İçimdeki fırtınalı denizin gözlerimden taşması, öngöremediğim, engel olamadığım bir şeydi. Bileğimi tutan elini yüzümde hissettim. Yanağımdaki damlayı silerken, hayretle konuştu. ‘’Onun için mi? Onun için mi döküyorsun bu gözyaşını?’’ Neden döktüğümü bilmiyordum ama o noktadan sonra Erdem abinin beyin ölümü için döktüğümü söyleyebilirdim. Ne ağlayacaktım ben Rüzgar için ya? ‘’Gülşah değmez. Bak, onun niyeti iyi değil. Sana nasıl baktığını gördüm ben onun.’’ Yeter ama. Bakışlardan gerçekten anlasaydı, benim yıllar önce onun için ne kadar yandığımı anlardı. Anlamış olabilir miydi? Anladığı için mi bana birden bire ‘Ben senin abinim’ demişti? Yine aklımı karıştırmaya başlamıştı. Yeter ama ya! Senelerdir Erdem’in elinde oyuncak oldum. Artık onyedi yaşında toy bir kız değilim. Yirmi beş ya

