladım. “Ne diye demem gerekir ki? Sen olmasan başkası olacakken elimize gelen kurtuluşu neden elimizin tersiyle itelim!?” dedim. Gözleri dolarken “Fakirlikten kurtulmak için kuma olmama razısın!” dedi. Sakin olmaya çalışarak “Abla, nikâhının kıyılacağı evliliğe ne diye namussuz gözüyle bakarsın!?” diye bağırdım. “Elvan!” diye bağıran anamı duymadım. Ablam gözünden akan yaşı silip “Kuma olmayacağım!” dedi. Anama dönüp “Zayan Ağa’ya da anasına da de! Kuma olmayacağım! Vazgeçtim!” demesiyle hayretle ablama baktım. Bana dönüp “Fakir kalma-” “Ne dersin!?” diye öfkeyle bağırıp lafını kestim. Yanına varıp “Zayan Ağa’nın bize vereceği kurtuluşu başkasına mı vereceksin!” diye bağırdım. Elini kaldırıp yüzünü işaret etti. “Kuma olmayı kabul ettiğimden yüzüme tükürüldü!” diye bağırdı. Duyduğumla inanmayarak ablama bakarken “Üzerine kuma gelen bir kadın, kuma olmayı kabul ettiğimden yüzüme tükürdü!” diye ağlayarak bağırmasıyla sustum. Anam, yerinden kalkıp ablamın yanına gelirken ablam hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Anam, ablama sarılıp onu teskin etmeye uğraşırken birkaç adım geri gittim. Ablamın yüzüne mi tükürmüşler? Neden? Kuma olmak kötüdür amma bunu kabul eden ilk kadın ablam değil! Rezvan Ağa, ne diye bunu yaptı?..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD