| 13 | KALP SESİ
1516 Words
Normal bir Lord olması gereken, insanların ‘normal’ bildiği Lord olan Coren halıya oturmuş ve belime sarılarak başını karnıma saklamıştı.
Cilt bakımı için gelen kadın güler yüzle bu görüntüye baksa da bu hiç iyi bir izlenim değildi.
HANGİ LORD BÖYLE BİR ŞEY YAPARDI Kİ?
Saçma sapan hareketler yapıp kadını şoka sokmasın diye sarılmasına izin vermiştim güya…
Kadın gelmeden önce onu enfes bir şekilde siyah ve kırmızı tonlarında giydirdim. Saçını dağınık bir modelle şekillendirdim ve an itibariyle ilah gibi bir görüntü verdim. Sandalyeye oturttum, bacak bacak üzerine attırdım, sol dirseğini yaslanma kısmına koydurup çenesini de elinin üzerine koyarak ona küstah ve seksi bir hava verdim.
Kadının yaklaştığını duyduğu anda yerinden fırlayıp bebek gibi kucağıma yattı.
Neyse. Başımızı belaya sokacağımıza ara sıra çocuksu şeyler yaptığını söylesem daha iyi olur.
“Lordum, izin verirseniz cildinize bakayım.” Kadın da kucağıma eğilip Coren’a baktı ama hemen sonra yüzü şaşkın bir hal aldı.
“Ne oldu?” Dedim panikle.
“Tek sorun kusursuz olması! Onun için yapabileceğim bir şey bile olmayabilir. Birazcık dokunabilir miyim acaba?” Kadına bakmadan kaşlarını iyice çattı ve bana biraz daha sokuldu. “Rahatsız olduğunuzu biliyorum. Sizi hiç zorlamayacağım.”
Aslında kadın oldukça sessiz ve nazikti. Bence bunu başaracaktık.
“Core-Lord Coren, ayağa kalkar mısınız?” Dedim kollarını nazikçe okşayarak.
Huysuz bebek istemese de doğrulduğunda kadın onun en fazla göğsüne geliyordu. Coren devasaydı. Hele o kaslı omuzları, geniş kolla-
ŞEYTAN: ARTIK BANA GEREK KALMAMIŞ! BYE.
Kadın ona elini uzatmasını söylediğinde kalpten gidecektim ama söz dinleyerek elini kadının avcuna bıraktı. “Rahatsız oldunuz mu?”
“Hayır.” Bu harika.
Ama nedense biraz koydu bana.
“Biraz cilt bakımı deneyelim mi?”
Kadın sorusuna cevap beklerken Coren bana döndü ve benden onay bekleyen bir bakış attı. Bu zamana kadar hep kararları ben verdiğim için normaldi ama ben gittiğim zaman kendi kararlarını vermesi gerekecekti. Bu yüzden onu desteklemek istedim.
“Bu senin kararın.” Gülümsedim.
Ama onun yüzünde kafasının karıştığını gösteren bir ifade vardı. Tuhaf bir şey görmüş gibi bakıyordu. Cevap veremedi ve öylece kalakaldı.
“Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz. Daha sonra çağırırsanız gelirim. Size hizmet etmek için buradayım.”
“Tamam.” Derken stres olduğu belliydi. Yan gözle sürekli beni izliyordu.
“İstiyorsan deneyelim, istemezsen de kalsın. Ben yanında olacağım.”
Bakışlarımdan güç aldıktan sonra kafasını salladı. “Yapalım.”
Kadın bizi tam bir soylu selamlamasıyla uğurlayıp hazırlık yapmaya gittiğinde Coren’da onu aynı soylu hareketle selamladı. Her şeyi öğrettiğim gibi ve eksiksiz yapıyordu. Görüntüsü ve hareketleri saçmalamadığı zaman birebir asil bir adam gibiydi.
Vay be, soyluların dünyası.
Tek yapmam gereken Coren’ı oraya yerleştirip…Gitmek.
🐶
Bayan Jane ve Coren az önce banyoya girmişlerdi. Ben de kapının dışında volta atıyordum.
Önemli bir şey olursa seslenmelerini söylemiştim ama Coren’ın alışması için dışarıda durmak daha doğru gelmişti. Kapı kapanırken bana efkarlı bakışları atsa da bunu yapmalıydım.
Evet. Doğru olan bu.
Kadına zarar verir diye korkuyordum ama bunu yapmayacaktı. Onun bir tehdit olmadığını bildiği için kendine hakim olacaktı.
“Hayır.” Diye bir ses geldi içeriden. Tam panikle kapıya yapışıp içeri dalacakken durdum. Bağırmadı, çığlık atmadı ya da hırlamadı. Sadece sakince hayır dedi.
Gevşemem lazım. Ona güveniyorum, bunu başaracak.
“Üzgünüm. Sadece sizin için giysilerinizi çıkartmak istedim.”
“HAYIR!”
Kulağımı kapıya iyice dayadım. “Birinin sizi soymasından hoşlanmıyorsunuz, anladım. Kendiniz soyunup bornoz giymek ister misiniz?”
Gayet sağlıklı bir iletişim.
İlk günlerde ona bir şey yaptırmak ya da sakinleştirmek için sırtına ya da kucağına atlayıp saçını çektiğim günlerden buraya…Gerçekten harikayım.
Her şey harika ama ondan ayrılma düşü-
HAYIR. HAYIR. HAYIR. ŞU AN BUNU DÜŞÜNMEYECEĞİM.
“Irena Hanım.” Kapı açılıp Jane pes bir suratla bana baktı. “Yardım edebilir misiniz?”
“Tabii ki.”
“Temastan çok sakınıyor.”
“Evet hiç haz etmez.” Dua et seni parçalara ayırmadı…
“Cilt bakımı için sizin ellerinizi kullanabilir miyim? Sizin teninizden rahatsız olmadığı için bu şekilde yapmayı düşünüyorum.”
YİNE. EKSTRA. İŞ.
“Tamam ama yarın devam edelim. Biraz gergin olmalı, siz de dinlenin.”
“Tamam o zaman, size bırakıyorum.”
Kadın gittikten sonra derin bir nefes aldım ve banyonun kapısını açtım.
Suyun içinde oturuyordu. Saçları ıslanmış ve yüzünün kenarlarına yapışmıştı. Bacaklarını karnına iyice çekmiş, elleriyle de bornozu sıkı sıkı tutarak göğsünü kapatmıştı. Yüzündeki ifade beni öldürdü. Kaşlarını çatmış, alt dudaklarını ısırmış bir şekilde kendine hakim olmaya çalışıyordu!
Beni gördüğü an elini bornozdan çekti ve yüzü aydınlandı.
Tıpkı öfkeli bir köpekten, sahibini görüp de kuyruk sallamaya başlayan saftirik köpeğe dönmüştü!
Kaşlarını kaldırdı ve suratını gevşetip hayran hayran bana baktı.
“Dur da üzerindeki kokulu yağı temizleyeyim.” Ona yaklaşırken hızlıca suyun içinde bana ilerledi. “Bornozunu ka-“
Jakuzinin kenarına gelip bana ulaştığı an ıslak kollarını sudan çıkartıp belime sıkıca sarıldı ve aynı ıslaklıktaki yüzünü karnıma yaslayarak bana sıkıca, ÇOK SIKICA, sarıldı.
Bornozu üzerinden sıyrılınca üst bedeni tüm haşmetiyle elimin altında kaldı. Beni boğacak kadar sıkmasının yanında karnıma değen burnu, dudakları ve nefesiyle benim de ateşim çıkmaya başlıyordu. Felaket yakındık ve her pozisyonumuz ten teneydi.
“Coren?” Dedim ama beni hiç sallamadan yüzünü karnıma sürttü. “Buradan çıkmak için beni bırakmalısın.” Beni ölümüne sıkmaya devam etti. “Neden bu kadar nefret ettin?” Diye sordum.
“Kadın.” Karnıma konuşunca gıdıklandım ve sırıttım. Sesi de boğuk geliyordu.
“Ama ben de kadınım.”
“O kadın.”
“Onu sevmedin mi?” Islak saçlarını okşarken bunu yaptığımın farkında bile değildim. Tek elim saçında, diğer elimde kaslı sırtında dolanıyordu. “Başka insanların sana dokunmasından hoşlanmıyor musun?”
“Hayır.”
“Ama etkileyici bir Lord olmak istiyorsan buna alışmak zorundasın…”
“Hayır.”
Hisleri de önemliydi ama her şeyi de böyle reddedemezdi. Ah bu koca köpüşle ne yapacağım! Devasa bedenini aldırmadan belime sıkıca sarılmaya devam ediyor ve göğsümün hemen altında nefesleniyordu.
Bu muhteşem.
Saçlarını sevdikçe sakinledi ve kapattığı gözleriyle bedenimde yaşamaya devam etti. O kadar tatlıydı ki onu bunun için asla azarlayamazdım.
Bu yüzden onunla gece ciddi bir konuşma yaptım ve cilt bakımı esnasında elini tutarak yanında olacağımı söyledim. Eğer yabancı bir duygu ya da durum hissederse bana bunu anında söyleyecekti.
An itibariyle her şey yolundaydı.
Bayan Jane -zevkle- onun devasa göğsüne ve yüzüne türlü bakımlar yaptığında sadece yanında oturarak elini tuttum. Hiç sesini çıkartmadı. Her şey yolunda gitti.
Taa ki yağ şişelerinden biri suya düşüne kadar. O anda birden ayağa kalkınca tüm kasları gözümüzün içine girdi ve bu da yetmezmiş gibi üzerinden sıyrılıp giden bornozu düşünce Jane ve ben onunkiyle yüz yüze geldik.
Selam…Uzun zaman olmuştu.
Bayan Jane bir profesyonel olduğu için bu durumdan etkilenmez diye düşünmüştüm ama o kıpkırmızı olmuş bir suratla karşısındaki ‘şeye’ bakıyordu.
Benim kalbim pılını pırtını toplayıp çoktan gitmişti zaten.
Coren herkesten farklıydı. Bu konuda da farklıydı çünkü her yeri inanılmaz derecede çekiciydi. Baştan çıkartıcıydı.
Lan? Ya ona aşık falan olursa?
“Amanın.” Kadın tir tir titreyerek tam ‘oraya’ bakmaya devam ediyordu. “Çok sıkı antrenman yapıyor olmalısınız. Ne vücut ama-“
Coren çatık kaşları ve aşırı öfkeli suratıyla kadına baktı ve emir verdi. “Sessiz ol!”
Azgınlıktan ölen kadın bu ses ve görüntü karşısında ürpererek görünmez oldu.
“Hemen hazırlanacağım.” Kadın yanımızdan fırlayıp giderken ayağa kalktım ve zorlukla yutkunarak yanına gittim.
Atan kalbini kontrol edemediği için Coren’ı sinirlendirmiş olmalıydı.
“Çok zorlandıysan ara verelim.” Dedim ona. Çünkü çaresiz görünüyordu. Kaşları iyice düşmüştü ve yüzündeki ifade ‘YALVARIRIM SESSİZ OLUN!’ Diyordu.
“Masaj yatağına geçebiliriz.” Dedi kadın sessizce.
Coren suyun içinden çıktı ve çıplaklığı hiç dert değilmiş gibi yatağa doğru yürümeye başladı ama kendi kendine söylenmesini duymuştum. “Gürültülü. Başıma ağrılar giriyor…” Ve saklayamadığı hırıltısını da duydum.
“Coren?” Panikle ve hızlı adımlarla ona atıldım. “Kötüysen bugünlük biti-“ Ayağımın altındaki yağ şişesine takılıp küvetin içine düşmek üzereyken dudağımdan küçük bir çığlık koptu.
“Irena!”
Coren ve insan üstü hızı beni düşmeden önce yakalayıp yere çektiğinde suya düşmekten son anda kurtulmuştum ama başka bir cehennemin içindeydim.
Yüzünde aşırı endişeli bir ifadeyle bana bakarken neredeydi?
Tam. Üzerimde.
TÜM. ÇIPLAKLIĞIYLA.
Yüzü, yüzümün hemen üzerinde. Aramızda birkaç santim var.
Tek eliyle başımı yerden yukarıda tutuyor, diğer koluyla da yerden destek alıyordu.
Sanırım kalbim, hiçbir zaman bu kadar hızlı ve zevkle atmamıştı.
🐶
COREN
Yabancı ve tuhaf koku, havayı ağırlaştıran nem ve beni rahatsız eden tüm sesler önemini yitirmişti.
Elimin ve tenimin altındaki beden yumuşak. Sıcak.
Hemen yakınımda yüksek bir kalp atışı var.
Fazla yakınız. Görüş açım çok sınırlı. Kızarmış yanaklarını, şaşkın tatlı bakışlarını ve pembe dudaklarını görüyorum.
Tüm bedenim ona yapışık. Tenimde onun tenini hissediyorum. İkimiz de ıslağız.
Çok sıcak.
Etrafımdaki diğer şeyleri hissedemiyorum. Gözümün önünde ufak ağzı var. Şaşkınlıkla aralanmış, yüzü ıslak, dudakları ıslak.
Başka bir şey göremiyorum. Duyamıyorum.
Kasıklarımda hissettiğim şey? Birden bedenim cayır cayır yanmaya başladı. “Anormallik tespit edildi!” Dedim aceleyle.
“Ne? Nerede?!” Bunu söyleyemem. Hızlıca üzerinden fırladım. “Vücudun kıpkırmızı oldu. Çok mu gürültülüydü?”
Benimle beraber hızlıca doğruldu ve bedenini bana dolayarak sıkıca sarıldı.
Yine o şeyi yapıyor. İlahi güç. Rahatlatıyor, sakinleştiriyor.
“Geçti, iyiyiz. Tehdit yok.”
Göğsümün üzerindeki tatlı suratı beni rahatlatan şeyler mırıldanıyor. Kalbi sakince atıyor. Huzurlu. Buna tutundum ve sadece onu dinledim.
Güvendeyim.
Yanağımı başının üzerine, saçlarına yasladım ve gözlerimi kapattım.
Bir kalp sesi daha var. Çok canlı, güçlü atıyor. Heyecanlı mı? Korkmuş mu? Anlayamıyorum.
Ve bu kalp sesi…Benden geliyor.
- Writer
